Samsun Gezi Davası’nda açıklanan karara tepki gösterenler eylemde bir araya geldi
Samsun’da Gezi Direnişi’ne destek vermek isteyenlerin 1 Haziran 2013’te yapılan eyleme katılan ve haklarında dava açılan 39 kişi hakkında 10 ay ile 3 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen hapis cezaları verildi.
Samsun 4. Asliye Mahkemesi’nde 23 Mart tarihinde görülen duruşmada mahkeme hakimi sanıklara ceza yağdırdı.
Duruşmadan önce yazdırdığı kararı flash disk ile duruşmaya getiren hakim, 39 kişi hakkında 10 ay ile 3 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarına hükmetti.
Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri bugün (3 Nisan) saat 17.30’da Süleymaniye Geçidi’nde bir araya gelerek karara tepki gösterdi.
Açıklamada şunlar söylendi:
2013 yılında, İstanbul Gezi Parkı’nın talanına karşı başlayan çevreye, doğaya, yaşam alanlarına sahip çıkan direniş çok kısa sürede bir hak, özgürlük, demokrasi mücadelesine dönüşerek tüm ülkeye yayılmıştı. Milyonlarca insanın memleketin neredeyse tüm şehirlerinde Tek Adam iktidarına karşı sokaklarda olduğu direniş kadınların, gençlerin, öğrencilerin, emekçilerin, LGBTİ+’ların, sosyalistlerin, taraftar gruplarının, devrimcilerin, kent ve doğa savunucularının, sanatçıların birlikteliği ile büyük bir halk isyanına dönüşmüştü.
Meşruluğu, kararlılığı, kitleselliği ile o günlerde AKP’nin en büyük korkusuna dönüşmüş olan Gezi Direnişi tüm karalamalara, iftiralara, saldırılara rağmen günlerce devam etmiş, halkın iradesini ve taleplerini en güçlü halde ülkenin ve dünyanın gündemi haline getirmişti.
AKP’nin direnenlere, polis ve örgütlü faşistlerce yönelttiği saldırılarla 8 kişi öldürüldü, 40 kişi gözünü kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Öldürülen arkadaşlarımız için açılan davalarda AKP’nin yargısı iyi hal indirimleri, beraat kararları ve para cezalarıyla neredeyse katilleri ödüllendirmiştir.
Bugün aradan neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen AKP’nin Gezi korkusu devam etmektedir. Milyonlarca insanın adalet, eşitlik, özgürlük talebi olan Gezi eylemlerimizde, her türlü kent-doğa savunmasında, kadınların mücadelesinde, geçinemiyoruz diyenlerin isyanında, işçi direnişlerinde varlığını devam ettirmektedir. AKP’nin korkusu halkın taleplerini örgütlü ve kitlesel bir biçimde yeniden sokaklara taşımasıdır. Ve bu korku AKP’nin Gezi’ye dair intikamcı tavrını devam ettirmesinin asli sebebidir.
Gezi Direnişin başından itibaren Samsun’da da halk sokaklarda, alanlarda, forumlarda bir aradaydı. On binlerin sokaklara çıktığı Samsun’da Gezi Direnişi kitlesel eylemlerle, forumlarla günlerce devam ederken kurulan direniş alanında birlikte hareket etmenin gücü tüm şehri etkilemişti.
Aradan geçen 10 yılda Gezi’ye dair öfkesi dinmeyen AKP’nin intikamcı tavrı son olarak Samsun Gezi Davasında kendini göstermiştir. 1 Haziran’da Atakum’da gerçekleştirilen eyleme katılan ve haklarında dava açılan 39 kişiye önden hazırlanmış ve mahkemeye getirilmiş bir kararla, yapılan savunmalar ve usule dair yapılan itirazlar dikkate alınmadan verilebilecek en üst cezalar verilmiştir. Üzerinden 8 yıl geçen davada, bilirkişinin basit ve yetersiz raporlarını kaynak gösterilerek verilen cezaların sebebi ve kaynağı açıktır.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokratik tüm haklarının kullanan insanların vazgeçilmez hakkıdır. Bu hak insan hakları mücadelesinin vazgeçilmez temelidir.
Tek Adam iktidarı ve yargısı direnenleri baskılamak, susturmak, cesaretsizleştirmek için elinden geleni yapmaktadır. Fakat başarılı olamadığı işçilerin direnişlerinde, kadın eylemlerinde, gençlerin mücadelesinde, deprem felaketinde hayatı yeninde örmeye çalışan devrimcilerin ve tüm gönüllülerin kararlılığında ortaya çıkmaktadır.
Bizler sözümüzü yineliyoruz, Tek Adam iktidarını yıkacağız, bizleri yoksulluğa, ölüme, gericiliğe maruz bırakanların, binlerce insanı enkaz altında bırakanların iktidarına son vereceğiz!
2013 yılında, İstanbul Gezi Parkı’nın talanına karşı başlayan çevreye, doğaya, yaşam alanlarına sahip çıkan direniş çok kısa sürede bir hak, özgürlük, demokrasi mücadelesine dönüşerek tüm ülkeye yayılmıştı. Milyonlarca insanın memleketin neredeyse tüm şehirlerinde Tek Adam iktidarına karşı sokaklarda olduğu direniş kadınların, gençlerin, öğrencilerin, emekçilerin, LGBTİ+’ların, sosyalistlerin, taraftar gruplarının, devrimcilerin, kent ve doğa savunucularının, sanatçıların birlikteliği ile büyük bir halk isyanına dönüşmüştü.
Meşruluğu, kararlılığı, kitleselliği ile o günlerde AKP’nin en büyük korkusuna dönüşmüş olan Gezi Direnişi tüm karalamalara, iftiralara, saldırılara rağmen günlerce devam etmiş, halkın iradesini ve taleplerini en güçlü halde ülkenin ve dünyanın gündemi haline getirmişti.
AKP’nin direnenlere, polis ve örgütlü faşistlerce yönelttiği saldırılarla 8 kişi öldürüldü, 40 kişi gözünü kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Öldürülen arkadaşlarımız için açılan davalarda AKP’nin yargısı iyi hal indirimleri, beraat kararları ve para cezalarıyla neredeyse katilleri ödüllendirmiştir.
Bugün aradan neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen AKP’nin Gezi korkusu devam etmektedir. Milyonlarca insanın adalet, eşitlik, özgürlük talebi olan Gezi eylemlerimizde, her türlü kent-doğa savunmasında, kadınların mücadelesinde, geçinemiyoruz diyenlerin isyanında, işçi direnişlerinde varlığını devam ettirmektedir. AKP’nin korkusu halkın taleplerini örgütlü ve kitlesel bir biçimde yeniden sokaklara taşımasıdır. Ve bu korku AKP’nin Gezi’ye dair intikamcı tavrını devam ettirmesinin asli sebebidir.
Gezi Direnişin başından itibaren Samsun’da da halk sokaklarda, alanlarda, forumlarda bir aradaydı. On binlerin sokaklara çıktığı Samsun’da Gezi Direnişi kitlesel eylemlerle, forumlarla günlerce devam ederken kurulan direniş alanında birlikte hareket etmenin gücü tüm şehri etkilemişti.
Aradan geçen 10 yılda Gezi’ye dair öfkesi dinmeyen AKP’nin intikamcı tavrı son olarak Samsun Gezi Davasında kendini göstermiştir. 1 Haziran’da Atakum’da gerçekleştirilen eyleme katılan ve haklarında dava açılan 39 kişiye önden hazırlanmış ve mahkemeye getirilmiş bir kararla, yapılan savunmalar ve usule dair yapılan itirazlar dikkate alınmadan verilebilecek en üst cezalar verilmiştir. Üzerinden 8 yıl geçen davada, bilirkişinin basit ve yetersiz raporlarını kaynak gösterilerek verilen cezaların sebebi ve kaynağı açıktır.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokratik tüm haklarının kullanan insanların vazgeçilmez hakkıdır. Bu hak insan hakları mücadelesinin vazgeçilmez temelidir.
Tek Adam iktidarı ve yargısı direnenleri baskılamak, susturmak, cesaretsizleştirmek için elinden geleni yapmaktadır. Fakat başarılı olamadığı işçilerin direnişlerinde, kadın eylemlerinde, gençlerin mücadelesinde, deprem felaketinde hayatı yeninde örmeye çalışan devrimcilerin ve tüm gönüllülerin kararlılığında ortaya çıkmaktadır.
Bizler sözümüzü yineliyoruz, Tek Adam iktidarını yıkacağız, bizleri yoksulluğa, ölüme, gericiliğe maruz bırakanların, binlerce insanı enkaz altında bırakanların iktidarına son vereceğiz!
İlgili haber:
Sendika.Org