Maraş merkezli depremlerin ardından devletin sorumluluklarını yerine getiremediği gerçeği çok sayıda insanın dilinde. İktidar cephesi ve onun kontrolündeki sosyal medya trolleri ise “Siyaset yapacak zaman mı?” söylemleriyle bu sorumluluğu gizlemenin peşinde
Deprem, afet, iş cinayeti gibi kitlesel ölümlerin olduğu anlarda ortaya çıkan “Siyaset yapacak zaman mı?” söylemleri 2 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, on binlerce kişinin yaralı ve enkaz altında kaldığı Maraş merkezli 2 büyük depremin ardından da ortaya saçıldı.
Enkaz altında yardım bekleyen binlerce kişi var. AFAD ekipleri başta Hatay olmak üzere çok sayıda bölgeye henüz ulaşamadı. Antakya’da yurttaşlar kendi imkanları ile enkaz kaldırma ve arama kurtarma çalışmaları yapıyorlar.
“Siyaset yapacak zaman mı?” söylemleri devletin sorumluluğunu yerine getiremediği gerçeğinin üstünü örtüyor. İktidar cephesi, ‘birlik ve beraberlik’ mesajları verirken ana muhalefet de açıklamalarıyla buna destek veriyor. Sosyal medyada iktidar kontrolündeki troller de devletin sorumluluğuna işaret eden paylaşımlara örgütlü olarak saldırıyor.
2011’de Van’da meydana gelen depremin ardından dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, deprem vergilerinin akıbetine ilişkin olarak “Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. Deprem vergisi adı altındaki vergiden çok sürekli hale gelmiş ÖTV vs var. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Diyorsunuz ki bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti. Sadece bir yıllık vatandaşın sağlığı için yaptığımız harcama 44 milyar lira. Bu, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor” demişti.
Şimşek’in “deprem vergileriyle yaptık” dediği duble yollar depremde yerle bir oldu. 2007’de Erdoğan’ın açılışını yaptığı ve kurutulan göl ve fay hattı üzerine yapılan Hatay Havalimanı pisti kırıldı. Olası felaket durumlarında ayakta kalması gereken, hastane, okul gibi kamu binaları yerle bir oldu.
Hatay Havaalanı’nın Amik Gölü’nün kurutularak göl aynasının tam ortasına yapılmasına hem mimarlar hem de yaşam savunucuları karşı çıkmıştı. Havaalanı da her sene tadilat yapılmasına rağmen yeniden su altında kalmaktan kurtulamadı. Deprem sonrasında pist üzerinde yarık oluştuğu için uçaklar inemiyor.
Hatay, yıkımın en fazla olduğu ve devletin tüm mekanizmalarının iflas ettiği bir şehir. Ancak yaşananlar kaynak yetersizliğinin bir sonucu değil. Zira sınırın diğer yakasında devletin milyarlarca doları bulan askeri yatırımları var. Suriye topraklarında TSK kontrolündeki bölgelere ve askeri harcamalara büyük kaynak ayrılıyor. 2022 yılında savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan bütçe 240 milyarı buldu. 2023 bütçesinde bunun neredeyse iki katına çıkması öngörülüyor. Bu harcama, tüm ülkedeki sosyal yardımların neredeyse iki katına tekabül ediyor. (Demokrasi İçin Birlik tarafından düzenlenen Savaşa Karşı Hayat Konferansı’nda Dr. Mert Büyükkarabacak’ın “Savaş Değil Hayat, Mermi Değil Ekmek” başlıklı sunumundan)
Arama kurtarma çalışmalarındaki yetersizliğin üstüne AFAD, yine IBAN paylaşarak halktan para istedi. AFAD’ın Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Depremden etkilenen illerimizde yürütülen çalışmalara destek vermek isteyen vatandaşlarımızdan yoğun talep gelmektedir. Yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımız “DEPREM” yazarak 1866’ya SMS (20 TL) gönderebileceği gibi banka hesap numaraları üzerinden de bağış yapabilecektir.”
Sendika.Org