Malatya Çevre Platformu ve Arguvan Doğayı Koruma Derneği, avcılık faaliyetlerinin yaşam hakkı ihlali olduğunu belirterek avcılığın türlere karşı suç olduğunu söyledi. 25 Aralık’ta Arguvan ilçesindeki bir grubun kendilerini tehdit ettiklerini belirten Arguvanlılar coğrafyalarında yaşayan hayvanları avcıların ‘merhametine’ terk etmeyeceklerini söyledi: “Adına avcılık denilen, spor kisvesi altında sunulan faaliyetler gerçekte yaşama karşı suçtur soykırım niteliğindedir”
Malatya Çevre Platformu’nun (Mal-Çep) bileşeni olduğu Arguvan Doğayı Koruma Derneği, dün (1 Ocak) avcılık faaliyetlerinin yaşam hakkı ihlali olduğunu belirterek avcılığın türlere karşı suç olduğunu söyledikleri bir açıklama yaptı.
Açıklamada 25 Aralık’ta Arguvan ilçesinin Karahöyük, Ermişli, Çayırlı ve Konaktepe köylerine, sayıları yüzü aşan ve Yeşilyurt Doğa Avcılar Derneği üyesi oldukları öğrenilen bir grubun, köylerin – mahallelerin çok yakınında, doğayı, yaşamı ve yaban hayatını hiçe sayarak bağ bahçe, tarlalar içerisinde avlanmak için geldiği söylendi:
Arguvan Doğayı Koruma Derneği üyeleri ise, karşılaştıkları bu avcı grubuna iyi niyetle yaklaşarak kim olduklarını, ne yapmak istediklerini, nereden geldiklerini, sormaya çalışmıştır. Bu durum üzerine avcı grubu, adeta savaşa gelmiş gibi insanlar üzerine ateş açmıştır. Şans eseri mesafe uzak olduğu için kimse yaralanmamış ve akabinde olay karakola intikal etmiştir. Özrü kabahatinden büyük olan avcı grubu karakolda, asker olmalarını bir dokunulmazlık aracı olarak kullanmaya çalışmış ve dernek başkanı olduğunu beyan eden şahıs ‘gelecek pazar 200 kişi geleceğiz’ diyerek Arguvan halkını alenen tehdit etmiştir.
Açıklamada “Başka avlanacak yer yok mu?” diye sorularak avcılığın katliam olduğu şöyle ifade edildi:
Adına avcılık faaliyeti denilen fakat teknik olarak bir katliamdan farkı olmayan bu faaliyetler; hayvan haklarının, çevre haklarının ve doğal hakların, en somut ifade ile bir canlının kendisi olması ile sahip olduğu yaşam hakkının ihlaline sebep olmaktadır.
Türkiyenin’de imzacısı olduğu Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden şu maddeler hatırlatıldı:
- Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğar ve aynı var olmak hakkına sahiptir.
- Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir.
- Bütün hayvanların insanlarca gözetilme,bakılma ve korunma hakları vardır.
- Bir hayvan öldürülmesi zorunlu olursa;bu bir anda,acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
- Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış, bir biocide, yani yaşama karşı suçtur.
- Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir genocide, yani türe karşı suçtur.
Yani adına avcılık denilen faaliyet esasında keyfi bir şekilde hayvanların yaşam hakkına karşı işlenen bir suçtur. Birden fazla hayvana karşı gerçekleştirilmesi (ki Arguvan’da yapılmak istenen de budur) türe karşı suçtur. Yani soykırımdır.
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinde yer alan bir maddeye daha dikkat çekmek gerekiyor, “Bir hayvanı terk etmek acımasızca ve insanlık dışı bir davranıştır” Arguvan halkı coğrafyasında yaşayan hayvanları avcıların ‘merhametine’ terk etmemiştir ve etmeyecektir. Bu günden sonra da bu vahşetin karşısında duracaktır.
Çevreye zarar vermenin suç olduğu belirtilen açıklamada, “İnsanlar veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip atıklarla çevreye zarar veriliyor ise bu kişiler hapis ya da para cezası ile cezalandırılır” denildi.
Açıklamanın sonunda şunlar söylendi:
Doğa haklarını işlevsel hale getirmek için temel bir soru, hak sahibinin nasıl tanımlanacağı olarak karşımıza çıkıyor, hakları tanınan varlıklar toprak ana nehirler sular ekosistemler doğal topluluklar türler ve hayvanlar alemi sayılabilir. Yani bizim dışımızda ki her türlü canlınında en az bizim kadar devredilemez hakları blunmaktadır. Hindistan’da bir yargıç, ‘kendilerini koruyacak durumda olmayan hayvanların ve bizzat doğanın insanlarla eş değere sahip olduğunu ve insanların onu korumakla görevli olduğuna’ karar verdi.
Son olarak biz kez daha altını çizerek belirtiyoruz, adına avcılık denilen, spor kisvesi altında sunulan faaliyetler gerçekte yaşama karşı suçtur soykırım niteliğindedir.
Evet dostlar biz Malatya Çevre Platformu olarak sizlerle dayanışmak, ortaklaşmak, Arguvan’ın doğasına, yaban hayatına sizlerle beraber sahip çıkmak için buradayız. Bizler birbirimize omuz verdiğimiz müddetçe Arguvan halkına ve doğasına karşı gerçekleştirilen her türlü yönelmeye karşı koyabilecek güçteyiz.
Son olarak Arguvan’da yaşanan sürecin toplumsal ve hukuksal boyutu ile takipçisi olacağımızı, Arguvan halkının yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Bu mücadele onurludur. Bu mücadele kararlıdır. Ve dayanışma yaşatır.
Sendika.Org