Sincan Kadın Cezaevi’nde çıplak arama dayatmasına maruz kalan kadın gazetecilerin suç duyurusu, “Suç unsuru yok” iddiasıyla takipsizlikle sonuçlandırıldı
Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 29 Ekim’de tutuklanan ve Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülen 5 kadın gazeteci, cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına maruz kaldı. Kadın gazetecilerin uygulamaya karşı yaptıkları suç duyurusu, takipsizlikle sonuçlandı.
Kadın gazetecilerin Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusuna, 14 Aralık’ta yanıt verildi. Savcılık, “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin, Arama, Güvenlik Tatbikatı ve Sayım” yönetmeliğinin 34’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan “… yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve bunun başka suretle tespiti olanaksız olması durumunda, kurumun en üst amirinin gerekli görmesi halinde, detaylı olarak veya beden çukurlarında usullere uygun yapılabilir” ifadelerine atıfta bulunarak, uygulamanın yönetmeliğe uygun olduğunu savundu.
Cezaevi kurumu ise savcılığa gazetecilerin eşyaları arasında 4 adet CD bulunduğunu öne sürerek, yasak olabilecek sair eşyalarının tespiti için dışarıdan hiçbir şekilde görülemeyeceği ve görüntü kaydeden bir cihaz bulunmadığı, arama odasında “Kişinin tenine çıplak elle dokunulmadan ve giydirilen önlük üzerinden, utanma duygusunu hiçbir şekilde ihlal etmeyecek şekilde üst aramalarının yapıldığını” iddia etti.
Kurum beyanını esas alan savcılık, gazetecilere yapılan uygulamaya dair, “Herhangi bir suç/suç unsuruna rastlanılmadığı” diyerek, takipsizlik kararı verdi. Gazeteciler, takipsizlik kararına karşı Ankara Batı Sulh Ceza Hâkimliği’ne itirazda bulundu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı