Kayyum rektöre karşı mücadelelerinde 2 yılı geride bırakan Boğaziçi akademisyenleri, taleplerini bir kez daha yineledi: “Özgür, özerk ve demokratik üniversite için: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz”
İki yıldır her iş günü bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını dönen akademisyenler bir kez daha taleplerini yineledi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde direnişin 25. ayı, 105. haftası devam ediyor. Bugün direnişin 729. günü. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 494. kez rektörlük binasına döndüler. Akademisyenler nöbetlerinin ardından her haftanın son iş gününde olduğu gibi haftalık açıklamalarını okudular.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından yapılan açıklamada, tam iki yıl önce, Melih Bulu’nun tepeden inme bir cumhurbaşkanlığı atamasıyla Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atandığı hatırlatılarak “Askerî darbe dönemlerini çağrıştıran ve kurumun iradesini hiçe sayan bu atamayı birçok hukuksuz uygulama izledi. Bizler üniversitenin yıkımını hedefleyen bu uygulamaların hiçbirini kabul etmediğimizi ve doğruları savunmaktan vazgeçmeyeceğimizi iki yıl boyunca her hafta bu meydanda duyurduk. İki yıl boyunca bu kararlı duruşumuzdan tek adım geri atmadık, sözümüze sadık kaldık” ifadelerine yer verildi.
Geçen iki yılda Boğaziçi Üniversitesi’nde sayısız hak ihlali yaşandığına vurgu yapılan açıklamada “İki yılda üniversitenin senato ve üniversite yönetim kurulu gibi üst yönetim yapılarına hukuk dışı yollarla el konuldu, seçilmiş yöneticilerimizin yerine liyakatsiz kadrolar yerleştirildi. Kurumun demokratik, katılımcı ve şeffaf yönetim yapısı yerle bir edildi. Öğrencilerimiz hapse atıldı, şiddete maruz bırakıldı, mesnetsiz disiplin soruşturmalarıyla yıpratıldı ve kimliklerinden dolayı hedef gösterildi. Birçok idari personelimiz işten çıkarıldı, sürgün edildi veya emekliliğe zorlandı” denildi.
Hocaların asılsız gerekçelerle işten çıkarıldığı, görevlerinden uzaklaştırıldığı ve itibar suikastına uğratılarak birçoğunun derslerinin kapatıldığına işaret edilen açıklamada “Akademik birimlerin onaylamadığı 20’den fazla ‘kişiye özel’ kadro ataması yapıldı. Siyasi sâiklerle hareket eden kayyım idaresi, bu iki sene boyunca hayalindeki keyfî ve baskıcı yönetim modelini üniversitemizde hâkim kılmaya çalıştı. 52 yıllık kamu üniversitesi geçmişi olan bu kurumda benzeri görülmemiş bir akademik ve idari şiddet ortamı yarattı” ifadelerine yer verildi. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, iki senedir bilgi üretmeye, bilgiyi öğrencileriyle paylaşmaya kararlılıkla devam edildiği belirtilen açıklamada “Üniversitedeki yıkıcı ve keyfî uygulamaları mahkemelere taşıyor ve hukuki süreçleri takip ediyoruz. Diğer üniversitelerle iş birliği yaparak özgür ve üretken yeni bir üniversite düzeni için modeller üretiyoruz” ifadelerine yer verildi.
İki yıldır haksızlıklara karşı hep birlikte, yılmadan mücadele verildiğinin hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Akademi tarihinde kendine özgü bir yer edinen uzun erimli direnişimiz Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin umut verici örneklerinden biri oldu. Biliyoruz ki, üniversitemize yapılan saldırı daha geniş bir kuşatmanın ve kurumsal çöküşün parçası. Bu nedenle iki senedir sadece Boğaziçi Üniversitesi için değil, kamunun vazgeçilmez değerlerinden biri olan üniversiteyi savunmak için bu meydandayız.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Türkiye’de özgür, özerk ve demokratik bir üniversite için vazgeçmeyecekleri ilkeleri yineledi:
Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir. Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir. Üniversitelerin, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır.
şu an BÜ orta meydan. Haftanın yılın ilk pazartesisi, itirazın 3. yılı başladı. Akademik özgürlüğün, hürriyetin, liyakatın, adaletin kazandığı nöbetlere gerek kalmadığı bir yıl olsun. Üniversiteler, öğrenciler, hocalar bütün Türkiye iyi olsun diye #kabuletmiyoruzvazgecmiyoruz pic.twitter.com/XI84TB4Ybm
— Zafer Yenal (@YenalZafer) January 2, 2023
Özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar: KABUL ETMİYORUZ! VAZGEÇMİYORUZ! Boğaziçi direnişinin ikinci senesinde feministler olarak mücadelenin yanındayız! pic.twitter.com/WIGYfpQg8N
— feminist gündem (@feministgundem) January 2, 2023
Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan müdahaleleri protesto eden 5-10 hoca kaldı diyorlardı. İşte o 5-10 hoca 👇#2Yıldır #BoğaziçiDireniyor #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz pic.twitter.com/GIl9Pb3tOI
— Emre Ugur (@emreugur__) January 2, 2023
2 yıldır çok uğraştınız ama biz bitmedik, tersine çoğaldık, çok daha kararlıyız!
Boğaziçi hocaları kayyuma da, Türkiye'de üniversitelere verilen akla ziyan hasara da karşı çıkıyor, çıkmaya devam edecek!#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz pic.twitter.com/6ywkpmPpUg— Zeynep Gambetti (@zgambetti) January 2, 2023
Boğaziçi bileşenleri direnişin yıldönümünde kampüste! Gücümüzü haklılığımızdan ve bu kalabalığın dayanışmasından alıyoruz! #Boğaziçi2yıldırdireniyor#ÖzgürÖzerkDemokratikÜniversite pic.twitter.com/7I8l9TDuvg
— BUicinMezunlar (@BUicinMezunlar) January 2, 2023
Sendika.Org