Angaryaya, tacize, taşeron çalışma koşullarına itiraz edip Devrimci Sağlık İş sendikasına üye oldukları için işten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin hastane önündeki direnişi 20. gününde sürüyor
Angaryaya, tacize, taşeron çalışma koşullarına itiraz edip Devrimci Sağlık İş sendikasına üye oldukları için işten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin direnişi 20. gününde sürdü.
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde direniş 20. gününde: #KoçtaDirenişKazanacakhttps://t.co/PN7IFx98RI pic.twitter.com/jQeS30I2Ep
— sendika.org (@sendika_org) December 27, 2022
Koç Üniversitesi Hastanesi önünde direniş ateşi yakıldı#KoçtaDirenişKazanacakhttps://t.co/PN7IFx8B2a pic.twitter.com/FSl8RwICi5
— sendika.org (@sendika_org) December 27, 2022
Dışarıda işten atılan işçiler, içeride promosyon hakkına el konulan işçiler…#KoçtaDirenişKazanacakhttps://t.co/PN7IFx8B2a pic.twitter.com/pbhPpyQzkO
— sendika.org (@sendika_org) December 27, 2022
İşçiler işten çıkarıldıktan sonra ‘Tacizci müdürün hastaneyle ilişiğinin kesilmesi’, ‘Sendikalı çalışmanın önünün açılması ve kimseye sendika tercihinden dolayı baskı yapılmaması’, ‘Atılan işçilerin işe geri alınması’, ‘Angaryaya, mobbinge ve tacize son verilmesi’, ‘Taşeron çalışmaya son verilmesi’ talepleriyle hastane önünde direnişe geçmişti.
Bu sabah hastanede taşeron işçiler promosyon hakları için eyleme geçti.
Koç Üniversitesi Hastanesi’nin içinde de direniş var: Promosyon alamayan taşeron işçiler iş bıraktıhttps://t.co/DGxm007YRp pic.twitter.com/mHndQ7HI85
— sendika.org (@sendika_org) December 27, 2022
Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri sistematik hale gelen tacize ve mobbinge, ağır çalışma koşullarına, taşeron çalışmaya ve düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşınca işten atıldı. İşten atılan işçiler hastane önünde direnişe geçti.
İşçileri sendikalaşmaya iten neydi?
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Euroserve şirketi aracılığıyla çalışan 500’e yakın taşeron işçi var. Bundan önceki şirket olan NWG ile olan sözleşme bitince işçilerin şirketi değiştirilmek istendi. Ancak bu yolla işçilerin kıdem tazminatları da yakılmak istendi.
İşçilerin bir bölümü de bu hak kaybından dolayı istifa etti. İstifa eden işçilerin ise yerlerine yeni işçiler alınmayınca iş yükleri çok arttı. Portörler günde 3 kata, yaklaşık 40 odaya hizmet vermek zorunda kaldı. İş yüklerinin ağırlığı işçilerin gün içi molalarının dahi kullanımının önüne geçti. İş tanımı dışındaki işler de işçilerin üzerine yıkılmak istenince çalışma koşulları dayanılmaz noktaya geldi. Üstelik bu ağır iş koşulları karşılığında asgari ücret alıyorlar.
Taciz de işçilerin baskılanması için sistematik hale gelmiş uygulamalardan biri. Hastane içinde taşeron şirketten gelen işçilerden sorumlu müdür, kadın işçileri sistematik olarak taciz ediyor. Giyim kuşamdan makyaja kadar karışan müdür için işçiler defalarca kez üstlerine başvurduysa da sonuç alınmadı.
Tacizin yanı sıra taşeron işçilere yönelik ayrımcılık ve mobbing de çok yaygın. İşçilere görevleri olmayan işler yaptırılmaya çalışılıyor. İtiraz ettiklerinde diğerlerinin ‘kadrolu’ oldukları ve onlara karşı ‘saygısızlık’ yapmamaları gerektiği söyleniyor. Ancak itiraz eden işçiler de bütün çalışanların önünde hakaretlere maruz kalıyor.
İşçilerin muzdarip olduğu bir konu da üstlerinin aranması. Her gün işten çıktıklarında ‘hırsızlık muamelesi’ yapılarak üstleri ve çantaları aranıyor. Çantalarından çıkan elma, poşet çay gibi gün içerisinde kendilerine verilen ancak gün içinde tüketmedikleri şeyler bile ‘hırsızlık’ suçlamasının konusu yapılıyor. İşçiler ise kendilerinden yemek ücreti adı altında yapılan kesintilerle bunların parasını zaten ödediklerini ifade ediyor. İşçiler arasında Kod 46 ile yani hırsızlık suçlamasıyla işten atılanlar da var.
İşçilerin taşeron şirketlerinin değişiminden dolayı hakları gasp ediliyor. Yaşadıkları sorunlardan dolayı hastane yönetimine gittiklerinde kendilerine taşeron şirkete gitmeleri gerektiği, şirkete gittiklerinde ise hastane yönetimiyle çözmeleri gerektiği söyleniyor.
İşçilerin talepleri neler?
Sendika.Org