CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı buluşmasında açıkladığı vizyon belgesi yeşil dönüşüm ve teknolojik gelişim odaklı kalkınmacılığa, tekelci sermayeyi önceleyen ekonomi yönetimine dayanıyor. Kamulaştırma içermeyen bir kamuculuğu sunan CHP, yoksullukla mücadelede ‘aile temelli yardımları’ sundu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ‘vizyon belgesi’ni İstanbul Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlediği İkinci Yüzyıla Çağrı buluşmasında açıkladı.
Buluşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, Kılıçdaroğlu’nun yeni Endüstriyel Dönüşüm Başdanışmanı olan Jeremy Rifkin, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti ve Bilken Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakan Kara, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Ufuk Akçiğit, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) öğretim görevlisi olan Daron Acemoğlu konuşmalar yaptı.
CHP’nin sunduğu programın temeli TÜSİAD’ın açıklamalarında ifadesini bulan tekelci sermayenin ekonomi yönetimi eleştirileri ve önerileriyle büyük oranda uyum gösteriyor. Ucuz işgücü ve ihracata dayanan mevcut ekonomi yönetimini eleştirisi kendisini Kılıçdaroğlu’nun “Ey dünya! Türkiye senin ucuz iş gücü alanın olmayacak! Türkiye senin mülteci kampın olmayacak! Türkiye senin çöp depon olmayacak!” sözlerinde gösterdi.
İktidarın ekonomi yönetimini ‘iktisat biliminin dışında kararlar almasıyla’ ve ‘liyakatsizlikle’ eleştiren CHP’nin sunduğu çözüm programı, aynı zamanda AKP’nin ilk yıllarındaki programla da büyük oranda örtüşüyor.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, tek haneli enflasyon hedeflemesi, küresel sistemle entegrasyon, yeşil mutabakat, sanayi 4.0 ve teknolojik gelişim odaklı kalkınmacılık, yüksek katma değerli üretim odaklı sanayileşme, buna uygun olacak şekilde eğitim sisteminde ‘nitelik artışı’; tarafsız cumhurbaşkanlığı, yabancı yatırımcıyı cebedecek hukuki alt yapı, küresel entegrasyonu sağlayacak kurulların kurumsal yapısının güçlendirilmesi, AB üyelik müzakerelerinin hızlandırılması programın temelini oluşturuyor.
Faik Öztrak’ın sunumunda ifade ettiği “4,5 saatlik uçuş mesafesinde 58 ülke, 1,5 milyarlık nüfusa, 22 trilyon dolarlık pazara erişme imkanı” ise bölgesel düzeydeki hedefi ifade ediyor. Rifkin de konuşmasında teknoloji odaklı bir sanayi dönüşüm programı ve yeşil dönüşümle Türkiye’nin bölgesel bir güç olabileceğini iddia etti.
Selin Sayek Böke, konuşması sırasında kamuculuğun temel ilkeleri haline getireceklerini söyledi. Kamuculuk anlayışlarını anlatan Sayek, devletin yeşil dönüşümü ve teknolojik gelişimi hedefleyen yatırımları desteklemesi gerektiğini ifade etti. Kamulaştırmaya dair hiçbir şey söylemeyen Sayek, kamunun (devleti kastederek) sanayiciler için hem öncü hem destekçisi olacağını ifade etti. Kamu (halk) yararı ise programda ‘herkes kalkınmadan payını alacak’ anlayışıyla dolaylı olarak yer aldı
Devletin sunduğu olanaklarla yeşil ve tekonolojik dönüşme uğrayan ekonomiyle verimin artacağını ifade eden Sayek, ücretlerin de artacağını ve böylece toplumun tüm kesimlerinin kazanabileceğini iddia etti.
Bu dönüşüm için uygun fonların da uluslararası piyasada bulunduğunu ifade eden Sayek, istihdamın da verim artışıyla artacağını ifade etti.
Yoksulluğun verim artışını sağlayan dönüşümle birlikte artan ücretlerle azalacağını söyleyen Sayek, enerji zamlarıyla sürekli gündeme gelen kamulaştırmaya veya temel hizmetlerin sunumunda devlet sübvansiyonlarına dair hiçbir şey söylemedi. Buluşmanın sonunda söz alan Kılıçdaroğlu, ücretlilerin gelir vergisini düşürecek düzenlemeler yapacaklarını ve büyümeden pay alabilecekleri bir düzen kuracaklarını ifade etti.
CHP’nin yoksullara vaadi ise sosyal yardımların genişletilmesi odaklı. Sosyal yardımların sunumunda ise ‘aile’ vurgusu oldukça belirgindi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliğine değinilmiş olsa da toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa dair sunulan çözüm “aile yardımlarının kadınların hesabına yatırılması” oldu.
Sendika.Org