ODTÜ’lüler, ABB önünde uğradıkları güvenlik ve polis saldırısına karşı açıklama yaptı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin demokratik haklarını kullanmak istedikleri için kendilerini işkence ettirip gözaltına aldırdığını belirten ODTÜ’lüler, “Bir kere daha söylüyoruz; eğer Mansur Yavaş bizim karşımızda Melih Gökçek olmak istiyorsa, biz de onun karşısında Kavaklık Direnişi olacağız! Bütün gücümüzle ve kararlılığımızla direnecek ve Rant Yolunu yaptırmayacağız” dedi
ODTÜ Ormanı’nın bir bölümünü de yok eden projeye karşı “Rant yoluna hayır diyen” ODTÜ’lülerin, 8 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesi önünde önce belediye güvenlikleri, ardından da polis tarafından darp edilmesine tepkiler sürüyor.
ODTÜ bileşenleri, ABB önünde yaşanan güvenlik ve polis şiddetine karşı Fizik Çimleri önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
ABB yönetiminin dün yayımladıkları açıklamada AKP’den tanıdıkları iktidar diline başvurduklarını belirten ODTÜ bileşenleri, “Oldukça basit bir demokratik hakkı kullanmaya çalıştığı için işkence ettirip gözaltına aldırdığı öğrencileri marjinalize etmeye çalışmakta, yalana ve manipülasyona başvurmaktan geri durmamaktadır. Mansur Yavaş ve yönetiminin amacının Ankara’nın ulaşım sorununu çözmek olmadığı, 2013 yılında ODTÜ Yol Direnişi’nde haklarında dava açılıp dava sürecinde cezası istinaftan dönen öğrenciler için yeniden yargılanmaları sırasında ceza verilmesini istemesinden anlaşılmaktadır. Bugün sözde muhalif olan ABB yönetimi 2013’teki direnişimize de mahkemelerden saldırıyor. Mansur rantın, ODTÜ Ahmet Atakan’ın yolundadır. Talebimizi yineliyoruz. Ranta hizmet etmek dışında hiçbir işlevi olmayan, ODTÜ ormanını parçalayacak, büyük bir ekolojik yıkıma sebep olarak Ankara’nın yekpare tek doğal alanını, ormanını yok edecek bu projenin koşulsuz ve açık iptalini istiyoruz. Defalarca söyledik, bir kere daha söylüyoruz; eğer Mansur Yavaş bizim karşımızda Melih Gökçek olmak istiyorsa, biz de onun karşısında Kavaklık Direnişi olacağız! Bütün gücümüzle ve kararlılığımızla direnecek ve Rant Yolunu yaptırmayacağız” dedi.
ODTÜ ormanını geri dönülmez bir şekilde talan edecek olan Rant Yolu’nu yaptırmayacaklarını bir kez daha dile getirmek için ABB önünde toplandıklarını ifade eden ODTÜ bileşenleri şu açıklamayı yaptı:
Yasanın açıkça tanıdığı bir demokratik hakkı kullanarak belediye meclisi toplantısını izlemek istedik. Ancak, bunun için belediyeye giriş yapacağımız kapıya gittiğimizde, geçen ay ve bir önceki gün olduğu gibi bir güvenlik duvarı ile karşılaştık. Bu engelleme üzerine, güvenliklere belediye meclisi toplantısını izlemenin yasaca açıkça tanınan bir vatandaşlık hakkı olduğunu gerekçeleriyle ve açık bir şekilde anlattık. Yine 2.5 yıl önce pandemi önlemleri kapsamında ABB meclisi tarafından kabul edilen bir genelge önümüze bahane olarak çıkarıldı. Bunun üzerine, 9 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile söz konusu genelgeye konu olan kısıtlamaların ülke genelinde yürürlükten kaldırıldığını, bu sebeple, meclis toplantısını izlememize engel olmalarının hukuka aykırı olduğunu ve bu şekilde hareket etmekle suç işlediklerini açıkladık.
Ancak sürekli hukuktan dem vuran ABB’nin güvenliklerine yasalar ve hukuk üzerinden yaptığımız bu açıklamalar bir fayda etmedi ve binaya girmek üzere kapıya doğru yürümeye başlamamızla birlikte, AKP’nin polisinden farksız bir şekilde hareket eden belediye güvenliklerinin saldırısına uğradık. Bu yaptıklarının suç teşkil ettiğini tekrar ve defalarca belirtmemize rağmen ‘O zaman gidip şikayetçi olun’ dışında bir karşılık almamız mümkün olmadı.
ABB, gazetecilere olayla ilgili dağıttığı basın metninde güvenliklere herhangi bir talimatta bulunmadıklarını öne sürse de arkadaşlarının, polisten önce güvenliklerin eril, sinkaflı küfürlerine ve fiziksel işkencesine maruz kaldığını ifade eden ODTÜ bileşenleri şöyle devam etti:
Güvenliklerin saldırısıyla başlayan ve bir süre sonra belediye zabıtalarının da güvenliklere katılmasıyla devam eden arbedenin büyümesi üzerine İmar Daire Başkanı Ertuğrul Candaş yanımıza gelmek durumunda kaldı ve iki kişilik bir temsil heyetini görüşme için kabul edebileceğini söyledi. Yapılan müzakereler sonucunda, belirlediğimiz 5 kişilik bir temsil heyetinin belediye ile görüşmek üzere bina içerisine girmesi kabul edildi. ABB’nin iddia ettiğinin aksine, bu 5 kişilik heyet, belediye meclis toplantısını izlemek üzere değil, Genel Sekreter Yardımcısı M. Kemal Çokakoğlu ve İmar Daire Başkanı Ertuğrul Candaş’ın da aralarında olduğu bir grup bürokratla görüşmek üzere içeri alındı. Ancak, görüşme henüz başlamışken, dışarıda görüşmenin sonucunu beklemekte olan öğrenciler ve Ankaralıların oluşturduğu kitle, birden bire gelen polisin, uyarısız saldırısına uğradı. Bunun üzerine güvenlikler de polisin saldırısına ortak oldular ve polisin yere yatırarak ters kelepçe yaptığı bir öğrenciyi teklemeyecek kadar pervasızlaşabildiler.
Sonuç olarak; pek çok kişi, yasanın açıkça tanıdığı demokratik bir hakkı kullanmak istediğimiz için işkenceye maruz kaldı ve dışarıda olup bitenlerden haberdar olması üzerine görüşmeyi sonlandırarak dışarıya çıkıp yapılan saldırıya tepki gösteren temsil heyetinden arkadaşlarımızın da aralarında bulunduğu 7 kişi işkenceyle gözaltına alındı. Böylece, sürekli şeffaflıktan dem vurarak demokratik yönetim imajı devşirmeye çalışan CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Mansur Yavaş, kendilerine yönelik bir itirazla alakalı olduğu takdirde oldukça basit bir demokratik hakkın kullanımını bile tamamen keyfi bir şekilde ve zorbalıkla engelleme yoluna gidebildiklerini büyük bir açıklıkla ortaya koydu. Pek demokratik ve muhalif olduğu iddiasındaki mevcut ABB yönetiminin AKP’li Melih Gökçek yönetiminden bir farkı bulunmadığı, AKP’nin polisinin ise sermayeye ve ranta hizmet ettiği takdirde CHP’nin de polisi olduğunu yaşayarak gördük.
Sendika.Org