Avukat Selçuk Kozağaçlı, Avukat Barkın Timtik ve Avukat Oya Aslan’ın tutuklu yargılandığı ÇHD Davası 10. yılına yaklaşırken savunma yapan Selçuk Kozağaçlı, mahkeme heyetine “10 yılda 37 savcı, 42 hakim el attı, siz mi bitireceksiniz bu dosyayı?” dedi
Avukat Selçuk Kozağaçlı, Avukat Barkın Timtik ve Avukat Oya Aslan’ın tutuklu yargılandığı ÇHD Davası Silivri Cezaevi’nde yapılan duruşmaya görülmeye devam etti.
Duruşma sandalye yetersizliği bahanesiyle izleyicilerin alınmama girişimiyle başladı. Israrın ardından getirilen sandalyelerle avukatların önemli bir bölümü içeri alındı.
22 avukatın yargılandığı davaya 20 ülkeden 60’ın üzerinde avukat da destek olmak için katıldı. Mahkemde ilk sözü alan ÇHD’nin tutuklu Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı “20 ülkeden 60 yabancı avukat gelince uluslararası bir komplo altında hissedebilirsiniz. Hayır sayın Başkan, biz buna enternasyonal dayanışma diyoruz” dedi.
Savunmasını yapan Kozağaçlı, avukatlarının kendisine dosyanın çöktüğünü, savunma yapmaması gerektiğini ifade ettiğini ancak buna rızası olmadığını şöyle söyledi:
Gelip bana dediler ki ‘ATK raporunu inceledik, bizce savunma yapmamalısın. Ortaya çıkan mesele, değil savunma yapmaya, bir yargılama yapmaya imkan vermiyor. Dosya çöktü tamamen. Dosyanın bu şekilde çökmesine benim rızam yok. 10 yıldır biriktirdiklerimi mahkeme heyetine anlatmadan vazgeçemeyiz.
10 yıldır devam eden dava dosyasına şu ana kadar 37 savcı ve 42 hakimin el attığını ifade etti. 10 yılda 14 tanığın dinlenmediği, dijital kanıtların yeni sunulabildiğini ifade ede Kozağaçlı, “Bu dava neden 10 yıl sürer?” diye sordu. Kozağaçlı devamında şunları söyledi:
Bu dava neden 10 yıl sürer? Çünkü tuttuğunuz dal çürük, elinizi attığınızda elinizde kalacak. Kimse bu dosyayı bitirecek kişi olmak istememiş. Çok iş yaptık deseniz, tanıklarımızı dinlemediniz. Savcı kendi tanıklarını bile dinletmek istemiyor. Çünkü gerçek insan bile değiller. Sorsalar, polis ‘biz bulamadık öyle bir kişi’ diyecek. Hazırlığa 14 tanık yazıp, 6.5 yıl tutuklu tutacaksınız ama tanıkları dinlemeye gelince, ‘Gerek yok’ diyeceksiniz. Bunları dinlemeye bile cesaret edemiyorsunuz, akıbetini dahi soramıyorsunuz tekit müzekkerelerinizin.
Önünüzdeki dosyaya ise bugüne kadar 37 savcı ve 42 hâkim el attı. Başka bir deyişle on yılda seksen kişiyle altından kalkılamamış bir işin sorumluluğunu bu bir haftada üç buçuk imzayla üstleneceksiniz. Neden üç buçuk imza diyorum, heyetin imzası tamdır sorun yok ama savcı beyin mütalaası kendisine ait değil. Yazım, noktalama hatalarıyla birlikte iddianameyi kopyalamış savcı bey. Bir utanma olabilir mi acaba buna dair? 37 savcı ve 42 hakim el atmış. Şimdi siz 3.5 imza ile bu 10 yılda bitmemiş dosyayı mı bitireceksiniz?
Diyebilirsiniz ki 3500 avukatla bir şey kopartamamışsın, şimdi bize nasıl laf ediyorsun diye. O da bizim ayıbımız olsun. Ama aynı vekaletname belgesinde 2000’in üzerinde avukata yetki belgesi sunulmuş bir dosya da yok tarihte. Bunu da yazın. Bu rakamlar bir ikili karşıtlığı temsil ediyor. Buradaki iki taraf egemenleri ve halkları temsil ediyor. Bu temsiliyet bizim için yeterlidir.
İlk iddianameyi hazırlayanların firari durumda olduğunu hatırlatan Kozağaçlı, kendilerine “ Cemaatçilerin başbakan ve oğulları hakkında söyledikleri her şey uydurma ama sizin hakkınızda söyledikleri doğru” söylendiğini ifade etti ve ekledi:
Ya da Başbakan ve oğulları hakkında söylenenlerin de doğru olduğunu biliyorsunuz ve kabul ediyorsunuz. Niye? Örneğin “Gezi” davasının son savcıları kadar “yeniden değerleme” yapacak enerjisi mi yok? İddianameyi çok başarılı, çok iyi mi buluyor? Gezi davasını hazırlayan ekip bizimkiyle aynı. O davanın savcısı en azından, dil ve anlam eksikliği olmakla birlikte bir mütalaa vermiş, istenen cezada bir değişiklik yok ama en azından vermiş. Siz de o enerji de mi yok?
Avukat Selçuk Kozağaçlı, Avukat Barkın Timtik ve Avukat Oya Aslan'ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması birazdan Silivri Hapishane Kampüsü duruşma salonunda başlayacak.
Duruşmayı bu tweet serisinden takip edebilirsiniz. #SavunmayaÖzgürlük ⬇️
— Çağdaş Hukukçular Derneği (@chdgenelmerkez) November 7, 2022
Sendika.Org