TTB Aile Hekimliği Kolu toplu sözleşme sürecinde kamu dışı aile hekimlerinin kadroya alınmaması üzerine çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi. Sağlık çalışanlarının eşit bir şekilde güvence içeren koşullarda çalışmasının temel insani bir hak olduğu ifaden TTB Aile Hekimliği Kolu, “Hukuk dışı düzenleme ve uygulamaların ortadan kaldırılması için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız” dedi
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), kamu emekçileri toplu sözleşme sürecinde kamu dışı aile hekimlerinin kadroya alınmaması üzerine çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda ilk sözü alan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, kamusal bir hizmet veren aile sağlığı merkezlerinin elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarının kamu tarafından karşılanmamasının yarattığı çelişkiye dikkat çekti.
Birinci basamak sağlık hizmetleri önemsenseydi pandeminin çok daha az vaka ve ölüm ile atlatılabileceğini kaydeden Bulut, personel açığı, sözleşmeli çalışma gibi sorunlardan da söz ederek TTB AHEK’in yürüttüğü mücadelenin ve dile getirdiği taleplerin önemini vurguladı.
TTB Merkez Konseyi üyesi Adalet Çıbık, TTB’nin her zaman birinci basamak sağlık hizmetlerini öncelediğini fakat bu dönemde aile hekimliği sisteminin büyük sorunlar içerdiğini ifade etti. Sözleşme dönemi yaklaşırken kamu dışı aile hekimlerinin mutlaka kadroya alınarak güvenceli istihdam edilmesi gerektiğini söyleyen Çıbık, tüm sorumluları göreve davet etti.
TTB AHEK Başkanı Emrah Kırımlı; bir milyondan fazla sağlık çalışanının sadece 60 bininin, 170 binden fazla hemşirenin sadece sekiz bininin, 160 bin hekimin sadece 25 bininin aile sağlığı merkezlerinde olduğunu aktardı. Sağlık alanında iş barışını bozacak girişimlere dikkat çeken Kırımlı, “Kadro çalışması yürütülürken buna bir taş daha atılmamalıdır. Bir düzenleme yapılacaksa aile hekimleri de içinde yer almalıdır. Sınıflandırma sorunu çözülmelidir. Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki; kamu sağlığının güçlendirilmesi bu ülke için çok önemlidir” diye konuştu.
TTB AHEK Sekreteri Sibel Uyan tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
2005 yılında başlayan aile hekimliği geçiş sürecinden bugüne dek, 17 yıl boyunca eksik insan gücünü tamamlamak amacıyla yaklaşık 3000 hemşire ve 1000 hekim, aile hekimliğinde kamu dışı çalışan olarak istihdam edildi. Aile hekimliğinde kamu dışı çalışanlar; kamudan geçen meslektaşları ile aynı görev ve sorumlulukları yerine getirmesine, mevzuatta diğer kamu çalışanı olarak kabul edilmelerine ve sözleşme sorumlulukları tümüyle aynı olmasına rağmen aynı işi yapan meslektaşlarından daha düşük maaş almakta, yer değiştirme hakları kısıtlanmakta, emeklilik ve kıdem tazminatları hakları kesintiye uğramaktadır. Yine işsizlik maaşı kesintisi olmasına rağmen bu haktan faydalanamamakta, sözleşme feshi durumunda işsiz kalmakta ve yasal hakları için mahkeme yolu gösterilmektedir.
Yetkili sendika ve Sağlık Bakanlığı görüşmelerinde kamu dışı çalışan hemşirelerin kadroya alınacağı söylentileri olsa da aile hekimleriyle ilgili bir düzenleme olmadığı anlaşılmaktadır. Düzenleme kamu dışı sözleşmeli aile hekimlerini kapsamadığı durumda bu kez aynı kurumda çalışan iki meslek grubu arasında ayrımcılık ve haksızlık yaşanacak. Bugüne kadar birinci basamağın yükünü çeken, çalışma haklarını alabilmek için yıllardır mahkemelerde hakkını arayan aile hekimlerinin kadro çalışmasının dışında tutulması kabul edilemez. Bu sene sonuna kadar bitecek olan bu çalışmada aile hekimlerinin yer alması için TTB Aile Hekimliği Kolu olarak sözümüzü söylemeye, güvenceli ve eşit koşullarda çalışma hakkımızın takipçisi olacağımızı, bunun için mücadele edeceğimizi bildiriyoruz.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamu gücüyle topluma yeterli düzeyde ihtiyacı kadarıyla ayrımsız tamamen ücretsiz sunulması, bu hizmeti veren sağlık çalışanlarının ayrımsız eşit bir şekilde güvenli ortamda güvence içeren koşullarda çalışması temel insani bir haktır. Yıllardır süren bu haksız ve hukuk dışı düzenleme ve uygulamaların ortadan kaldırılması için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.
Sendika.Org