Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Batman’da düzenlediği Dördüncü Kadın Konferansı ikinci gününde devam etti. “Faşizme karşı kararlı, özgürlükte ısrarcıyız” denilerek kadın iradesini esas alan demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yaşamı, kadın öncülüğünde inşa etme amacıyla düzenlenen konferansın sonuç bildirgesi okundu
Tevgera Jinên Azad’ın (TJA) Dördüncü Konferansı ikinci gününde Batman’da devam etti. Konferansın sonuç bildirgesi açıklandı.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Batman’da düzenlediği Dördüncü Kadın Konferansı ikinci gününde devam etti. “Faşizme karşı kararlı, özgürlükte ısrarcıyız” denilerek düzenlenen konferansa ülkenin dört bir yanından 700 delege katıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ile çok sayıda kadın örgütü temsilcisi de konferansa katıldı.
Rengarenk kıyafetleriyle salonu dolduran kadınlar, çeşitli tarihlerde katledilen İpek Er, Deniz Poyraz, Pınar Gültekin, Firdevs Babat, Gülistan Doku, Geribe Gezer ve Mahsa Amini’nin fotoğraflarını taşıdı. Konferansta ayrıca kadın mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Açılış konuşması yapan TJA üyesi Zeynep Boğa, kadın direnişinin dünyanın birçok yerinde yaşam bulduğunu, kadınların direnişlere öncülük ettiğini ve Ortadoğu’nun da bu direniş alanlarından biri olduğuna dikkat çekti. “Amini’nin katledilmesinden sonra başlayan direniş kadını köle gören anlayışa karşı bir direniştir” diyen Boğa, “Bu yılların direnişidir. Kadınlar her yerde direniyor. Zindanlarda, sokaklarda, yaşamın her alanında direniyor. Güçlü katılım için 4 parça Kürdistan ve birçok kentten buraya akın eden kadınlara selam olsun” diye konuştu.
“Jîna’yı katledenler bilsin ki kadınlar iktidarınızı ve rejiminizi yerle bir ediyor” TJA üyesi Berivan Ertel, “Kadınlar bu sisteminizi yerle bir edecektir. Tecavüz kültürünüze karşı direneceğiz ve asla baş eğmeyeceğiz. Erkek egemen sistem kendi sonunun geleceğini biliyor bu yüzden kadın özgürlük mücadelesine doğrudan savaş açmıştır” şeklinde konuştu. Ertel devamında şunları söyledi:
Tecrit politikaları çözümsüzlüktür, savaşın derinleşmesidir, yoksulluktur, krizdir, kaostur ve bundan en çok kadınlar etkilenmektedir. Bu politikalar karşısında olarak mücadele ettik etmeye devam edeceğiz. AKP ve MHP iktidarı kadın düşmanı politikalarıyla pervasızca saldırmaktadır. Kadın bedenine yönelen cinsiyetçi saldırlar gün geçtikçe artış göstermektedir. Derinleşen savaş Kürdistan’da kendini özel savaş politikaları olarak göstermektedir. Yine gençler ve genç kadınları geleceksizleştirme yaygınlaştırılıyor. Batman’da katlettiğiniz İpek Er ve Silopi’de katlettiğiniz Sakine Kültür’ü, Dersim’de kaybettiğiniz Gülistan Doku ve cezaevinde katlettiğiniz Garibe Gezer’in katili sizsiniz. Biz baş eğmeyenlerin yoldaşlarıyız. Başını eğmeye çalıştığınız Semra Güzel’in, tutsak ettiğiniz Leyla Güven’in arkadaşlarıyız.
Emine Şenyaşar’ın nöbeti kadın nöbetidir. Annelerin sürdüğü vicdan nöbetlerine sahip çıkalım. Afganistan’da Taliban zihniyetine karşı ülkelerinde kalarak bu zulme mücadele eden kadınlar umut yaratıyor. İstanbul Sözleşmesi, eşit temsiliyet için mücadele eden kadınlara buradan selam olsun. Kadın hareketi olarak gücümüzü örgütlülüğümüzden ve haklı mücadelemizden alıyoruz. Hiçbir zaman erkek egemen devletin çizdiği sınırlara hapsolmadık. Direniş mücadele kimliğimizdir. Tüm zulüm karşısında kazanan kadın mücadelesi olacaktır. Kürt kadın hareketi ulus devlet sömürüsüne karşı kadın ve ekoloji kırımına karşı mücadelesini sürdüren, toplum ve kadın özgürlüğü için mücadele eden TJA mücadele etmeye devam edecektir.
Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, konferansa mesaj gönderdi.
Konferansa katılanları selamlayan Gökkan’ın mesajı şöyle:
Kadınlar Güney Afrika’dan Ortadoğu’ya, Türkiye ve 4 parça Kürdistan’a kadar özgür bir yaşam için faşizm ve diktatörlere karşı direniyor. Ve topluma öncülük ediyor. Bundan diktatörlerin katliam, şiddet, tutuklama, taciz ve tecavüzleri ile karşı karşıya kalıyorlar. Bugün bu rejimlerin politikaları nedeniyle binlerce kadın esir tutuluyor. Zindanlarda olsak dahi akıl ve ruhumuz özgürdür. Kadınlar, özgür ruh ile ataerkil rejime karşı direniyor. Kadınlar, halkımız özgür olana kadar direneceğiz. Bu duygularla 4’üncü Kadın Konferansı’nı selamlıyorum. Tecrit kırılana kadar ve kadınlar özgürleşinceye kadar direneceğiz. Siz değerli kadınları selamlıyorum.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, konferansta konuştu. Buldan, “Bugün burada önemli bi konferans gerçekleştiriyoruz. Kadınların dayanışmasını, kadınların örgütlü gücünü açığa çıkaran ve böylesi bir güzel ortamı sağlayan, bu konferansta emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Buldan, “Bu konferansta yüreğimizin bir kısmı burada ama yüreğimizin diğer kısmı İran’da Jîna Amini için direnen, onun katledilmesine karşı çıkan İranlı kadınların yanında. Yüreğimizin bir kısmı burada, diğer kımsı cezaevlerinde rehine olarak tutulan Gülten Kışanak, Figen Yüksekdağ’ın, Sebahat Tuncel’in, Aysel Tuğluk’un, Gülser Yıldırm’ın ve ismini sayamadığım onlarca kadın arkadaşımızın yanında” diye konuştu.
Kadınlar dünyanın her yerinde şiddete uğradığını vurgulayan Buldan, katliam ve şiddedin politik olduğunu söyleyerek “Yönetenlerin emirleri ve siyasetleri doğrultusunda kadınlara bakış açıları doğrultusunda bizler katlediliyoruz” dedi.
Tüm baskı ve şiddete karşı kadınların dünyanın her yerinde direneceğini söyleyen Buldan “Tek bir kadının bile saçının teline zarar gelmemesi, tek bir kadının bile tırnağının taşa değmemesi için kadınlar birlikte hareket edecek, kadınlar yek vücut olacak, kadınlar direnecek, kadınlar mücadele edecek. Bunun sözünü bu kürsüden bir kez daha vermek istiyorum. Erkekler şunu bilsin ki Jîna Amini’ya yapılanlar her birimize yapılanlardır. Katledenler bilsin ki karşınızda örgütlü kadın duruşu var. Evet, biz ortaklaşmamızla, mücadelemizle, dayanışmamızla bundan sonra kadınlara yönelik her türlü şiddetin önüne geçmek için birlikte hareket etmek zorundayız. Yoksa bu ülke başta olmak üzere, Kürt kadınlarına yapılan başta olmak üzere dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddet artar. Bir arada durmazsak, Kürt kadınlarıyla Türkiyeli kadınlar bir araya gelmezse, birlikte mücadele etmezse bu şiddetin artacağını biliyoruz. Dolayısıyla örgütlü gücümüz ve mücadelemizi büyütmek zorundayız. Ama şuradan şu duyguyla ayrılmak istiyorum: ‘Jin, jiyan, azadî’ hepimizin ortak sloganıdır. Dünyanın neresine gidersek gidelim ‘jin, jiyan’ sloganını her yerde söyleyelim, herkese ulaştıralım. Tek bir kadının dahi katledilmesine dahi müsaade etmeyelim” dedi.
Konferansta konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, İran rejiminin Mahsa Amini’yi katletmesine karşı direnenleri selamlayarak “Rojhilat Kürdistanı katliama karşı direniyor ve bu direniş özgürlüğe doğru gidiyor. Bu kongreden Rojhilat Kürdistanı’na bin selam gönderiyoruz. Ortadoğu’da direnen kadınlara bin selam gönderiyoruz. Özgürlük için diktatörlere karşı direnenlere selam olsun” dedi.
Sonuç bildirgesinde İran kadın hareketi selamlanarak, kadın dayanışmasından alınan güçle, yoğun bir coşku ile düzenlendiği ifade edildi. Sonuç bildirgesinin Kürtçesini TJA aktivisti Devrim Demir, Türkçesini HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit okudu. Bildirgede, “erkek egemen sistemin kendini sürdürebilmesi için kadını sömürmesi bugünün koşullarını tespit etmek açısından önemli bir veridir. Toplumu yeniden dizayn etmek isteyen kapitalist erkek egemen iktidarların öncelikli hedefi kadınlardır. Bu nedenle kadınlar olarak erkek egemen sisteme cevabımız özgürlük mücadelemizi büyüterek yeni bir yaşamı inşa etmek olacaktır” denilerek şöyle devam edildi:
Konferansımız, örgütlenme sorunlarını ele alırken sistemsel krizin örgütlenme zeminlerini ve kadın özgürlük alanlarına vuran düzlemleri çözümlemeyi esas almıştır. Ulus-devlet sistemleri; toplumsal hakikati atomize eden, ayrıştıran, karşıtlaştıran ve buna göre yönetip eğitmeye çalışan anlayışa sahiptir. Bunun karşısında özeleştirel bir yaklaşımdan hareketle, kadının kendi toplumsallığı ile buluştuğu, temel zorlanma alanlarını eğitimden yoksulluğa, sosyal yaşam alanlarından kültürel sanatsal yaşam alanlarına kadar her zeminde çıkmazlarına çözüm gücü olacak bir örgütlenme hamlesini gündemine almıştır.
İlk sömürge olan kadınların makûs tarihini değiştirecek olan da ortak irade ve ortak mücadele hattını beraber örmeleridir. Topyekûn bir kadın kırımına karşı topyekun bir örgütlülük ve mücadele, dönemin temel rengi ve şiarı olmalıdır. Kadın kırımına karşı öz savunma bilincimizin temeline ‘beraber güçlüyüz’ü koyarak, erkek-devlet cephesine karşı birleşik kadın cephesini geliştirmeliyiz. Bu temelde işgal edilen, kadınsızlaştırılan tüm alanlara yeniden dâhil olma zamanıdır diyoruz.
‘Kadınlar birlikte güçlü’ slogan olmanın ötesinde, ortak yaşam etrafında demokratik modernitenin paradigmasal ifadesini oluşturmayı hedeflemelidir. Bu anlamda nerede olursak olalım mücadeleyi ortaklaştırmanın yol ve yöntemlerini hep birlikte belirleyeceğiz. Nitekim kadın hasta tutsaklar, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, kadın siyasetçileri dönük baskı ve tutuklamalar, kadın yoksulluğuna ve kadın kırımına karşı ortak mücadele kararlılığının yol ve yöntemlerini çoğaltma kararlılığı açığa çıkmıştır.
TJA 4'üncü Konferans sonuç bildirgesi açıklanıyor https://t.co/9br9g7BGgl
— Jin News (@jinnewsturkce) September 25, 2022
Sendika.Org