Kobanê Davası’nın 16’ncı duruşmasında savunma yapan HDP eski parti sözcüsü Günay Kubilay, HDP’nin 6 Ekim’deki çağrısının barışçıl bir çağrı olduğunu ölümlerle sonuçlanan şiddet olaylarının Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü düşecek’ sözlerini söylemesinin ardından 7 Ekim’de başladığını söyledi
Kobanê Davası’nın 16’ncı duruşma periyodunun 6’ıncı oturumu dün Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler salonda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Duruşmaya HDP milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat ile izleyici katıldı.
Duruşmada tutuklu siyasetçiler, savcılığın tutukluluk devamına karar verilmesi yönündeki mütalaasına karşı savunmalarını yaptı.
Duruşmada ilk olarak önceki dönem HDP parti sözcüsü Günay Kubilay söz aldı. Kubilay, şunları söyledi:
“Davanın başından beri MYK çağrısının örgüt talimatıyla yapılması başat olarak kabul edilmiş olsa da bu iddiayı doğrulayan tek bir şey bulunamamıştır. … ‘Kobanê olaylarını örgüt yaptı’ iddiası üzerinden sürdürülmek isteniyorsa bu davanın muhatabı bizler değiliz. Bu dava bu bağlam içinde ancak ve ancak gerçek muhatapları ile sürdürülebilir. HDP MYK üyelerinin örgüt üyesi olduğu iddiasıyla bu davanın sürdürülmeye çalışılması gülünçtür. MYK çağrısında şiddet emaresi söz konusu olmadığı gibi söz konusu çağrı barışçıl bir çağrıydı. MYK’nin çağrısı 6 Ekim saat 20.20’dedir. Dolayısıyla 6 Ekim gündüz olaylarının MYK çağrılarıyla bir ilgisi yoktur. Olaylar da Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü düşecek’ sözlerini söylemesinin ardından 7 Ekim’de başladı. Kobanê ile dayanışma ve protesto olayları ağustos ayında başlamıştır. Bu süre zarfında HDP’nin yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütleri, kurumlar protesto eylemleri gerçekleştirmiştir. Biz demokratik eylemlerin olmadığını söylemiyoruz.”
“Eylemin güvenliğini sağlamak ve katılanların yaşam hakkını korumakla görevli olan güvenlik güçleri değil eyleme katılanlar sorumlu tutulmuştur. Mitinge katılan bizler suçlu tutuluyoruz. ‘Mitinglere katılmasaydınız IŞİD bomba patlatmayacak ve siz de ölmeyecektiniz’ anlayışı mevcut. Bu yalnızca totaliter rejimlerde olabilecek bir zihniyettir”. Kubilay, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
Kubilay’ın ardından HDP eski MYK üyesi İsmail Şengül de “AİHM Demirtaş kararında gerçekleşen olayların HDP MYK çağrısı ile bir bağlantısı olmadığı belirtildi. Tanıkların beyanları birbirini boşa düşürdü. Tanıkların güvenilirliği yok o nedenle de benim ve arkadaşlarımın tutukluluğuna gerekçe yapılamaz. Ben sadece HDP’de siyaset yaptığım için tutukluyum” diyerek tahliyesini talep etti.
HDP eski MYK üyesi Alp Altınörs de şunları söyledi: “İddianamede olay, fiil ve fail yanlış. Asıl fail olan IŞİD iddianamede yok bile. Demokratik olaylar IŞİD’in Kobanê’yi kuşatmasıyla başladı. Hatta siz Emniyet Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazarak ‘IŞİD gerçekten Kobanê’yi kuşattı mı?’ diye sordunuz. Gelen yanıt dosyaya da eklendi. ‘Evet DAİŞ Kobanî’yi kuşattı’ denilerek kuşatma tarihleri belirtildi ve kuşatmayla olayların başladığı, kuşatma bitene kadar da demokratik olayların devam ettiği ifade edildi.”
HDP eski MYK üyesi Nazmi Gür de tahliye talep ettiği konuşmasında şunları söyledi:
“Toplumun geçmişle yüzleşmesine ihtiyacı vardı. Devletin kadroları, devleti yönetenler suç işler. Uzağa gitmeye gerek yok sizden önce bu koltukta oturan mahkeme başkanı onlarca suç işledi. Biz bu ülkenin tarihini, karanlık geçmişini nasıl aydınlatacağız? Aydınlanmadığı sürece ülkenin geleceği de olamaz. Biz talimatla alındık ama bağımsız yargı ile serbest bırakılacağız. 6-8 Ekim olaylarının sorumlusu biz değiliz. İsveç’te İngilizce yaptığım konuşmam ANF’de haberleştirildiği için dosyada. Ama o konuşmamın çözümü bile yapılmamış. ANF’de ise yorumlu bir haber yapılmış, yazan kişi kendi yorumuyla benim konuşmalarımı haberleştirmiş. Bu nasıl tutukluluk gerekçesi olabilir? Bizi suçlayacak iğne ucu kadar bir deliliniz yok.”
Ardından söz alan HDP eski MYK üyeleri Ali Ürküt ve Musa Bağcık da tahliyelerini talep etti.
Sendika.Org