Avcılar’da öldürülen Seda Kurt’un katili Ercan Akkaş, kaçtığı Gürcistan’da yakalandı. Akkaş, cezaevinde ölü bulunup İstanbul’a gönderildi. ATK, Akkaş’ın kimliğini doğruladı. Davayı takip eden Avcılar Kadın Platformu ve Kadın Savunma Ağı üyesi Zozan Cengiz konuyla ilgili Sendika.Org’a konuştu
Avcılar’da öldürülen Seda Kurt’un katili Ercan Akkaş, Gürcistan’da yakalandı. Akkaş, cezaevinde ölü bulunup İstanbul’a gönderildi. Adli Tıp Kurumu, Akkaş’ın kimliğini doğruladı.
Kadınların mücadelesi ile sanık Ercan Akkaş’ın önce Gürcistan’a kaçtığı tespit edilmiş, mahkeme tarafından kırmızı bültenle arama kararı verilmesinin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen hala yakalanamamıştı. Davayı takip eden Oya Meriç Eyüboğlu önceki duruşmada failin Gürcistan’da hangi şehir hatta hangi sokakta yaşadığını bildiren bir görgü tanığının ifadesini dosyaya sunmuştu. Eyüboğlu, sanığın tutuklandığını ancak Türkiye’ye iade edilmek yerine sınır dışı işlemi yapılmasından endişe duyduklarını bu nedenle Gürcistan hükümetine hem yeni öğrenilen sanık adresinin bildirilmesini hem de iade talebinin tekrarlanmasını istemişti. Mahkeme, Adalet Bakanlığı’ndan sanığın iadesine ilişkin cevabın beklenmesi gerekçesiyle duruşmayı 27 Ekim’e ertelemişti.
Akkaş’ın Gürcistan’da işlediği bir suç nedeniyle tutuklanarak cezaevine konulduğu belirlendi.
İade işlemleri sürerken Akkaş’ın Temmuz ayında mahkumlar arasında çıkan kavgada dövülerek öldürüldüğü bildirildi.
Akkaş’ın cenazesi İstanbul’a getirilerek, ATK’de yapılan DNA testiyle kimliği doğrulandı.
Sendika.Org’a konuşan Avcılar Kadın Platformu ve Kadın Savunma Ağı üyesi Zozan Cengiz konuyla ilgili şunları söyledi:
2019’un Kasım ayında Avcılar’da katledilen Seda için adalet arayışımız sürdü. Cinayet sonrası bizimle temas kuran aileyle iki seneyi aşkın irtibatı kadınlar olarak hiç koparmadık. Avcılar’da sayısız eylem yaptık. Seda Kurt davasının her duruşmasına kadınlar olarak Bakırköy Adliyesi’nde “Fail bulunana dek buradayız, vazgeçmiyor” diyerek takip ettik. Süreç boyunca dosyanın olduğu Gayrettepe emniyetinin failin bulunduğuna dair ihbarların gelmesine rağmen ihbarı ciddiye almadığını sorduğumuzda da “Faili Gürcistan’dan getirmek zor, yıllarca sınırda çalıştım, devletler arası anlaşmalar var ve bu işler kolay olmuyor, boşuna uğraşmayın” cevabını aldık. Buna tepki vermiştik, göreviniz bu mu diyerek. Biz “Bir fail kadın cinayeti işleyerek kaçıyor, biz kadınlar olarak failin nerede olduğunu öğreniyoruz. Size de üstüne ihbar geliyor ve bunu hiçbir şekilde değerlendirmiyorsunuz bile” dedik. Biraz tartıştıktan sonra biz emniyetten ayrıldık ancak emniyete gelen ihbarla birlikte ihbarı yapan görgü tanığı ile konuştuk.
Bizim iletişim kurmamız üzerine görgü tanığı Gürcistan sınırında savcıya ifade verdi. Bunun üzerine de savcılığı harekete geçirdik. Yani biz savcılığa bunları bildirmiştik ama tanığın da ifadesiyle birlikte bizim yararımıza oldu. 2 sene sonra da ilk defa savcı da harekete geçti. Mahkeme heyeti de değişti bu süreçte. Gürcistan devleti ile iletişime geçilmesi kararı alınmıştı. Karardan şu çıktı Adalet Bakanlığı’nın yönlendirmesiyle, evet suçlu tutuklu şu an başka bir suçtan dolayı. Sonra da failin öldüğünü duyduk. Süreç boyunca bir kez daha gördük, bu cinayetin üzerinde durmasak peşinde koşmasak, failin nerede olduğunu ne yaptığını ya da işte öldürüldüğüne dair bile gerçek anlamda bir bilgi sahibi olamayacaktık belki de. Avcılar Kadın Platformu ve Kadın Savunma Ağı olarak bir kadın cinayetinde faili meçhule düşmeyecek, cinayetler aydınlatılacak, bir kadın daha katledilmeyecek diyoruz. Bu katliamların asıl sorumlusu AKP-MHP faşizminin kendisi kadın düşmanlığını körükleyen bu faşist iktidar olduğunu biliyoruz. Bunun son olmadığını da biliyoruz her davada Adliye önünde haykırmaya devam ettik. Kadın ölümlerinin gerçek anlamda etkin politikalar uygulanana, İstanbul Sözleşmesi tekrar yürürlüğe konulup uygulanmaya başlandığı zamana kadar bitmeyeceğini biliyoruz. Bu cinayetler caydırıcı cezalar olmadan bitmeyecek. Bizim kadın dayanışmamız var. Bu cinayetin aydınlatılmasını feminist mücadelemiz ile kazandık. Seda Kurt davasının Türkiye kadın hareketi açısından da önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir devletin hiçbir mekanizması bu kadın cinayetini ne önledi ne de açığa çıkardı. Ama biz kadınların iradesi ve ısrarı bir kadın cinayetini aydınlattı. Yani devletin yapması gereken şeyi kadınlar yapıyor artık. Yani birbirini koruyor, birbirine sarılıyor artık ya da bir cinayeti aydınlatıyor. Adalete olan inancımız çok azaldı. Sadece birbirimizin yanında güvende hissediyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden birçok kazanılmış hakkımıza dair bu saldırılar ile devletin biz kadınları korumayacağını çok iyi biliyoruz.
Seda Kurt davasında erkek yargı Ercan Akkaş’ı Türkiye’deyken yakalayamazken Gürcistan’a kaçtığını kadınlarla öğrendik. Gürcistan’da başka bir olay nedeniyle tutuklanıp cezaevine gönderilen Akkaş’ın öldüğünü öğrendik. ATK raporu ile Akkaş’ın kimliği doğrulandı. Seda’nın annesi Bedia ablanın yanında olmaya devam edeceğiz.
Mücadele bitmiyor, gerçek anlamda bir kişi daha eksilmemek için kadın mücadelesini büyütmenin büyük önemi olduğunu düşünüyorum.
İlgili haber:
Sendika.Org