Annesi Emine Şenyaşar ile birlikte Adalet Nöbeti’ni sürdüren Ferit Şenyaşar, Türkiye’de yaşanan birçok krizin temel nedeninin adaletsizlik olduğunu belirterek, “Adaletsizlikler son bulmadan Türkiye’ye huzur gelmeyecektir” dedi
Türkiye’de yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılması için “Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları” olarak adliyeler resmi yapı olarak belirlenmiştir. “Adalet mülkün temelidir” yazılı mahkeme salonlarında yaşadıkları hukuksuzluklara karşı yurttaşlar talep ettikleri adalete erişemedikleri için farklı eylem ve etkinliklerle seslerini kamuoyuna duyurmaya çalışıyor.
Annesi Emine Şenyaşar ile birlikte Adalet Nöbeti’ni kesintisiz sürdüren Ferit Şenyaşar, Türkiye’de yargı eliyle yaşanan hukuksuzlukları, ailelerin adalet arayışına dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. “Adalet nedir?” sorusunu “Adalet insan olmaktır. Adalet vicdanlı olmaktır. Adalet insan olduğunu unutmamaktır” diye yanıtlayan Şenyaşar, katliama maruz kalmadan önce kelimenin kendileri için sıradan olduğunu kaydetti.
Katliamdan önce hiç adliyeye ve karakola yollarının düşmediğini belirten Şenyaşar, “Bu katliama maruz kaldıktan sonra bizim birinci evimiz adliye sarayının önü oldu. Biz hem işyerimizde hem de devlet hastanesinde güvenlik kameralarının önünde katliama maruz kaldık. Bu katliamın yüzlerce tanığı var. Bir insan hastaneye adımını attığında, ‘devlet güvencesi’ altına giriyor. Milletvekili (AKP’li İbrahim Halil Yıldız) ve ailesinin bize karşı yaptığı saldırı, aynı zamanda devletin iradesine karşı yapılan bir saldırıdır. 4 yıl geçti ama hala hastane katliam soruşturması ile ilgili gizlilik kararı devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Hukuk örgütlerine seslenen Şenyaşar, “Yüzlerce tanığı olan bir davada niye 4 yıldır hala gizlilik kararı korunuyor. Bunu kim açıklayabilir? Hukuk dili bunu açıklayabilir mi? Burada sadece üstünlerin talimatı ve hukuku geçiyor. Biz de bütün yurttaşların talep ettiği adaleti talep ediyoruz. Bundan başka bir şey istemiyoruz” dedi.
“Dünyanın dengesi adalet üstüne kurulmuştur” diyen Şenyaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Devletin dini adalettir diye bir söz var. Eğer bir ülkede adalet terazisinin dengesi bozulursa, o devlette huzursuzluk, kaos başlar. Kötülükler artar. Adalet yoksa suçlular toplumun içinde gezerler ve cezasızlıktan yararlanarak suç işlemeye devam ederler. Eğer devlette adalet yoksa, o adaletsizliği ortadan kaldıranlar er ya da geç bunun cefasını çekerler. Tarihte bunun örnekleri vardır. Adalet olmadan düzen olmaz, adaletli olmayan devlet yıkılmaya mahkumdur.
Urfa Adliyesi önünde sürdürdükleri adalet mücadelesini kimi zamanlar il dışına taşıdıklarını belirten Şenyaşar, adaletsizliklerin toplumun birçok kesimine sirayet ettiğini kaydetti. Sürdürdükleri Adalet Nöbeti’nin birçok aileye ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Şenyaşar, “Adaletsizlik sadece bize karşı yapılmıyor. Türkiye’de buna benzer birçok adaletsizlik var. Son süreçte başlattığımız nöbet birçok aileye de ilham kaynağı oldu. Pınar Gültekin davasında fail Cemal Metin Avcı’ya verilen ‘Haksız tahrik indirimi’ kararına karşı Adalet Nöbeti başlattı. Gülistan Doku’nun ailesi nöbet başlattı. Türkiye’nin birçok yerinde hakim ve savcıların verdikleri kararlar vicdanlarda yara bırakıyor ve insanları adalet için mücadeleye sevk ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de birçok krizin aynı anda yaşandığını belirten Şenyaşar, “Bir ekonomik krizden söz ediliyor. Her ne kadar ekonomik de olsa, bu kriz gibi yaşanan bütün krizlerin altında adaletsizlik var. Adaletsizlikler son bulmadan Türkiye’ye huzur gelmeyecektir. Ekonomik güven için adalet gerekiyor. Bu anne (Emine Şenyaşar) adliyenin önünde oturduğu sürece huzur gelmez” şeklinde konuştu. 20 Temmuz’da adli tatilin başlayacağını hatırlatan Şenyaşar, “Nöbet tuttuğumuz adliyede bulunan hakim ve savcılar adli tatile girecekler. Her gün savcılar bu adaletsizliği görüp adliyeye giriyor. Bu zulme ortak tanık olan hakim ve savcıların da aileleri var. Bu zulme ortak olan imza atan hakim ve savcılar nasıl tatil yapacaklar?” diye sordu.
İnsan hakları savunucularına seslenen Şenyaşar, devamında şunları ifade etti:
Her yerde adalete ihtiyaç var. İnsani bir mücadele veriyoruz. Hukuk örgütleri başta olmak üzere bütün demokratik kurumlara çağrımız; bu adaletsizliğe karşı mücadeleyi büyütmeliyiz. Türkiye’nin aydınlık geleceği için herkes ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ demesin. Bugün bizim başımıza gelen yarın herkesin başına gelebilir. Bu adaletsizlikler kimsenin başına gelmeden herkes mazlumun yanında olsun. 4 yıldır hukuksuz yere tutuklu olan bir kardeşimiz var. Annem bu adliye binası önünde her gün ağlıyor. Bu zulüm devam ettiği sürece Türkiye’ye huzur gelmeyecek.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı