Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, adalet nöbetlerinin 893. haftasında 28 yıl önce Diyarbakır Lice’de yapılan köy baskınında gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayanMehmet Can Ayşin’in akıbetini sordu
Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, adalet nöbetlerinin 893. haftasında 28 yıl önce Diyarbakır Lice’de yapılan köy baskınında gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayanMehmet Can Ayşin’in akıbetini sordu.
7 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından Lice’ye bağlı Kılıçlı (Mızag) Köyü’ne bir operasyon yapıldı. Köylüler köyün dışına çıkarıldıktan sonra evler yakıldı. Köyde bulunan bütün erkekler hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alınıp Lice Jandarma Komutanlığı’na götürüldü.
İki gün sonra sekiz köylü dışında diğerleri serbest bırakıldı. Takip eden günlerde yedi kişi daha serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar gözaltında işkenceye maruz kaldıklarını söyledi. Tanıkların en son Bolu Tugay Komutanlığı’na bağlı birliklerin yerleştirildiği Lice Yatılı Bölge Okulu’nda gördüğü, 49 yaşındaki Mehmet Can Ayşin’den ise bir daha haber alınamadı.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Besna Tosun’un Ayşin’in hikayesini anlatmasının ardından Ayşin’in kızı Aynur Ayşin söz alarak “Her cuma insanlar mezarlığa gidiyor, biz cumartesileri Cumartesi Anneleri’ne gidiyoruz” dedi.
Yapılan açıklamada şunlar söyledi:
893. haftamızda adli makamlara sesleniyoruz: Mehmet Can Ayşin dosyasındaki cezasızlığa son vermek için harekete geçin.
Dosyadaki faillerin, emir vericilerin ve bu suçu önleme yetkisi olduğu halde göz yumanların etkili bir biçimde cezalandırılmalarını sağlayacak bir soruşturma ve kovuşturma yapma görevinizi yerine getirin.
Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Can Ayşin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 194 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
Sendika.Org