İstanbul Tabip Odası, “TBMM’de görüşülen torba yasa hekimlerin vergilendirilmesi ile ilgili neler getiriyor?” sorusuna ilişkin bir basın toplantısı yaptı
İstanbul Tabip Odası, bugün (12 Nisan) saat 13.00’te Cağaloğlu’nda bulunan şubelerinde “TBMM’de görüşülen torba yasa hekimlerin vergilendirilmesi ile ilgili neler getiriyor?” sorusuna ilişkin bir basın toplantısı yaptı.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç yaptığı açılış konuşmasında, özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin doğrudan çalışma biçimini ve vergilendirilmelerini etkileyecek olan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını öngören Kanun Teklifinin geçen hafta içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edildiğini hatırlattı ve “Özel sağlık sektöründe çalışan hekimler anayasal hakları olan iş güvencesiyle çalışmaktan vazgeçmeyeceklerdir!” diyerek basın açıklamasını okumak üzere sözü İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Pınar Saip’e bıraktı.
Basın açıklaması metninin ardından söz alan Kılıç, İstanbul Tabip Odası tarafından 16 Mart–8 Nisan 2022 tarihleri arasında özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin çalışma biçimlerine yönelik yapılan anketin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin doğrudan çalışma biçimini ve vergilendirilmelerini etkileyecek olan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını öngören Kanun Teklifi geçen hafta içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edildiğini hatırlatan Pınar Saip açıklamada şunları söyledi:
Öngörülen değişiklik, 04.04.2015 yılında 5510 sayılı Kanun’a Ek 10 değişikliğinin ortaya çıkardığı kaotik ortamın “düzeltilmesine” yönelik olarak gerekçelendirilmektedir.
Böylece şirket sahibi hekimler de “serbest meslek erbabı” olarak tanımlanmış olup şirketlerinin kestiği faturalar da “serbest meslek makbuzu” olarak işlem görecektir.
Değişiklik yasalaştığı takdirde özel sağlık sermayesi, çalışan hekimlerin hak ettikleri ücretleri karşılığı sağlık kurumlarına kestiği şirket faturası ya da serbest meslek makbuzuna bağlı yasal denetimlerden kurtulmuş olacaklarını düşünme yanılgısı içindedir.
Özel sağlık sermayesinin, 2015 yılında olduğu gibi şimdi de yasa yapıcılarla birlikte organize ettiği yasa değişikliği ile hekimlerin Anayasal çalışma biçim ve hakları ortadan kaldırmak istediğini kaydeden Saip şöyle devam etti:
Sorun hekimlerin devlete, topluma vergi verme sorunu da değildir. Hekimler bugüne dek topluma karşı gerek mesleki olarak, gerekse de kazandıklarına bağlı olarak hiçbir zaman vergilerini ödemekten kaçınmamışlardır.
Sorun esas olarak; özel sağlık sektörünün çalışan hekimlerin haklarını gasp ederek, ödemesi gereken ücretten kurtularak, hekimlerden aldığı şirket faturaları ve serbest meslek makbuzlarını da gider göstererek topluma karşı ödeyeceği vergiden kaçınma sorunudur.
Saip şu bilgileri paylaştı:
Hekimler, sağlıkta dönüşüm programının sonucu olarak; sağlığın metalaşması ile birlikte giderek emekleri üzerindeki yetkilerini kaybetmekte, ücretlerindeki azalmanın yanı sıra iş sözleşmesi (bordro’lu-4a ) yerine hizmet alım sözleşmesi (şirket-4b) ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yönde özel sağlık sektörü tarafından hekimlere yönelik ikna, tehdit, işe son verme dahil her türlü etik ve yasa dışı yöntem uygulanmıştır, uygulanmaktadır.
Saip yeni kanun teklifi ile güvencesizliğin önünün açıldığını paylaştı:
Yeni kanun teklifinin de yasalaşması ile birlikte, “Güvencesizliğin temel unsuru olan bu durumda hekim; çalışma hayatına ilişkin neredeyse tüm evrensel yasal korunmalardan hukuk dışı yollarla zorla feragat ettirilmiş” olacaktır.
Tüm bu kaotik süreç özel sağlık sektörünün çalışan haklarından kaynaklanan sorumluluktan kaçınma ve dolayısıyla daha fazla kar isteğinden kaynaklanmaktadır. Yasa değişikliği gerçekleştiği takdirde hekimler bugüne dek yaşadıklarından çok daha fazla mağduriyetlerle karşı karşıya kalacaktır.
Hekimlerin 4a (iş sözleşmeli çalışan), 4b (hizmet alımı sözleşmeli-şirket ) ile çalıştırılma sorunu 2008’den bu yana birçok kez Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası tarafından dile getirilmiş olup konuyla ilgili gerekli demokratik ve hukuksal mücadele sürdürülmüştür ve sürdürülmektedir.
Açıklamada son olarak şunlar sıralandırıldı:
- Özel sağlık sektörünün hekimlerin çalışma hayatlarına ilişkin oluşturduğu kaotik sürecin bu ve bundan sonraki yasal perdelemelerle sürdürülmesi mümkün değildir. Sürecin bu şekilde sürdürülmesinden hekimler kadar sağlık sermayesi de bir şekilde zarar görecektir.
- Hekimler gerek isteyerek, gerekse de sağlık kurumunun baskısı sonucu iş sözleşmesi yerine (4a), hizmet alımı (4b) sözleşmesiyle çalışmalarına bağlı olarak zaman içerisinde hukuksal ve ekonomik çok büyük zararlarla karşı karşıya kalacaklardır.
- Temel yasalar gereği özel sağlık sektöründe hekimlerin mevcut çalışma biçimi iş sözleşmesi (4a) yönünde olmalı, bu çalışma biçimi gereği tüm hak ve ücretlerini tam olarak almalıdır. Bu yasanın kabulü halinde dahi, hukuken hekimler sadece 4b’li olarak çalışmak zorunda değillerdir. İstemeleri halinde 4a’lı olarak çalışmalarının önünde hiçbir yasal engel yoktur.
- Öngörülen değişiklik, tabi olduğu yasanın hem bir üst maddesi ile hem de diğer temel çalışma yasaları ile çelişmektedir. Bu nedenle meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği tarafından TBMM’de mevcut siyasi partiler nezdinde yapılacak girişimlerle Anayasa Mahkemesi’ne götürülerek iptali için her tür çalışma yürütülecektir.
Ayrıca Güray Kılıç’ın paylaştığı anket sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Sendika.Org