Bursa Su Kolektifi, Bursa Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü binası önünde yaptığı basın açıklamasında su kaynakları ve artan doğa talanının yarattığı ekolojik çöküşe karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı
Bursa Su Kolektifi, her ay olduğu gibi bugün (22 Nisan) de Bursa Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü binası önünde bir araya geldi. Yapılan basın açıklamasında su kaynakları ve artan doğa talanının yarattığı ekolojik çöküşe karşı mücadeleyi büyütmeye çağrıldı.
Bursa Su Kolektifi yaptığı açıklamada derelerin, göllerin, denizlerin artan kirliliğine ve tüm ekosistemin varlığını tehdit etmesine dikkat çekerek şunları söyledi:
Derelerimizin yıllardır atık kanalı ve Marmara Denizi’nin de foseptik çukuru olarak kullanılması neticesinde oluşan müsilaj çevre felaketi sonrası halkın ve bilim insanlarının yoğun tepki ve uyarıları ile Müsilaj Eylem Planı hazırlandı. Böylece sebep olunan çevre felaketine karşı önlemler geliştirilebileceği yönünde umutlandık. Ancak yakından takip ettiğimiz uygulama sürecinin iktidarın ve onun desteklediği sermayenin oyalama ve bir şeyler yapıyormuş gibi görünme taktiklerinden ibaret olduğunu bir kez daha açıkça gördük.
Bilim insanlarının Marmara Denizi’nin kirliliği ile ilgili yaptıkları araştırmanın sonucunda deniz ekosisteminin canlı yaşamı için son derece elverişsiz olduğu belirtildi.
Bir zamanlar 120’den fazla balık çeşidinin olduğu Marmara Denizinin yoğun şekilde kirletilmesinden dolayı balık türlerinin yaşayamaz hale geldiği ifade edilirken, “1170 metre derinliğe sahip olan Marmara Denizi’nde son bilimsel araştırmalara göre oksijen bitmiş, su yüzeyinden sadece 35 metre hatta kimi yerde yalnızca 25 metre derinlikte canlı yaşamı belirtileri kaldığı, daha derinlerde canlı türlerinin ve çeşitliliğinin yok olduğu açıklanmaktadır” denildi.
Raporda bilimsel araştırmalar sonucu Marmara Denizi’nde sadece 2-3 çeşit balık türünün kaldığı belirtilirken, doğanın talanı, balıkçıların geçinememesi, yurttaşların sağlıklı beslenememesi gibi sorunların sermaye merkezli politikaların sonucunda gerçekleştiği kaydedildi.
Açıklamada AKP iktidarının Marmara Denizi’nde müsilaj yok diyerek bilimsel gerçeklere gözünü kapattığı ve fabrika, üretim ve arıtma tesisi gibi kirleticilerin yönetmeliklere uyum şartlarını öteleyerek suların ve denizlerin daha fazla kirletilmesine yasal dayanak hazırladığı ifade edildi.
Atık su arıtma tesisleriyle ilgili gereken inceleme ve denetimlerin felaketler yaşanmadan gerçekleştirilmesi beklenirken raporun devamında şu bilgilere yer verildi:
Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelik ile mevcut yönetmeliklere uyum süresi 2 yıl daha ertelendi. Yani en az 2 yıl daha derelerin, göllerin, denizlerin sorumsuzca kirletilmesinin, atık kanalı, foseptik çukuru olarak kullanılmasının önünde hiçbir engel kalmadı. Daha 4 gün önce Marmara Ereğlisi Kamara Deresi’ne atık suyunu bırakan tesis derenin kıpkırmızı akan kimyasal atık kanalı haline dönüşmesine neden oldu. Yöre halkının uyarısı ile Tekirdağ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü kirletici tesise 1 milyon 799 bin lira ceza kesip, süresiz faaliyetten men etti.
Sermayenin talancı ve kirletici projelerinin yarattığı yıkımın iktidar tarafından desteklendiği belirtilirken, “Geçtiğimiz hafta Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni sahasının genişletilmesi girişiminde olduğu gibi bütün hızıyla devam etmektedir. Türkiye, uluslararası yağma ve sömürü sitemi olan altın madenciliği için AKP döneminde adeta cennet haline getirilmekte ve böylece dört bir yanı siyanür havuzları ile doldurulmaktadır” denildi.
📢 İliç yıllardır Fırat’a 600 m. mesafedeki 200 futbol sahası büyüklüğünde ve 1280 m. derinliğindeki siyanür havuzu ile yaşıyor. Bu zehir havuzunun büyüklüğü 640 futbol sahası büyüklüğüne çıkarılmak isteniyor. @ilicdogacevre@Keceporg#FıratÖlüyor pic.twitter.com/GXousj2ld4
— Bursa Su Kolektifi (@BKolektifi) April 22, 2022
Sendika.Org