Diyarbakır’da 24 kadının gözaltına alınması ve 11’inin tutuklanması üzerine KESK kadın MYK üyeleri ile KESK’e bağlı işkollarının kadın MYK üyeleri kadınlara yönelik baskılara karşı açıklama yaptı. Açıklamada gözaltı ve tutuklama zamanlamasının Newroz ve 1 Mayıs öncesine denk gelmesi tesadüf olmadığı söylenerek “Kadınların mücadelesini kriminalize etmeye yönelik gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacaktır” denildi
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara merkez binasında, bugün (21 Mart) 12.30’da, KESK kadın MYK üyeleri ile KESK’e bağlı işkollarının kadın MYK üyeleri kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve Diyarbakır’da yaşanan tutuklamalara ilişkin basın toplantısı yaptı. Açıklamada “Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi engellenemez! Korkmuyoruz! Geri adım atmıyoruz” yazılı pankart açıldı.
KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, KESK Mali Sekreteri Gönül Kural Şimşek, KESK Hukuk-TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Zeynep Erkan Korkmaz, SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, SES Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, Tüm Bel Sen Merkez Kadın Sekreteri Nazife Bayrak Tosu, Tüm Bel Sen Genel Hukuk ve Toplu Sözleşme Sekreteri Neval Arda ile Eğitim Sen 2 No’lu Şube üyesi Canan Aşan Çağalağan’ın katıldığı basın toplantısında “Makbul kadın çabanız beyhude! Bizim makbulümüz mücadele!” başlıklı basın metnini Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli okudu.
“AKP iktidarı kendini yönetememe halini perdelemek için demokratik kurumları hedef göstererek ve toplumu kutuplaştırarak demokrasiden ve eşitlikten yana olan bütün sesleri ve özellikle ona biat etmeyen, karşı çıkan kadınları susturmaya çalışmaktadır” diyen Adıbelli, buna mücadele kararlılığını tehlike olarak gören iktidarın Diyarbakır’da 24 kadını gözaltına aldığını hatırlattı.
25 Kasım ve 8 Mart ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin ardından kentte yapılan eylemlerin gerekçe gösterildiği belirtilen açıklamada “Dört gün gözaltı süresinden sonra ifadelerine başvurulmuş, SES Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Fatma Yıldızhan ve BTS eski MYK üyesi Bahar Karakuş Uluğ’un da aralarında bulunduğu 11 kadın tutuklanmıştır” diye hatırlatıldı.
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
Kadınlar her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek ve erkek devlet şiddetine maruz kalırken, şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, yaşananlara karşı mücadele yürüten kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla şiddeti kalıcı hale getirmekte, kadına yönelik şiddeti cesaretlendirmektedir.
İktidar tekçi, gerici ve cinsiyetçi politikalarına karşı gelen, kabul etmeyen, muhalif olan ve bunun için alanlara çıkan kadınlara yönelik baskı şiddet gözaltı ve tutuklamayı rutin hale getirmiştir.
Baskılar gözaltılar ve tutuklamalar kadın kırımı politikası uygulamaları olup kadına yönelik şiddetin münferit değil, politik olduğunun da kanıtıdır. Her gün en az 3 kadının katledildiği bu ülkede nedense katiller cezasızlık politikasıyla adeta ödüllendiriliyor, bu katliamlara dikkat çeken kadınlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Gözaltı ve tutuklama zamanlamasının Newroz ve 1 Mayıs öncesine denk gelmesi tesadüf değildir. Son yıllarda belli günler öncesinde kitlesel gözaltılar ve tutuklamalar rutin hale getirilmiştir. Böylelikle kadınlar üzerinden tüm topluma gözdağı verilmek, sindirilmek, yapılacak eylem ve etkinliklere katılımı en aza indirmek hedeflenmektedir. İktidar gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır.
Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayanlar, anayasal hakları olan toplantı, gösteri ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmak isteyenleri tutuklayarak “sendikal faaliyeti engelleme” ve “görevi kötüye kullanma suçu” işlemektedir.
Tutuklanan kadınların derhal serbest bırakılması gerektiği söylenerek “Bu hukuksuz uygulamayı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılmalıdır” denildi. Açıklamanın sonunda şunlar söylendi:
Biz kadınlar eril zihniyetin üzerimizde kurmak istediği sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz. Bu mücadeleyi yürütürken karşımıza her türden engellemeler çıkacağının da farkındayız. Hakkımız olanı evde, işte, sokakta, kısacası yaşam alanımızın her yerinde mücadeleyi büyüterek kazanacağımızın bilincindeyiz. Kadınların mücadelesini kriminalize etmeye yönelik gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacaktır.
‘Makul Kadın Çabanız Beyhude! Bizim Makbulümuz Mücadeledir!’ Korkmuyoruz! geri adım atmıyoruz! https://t.co/TbTDX9eLxZ
— KESK (@KESK1995) March 21, 2022
Sendika.Org