Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri her iş günü olduğu gibi bugün de #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 285. kez rektörlük binasına döndüler. Ayrıca her cuma günü olduğu gibi haftalık basın bültenlerini okudular
Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektör Melih Bulu’nun görevden alınmasının ve yerine Naci İnci’nin atanmasının ardından Boğaziçili akademisyenlerin nöbet eylemleri sürüyor. Birinci yılını dolduran eylemler devam ediyor.
Boğaziçili akademisyenler, bugün (25 Şubat) direnişin 418’inci, nöbetin 285’inci gününde bir kez daha “Kayyumluk” binasına sırtlarını döndü. Akademisyenler nöbetlerinin 285. gününde de “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi.
Ayrıca akademisyenler her cuma günü olduğu gibi haftalık basın bültenlerini okudu.
25 Şubat 2022 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti no.285. Direnişin 60.haftası/418.günü)• February 25th 2022: Bogazici University Faculty Vigil #285/60th week/418th day of resistance @UniBogazici #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz @unibogazici_en #WeDoNotAcceptWeDoNotGiveUp pic.twitter.com/B6DOs4YxjI
— Can Candan (@yunusunbabasi) February 25, 2022
Akademisyenlerin haftalık basın bülteninde şunlar söylendi:
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak salı günü, Güney Meydandaki nöbetimizin öncesinde, akademik özgürlük ve kurumsal özerklik ilkelerini ihlal eden gayrimeşru yönetime yönelttiğimiz 22 soruyu içeren bir açıklama yaptık. Demokratik yapılarda yönetimler şeffaf ve hesap verebilir olmak zorundadır. Göreve geldiğinden beri Senato ve Üniversite Yönetim Kurulu toplantılarını yüz yüze gerçekleştirmeye cesaret edemeyen, bir defa bile Genel Kurul’u toplamayıp, yönettiğini iddia ettiği kurumun mensuplarının karşısına çıkamayan kayyım yönetiminin sorularımıza hukuki ve meşru zeminde verebilecek yanıtı olmadığını biliyoruz. Naci İnci ve yönetiminin bulaştığı tüm hukuksuzlukların, çiğnediği tüm demokratik süreçlerin, kapalı kapılar ardında yürüttüğü tüm pazarlıkların hesabını kamuoyu önünde sormaya devam edeceğiz.
Süregiden usulsüzlüklerin bir örneği daha, çarşamba günü yapılan Üniversite Yönetim Kurulu toplantısında yaşandı. Çevre Bilimleri Enstitüsü’ne tepeden inme yönetemlerle, hiçbir akademik değerlendirme sürecinden geçirilmeden Dr. Öğretim Üyesi olarak atanan Hasan Fehmi Topal, yeterli çoğunluk sağlanmamasına rağmen gerçekleştirilen toplantıda, gayrimeşru yönetimin kullandığı mükerrer oylarla Genel Sekreter vekili olarak atandı. Aynı gün yapılan senato toplantısında yine mükerrer oylama yoluyla üniversitemizin lisans yönetmeliğinde öneml, bir değişiklik yapıldı. Eğitim dili İngilizce olan üniversitemizde Hukuk Fakültesi müfredatında yer alacak İngilizce derslerin oranı yüzde otuzlara kadar indirildi. Bu önemli değişiklik yine kurumumuzdaki hiçbir kurul ve komisyona danışılmadan, keyfi ve tepeden inme bir karar olarak dayatıldı.
Kayyım yönetiminin idari süreçleri şeffaflıktan uzak ve cebrî yöntemlerle yürütme alışkanlığı artık üniversitemizin sınırlarını aşan zararlara yol açıyor. Geçen hafta Marmara Üniversitesinin Anadolu Hisarı yerleşkesinin tepeden inme bir kararla Boğaziçi Üniversitesine devredildiğini ve üniversitemizin Yabancı Diller Yüksek Okulunun bu yerleşkeye taşınacağını öğrendik. Üniversitelerin kurul ve komisyonları bilgilendirilmeden, demokratik süreçler işletilmeden, hocalar, öğrenciler ve idari personelin rızası alınmaksızın verilen bu karar, tüm üniversite bileşenlerinin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyecektir.
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
Bu hafta Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve mezunlarını temsil eden bir heyet, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ı ziyaret etti. Bu görüşmede Boğaziçi Üniversitesinde demokratik yönetişim sisteminin darbe almasının, üniversite özerkliğinin ve akademik özgürlüğün adım adım imha edilmesinin, tüm ülke için telafisi güç kayıplara yol açacağı ifade edildi. Bununla birlikte, Boğaziçi direnişinin hukuki boyutuna da değinildi. Heyet, gayrimeşru rektör ve yönetiminin üniversite özerkliğini hedef alan uygulamalarına karşı açtığımız 11 idari dava ile, rektörlük tarafından hocalarımız, öğrencilerimiz ve idari personelimize yönelik açılan 500’den fazla disiplin soruşturması, 150’den fazla dava hakkında bilgi verdi. Barolar Birliği Başkanı, bir yılı aşkın süredir Türkiye’deki tüm üniversitelerin idari ve bilimsel özerkliğinin sağlanması için açtığımız davalara müdahil olacağını, yürüttüğümüz hukuk mücadelesine destek vereceğini ifade etti. Barolar Birliğinin üniversitelerin bilimsel, mali, idari ve istihdam özerkliğini sağlayacak ve bu bağlamda YÖK’ün kaldırılmasını öngören yeni bir Yüksek Öğretim Kanununun hazırlanmasına katkı sunması ve bünyesinde bir Yükseköğretim Komisyonu kurulması kararlaştırıldı.
Türkiye ve dünyadan bine yakın üniversitenin imzaladığı Magna Charta Universitatum Akademik Özgürlük ve Özerklik Anlaşması’nın Gözlem Merkezi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne bir mektup gönderdi. 18 Şubat’ta gönderilen mektupta Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Bayyurt, Fen – Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özlem Berk Albachten ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Ercan’ın görevden alınmasının üniversite yönetiminin kural ve uygulamalarına aykırı olduğu ve üniversite özerkliğini ihlal ettiği ifade edildi. Boğaziçi Üniversitesi çalışanları ve öğrencilerine yönelik sert müdahalelerin de kaygı verici olduğu, bu durumun özgür, eleştirel akademik düşüncenin ve ifade hürriyetinin önünü kapattığı vurgulandı. Magna Charta Gözlemevi, mektubun muhataplarını Birleşmiş Milletler anlaşmalarının metinlerine ve içerdikleri değerlere riayet etmeye davet etti.
Sendika.Org