İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki bazı çalışanların “terör örgütleriyle iltisaklı” olduğu yönündeki ihbarlar üzerine özel teftiş başlatıldığına ilişkin açıklamasına karşı Tüm Bel-Sen, yaptığı açıklamada İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamanın İBB’deki 86 bin emekçiyi zan altında bıraktığını ifade ederken bu söylemlerin dayanaksız gözaltı ve tutuklamalara ve kayyum atanmasına kadar gidebileceğine dikkat çekti
İçişleri Bakanlığı, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki bazı çalışanların “terör örgütleriyle iltisaklı” olduğu yönündeki ihbarlar üzerine özel teftiş başlatıldığını duyurdu. Yapılan paylaşım üzerine CHP’den ve özel olarak da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan tepkiler geldi.
İBB’YE “TERÖR TEFTİŞİ” TARTIŞMASI: SOYLU SAVUNMADA, CHP AKTİF SAVUNMADA…
İçişleri Bakanlığı’nın paylaşımına bir tepki de KESK’e bağlı Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası’ndan (Tüm Bel-Sen) geldi. Tüm Bel-Sen, yaptığı açıklamada İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamanın İBB’deki 86 bin emekçiyi zan altında bıraktığını ifade ederken bu söylemlerin dayanaksız gözaltı ve tutuklamalara ve kayyum atanmasına kadar gidebileceğine dikkat çekti. Yapılan açıklamada şunlar söylendi:
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışan emekçileri suçlu gibi gösteren 86 bin çalışanı zan altında bırakan bu sorumsuzca açıklamalar hem çalışanları hem kurumu itibarsızlaştırma girişiminden başka bir şey değildir.
Sadece İstanbul Büyükşehir değil tüm işyerlerinde iş başvurularında Adalet Bakanlığından alınan adli sicil kaydı ile hukuki bir engeli olmadığını belgeleyen vatandaşların haklarında herhangi bir yargı kararı olmadan suçlu ilan edilmesi, dedikodu niteliğindeki iddialara dayalı olarak fişlenmesi hukuk devletinde asla kabul edilmezdir.
Bununla birlikte, hiçbir hukuki dayanağı olmadan belediye emekçilerinin “terörist” ilan edilmesi hem o emekçilerin çalışma ve hukuk güvenliğinin hem de ilgili belediyelerdeki halkın iradesinin gasp edilmesi girişimidir.
Daha dün halkın iradesini temsil edilen belediye başkanlarının, Boğaziçi üniversitesinde kayyum rektöre itiraz eden veya barınamıyoruz diyen öğrencilerin, ekmek paraları için geceleri kağıt toplayan atık kağıt işçilerinin ve daha nicelerinin, hiçbir hukuki dayanak olmadan “terörist” ilan edip cezaevine atılması gibi bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki 557 emekçi yarın başka bir AKP’li olmayan belediyede çalışan yüzlerce emekçi hiçbir hukuki dayanak olmadan gözaltına alınabilir veya tutuklanabilir.
Hatta yine Doğu ve Güneydoğu’daki onlarca belediyede olduğu gibi belediye başkanları, meclis üyeleri gibi halkın iradesiyle seçilmiş kişiler yine benzer biçimde hiçbir hukuki delile dayanmadan demogojik söylemlere bir gecede suçlu ilan edilip tutuklanarak yerlerine kayyum atanabilir ve aynı diğerleri gibi bu belediyelere de el konulabilir.
Ekonomik ve siyasal düzeyde her geçen gün derinleşen yönetememe krizinden çıkamadıkça; halkın iradesine ipotek koymaya, yurttaşların çalışma ve hukuk güvenliğini hiçe saymaya, demagojik söylemlerle toplumsal kutuplaşmalar yaratarak sahte düşmanlıklar yaratmaya varan hukuksuzluklarla günü kurtarmaya çalışan siyasal iktidar ülkemizi çok tehlikeli bir uçuruma sürüklemektedir.
Sendika.Org