Eğitim ve barınma hakkı talebiyle demokrasi ve laiklik için açıklama yapan İzmir Kadın Platformu, eşit ve özgür bir hayatı kurana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi
İzmir Kadın Platformu, eğitim ve barınma hakkı, demokrasi ve laiklik için Alsancak Sevinç pastanesi önünde basın açıklaması yaptı. “Eğitim ve barınma hakkı engellenemez. Eşit, özgür, demokratik, laik eğitim istiyoruz” yazılı pankart açan kadınlar sık sık, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Diyanet elini hayatımızdan çek”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları attı.
Platform adına basın açıklamasını Selin Kurşun okudu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş açıklamasıyla son dönemde din ve inanç adı altında kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların arttığını belirten Kurşun, “9 yaşındaki kız çocuğu evlenebilir diyenlerin çocuk istismarını evlilikle aklamaya yönelik önergeyi ısıtıp ısıtıp önümüze getirmesini, dini referanslarla tartıştırdıkları nafaka hakkına göz dikmelerini, LGBTİ+ haklarının yok sayılmasını, kamu kreşlerini bütçe yetersizliği nedeniyle kapatmalarını, müftülere nikah yetkisi verilmesini, boşanma süreçlerinde Diyanet görevlilerinin ara bulucu yapılmasını, kürtajın fiilen yasaklanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin ortadan kaldırılmasını kabul etmiyor, susmuyoruz” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2021 yılı bütçesinin 7 bakanlık ve 12 başkanlığın bütçesini geride bıraktığını hatırlatan Kurşun, kamu kurumlarına 2012 yılında çıkan genelgeyle kreşler için bütçe ayrılmadığını ancak Kuran kurslarına yatırımların yapıldığını söyledi.
Yurt yetersizliği ve yüzde yüz artan kiralar yüzünden üniversite öğrencilerinin barınma sorunu yaşadığını dile getiren Kurşun açıklamanın devamında “Özellikle üniversiteli genç kadınlar okuldan uzaklaşma ya da barınma sorunu yüzünden güvenliksiz, sağlıksız ortamlarda daha çok tacize açık hale getiriliyor. İktidar kirasını ödeyebileceği bir ev bulmaktan umudunu kesen öğrenci kitlesini adım adım TÜRGEV, TÜGVA, Ensar gibi tarikat-cemaat yurtlarına doğru itiyor. Ve biz bu yurtlarda neler olduğunu Ensar vakasından gayet iyi biliyoruz. Yeni yurtlar yaptırmak ve mevcut yurtların koşullarını iyileştirmek için para harcamayan devlet, tarikat-cemaat yurtları söz konusu olduğunda kesenin ağzını açıyor” dedi.
Kurşun, dün İzmir’de barınamıyoruz diyerek parklarda yatan öğrencilerin gözaltına alındığını hatırlatarak şunları söyledi:
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde kadın arkadaşlarımız “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” maskesi taktıkları ve LGBTİ+ bayrağı açtıkları için güvenlik görevlileri tarafından darp edildi, ifade özgürlükleri ellerinden alındı. İstanbul Sözleşmesi’ne ve LGBTİ+ bayraklarına tahammülü olmayanlara karşı mücadelemizden asla vazgeçmeyiz. Dindar ve kindar nesiller yetiştirme projenize biz kadınlar alet olmayacağız. Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz.
Açıklamanın devamında talepler sıralandı:
- Parasız, bilimsel, demokratik, laik ve ana dilinde eğitim istiyoruz.
- Nöbet usulü ve vardiyalı çalışmaya uygun olarak, 7/24 açık, ücretsiz kamu kreşleri istiyoruz.
- KYK yurtlarının öğrencilerin tümünün barınma ihtiyacını karşılayacak sayıya çıkarılmasını ve mevcut yurtlardaki koşulların iyileştirilmesini,
- Öğrencilerin üniversite hayatı boyunca sağlıklı, nitelikli ve ücretsiz koşullarda barınma hakkının devlet tarafından karşılanmasını, yerel yönetimlerin de bu konuda daha ileriden sorumluluk almasını istiyoruz.
- Mevcut KYK borçlarının iptal edilmesini, kredilerin burs olarak verilmesini istiyoruz.
- Kadın sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, kadına yönelik şiddet, taciz ve istismara karşı etkin önlemler alınmasını istiyoruz.
Taleplerimiz karşılanana, eşit ve özgür bir hayatı kurana kadar mücadelemiz devam edecek.
Sendika.Org