Türkiye’de gençlik örgütleri Afganistan halkının Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle uğradıkları şiddete, baskıya ve zulme karşı İstanbul Kadıköy’de sokağa çıktı. Afgan halklarıyla dayanışma içinde olduklarını belirten gençlik örgütleri, “Afganistan halkına zafer direnişle gelecek, direnen halklar özgürleşecek!” dedi
Türkiye’de gençlik örgütleri Afganistan halkının Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle uğradıkları şiddete, baskıya ve zulme karşı İstanbul’da sokağa çıktı. Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelen gençlik örgütleri, ABD’nin 20 yıllık işgalin ardından bir yıkıntı halinde kalan Afganistan’ı terk etmesi ve Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinin ardından başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere Afgan halkına yapılanların emperyalist güçlerin, Rant, yağma ve savaş ekonomisi üzerinden yürüyen çıkar savaşlarından bağımsız olmadığını söyledi.
“Afganistan halklarına zafer direnişle gelecek” yazılı pankartın açıldığı eylemde sık sık, “Afgan halkı yalnız değildir”, “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” ve “Gençliğin dayanışması sınırları aşıyor” sloganları atıldı.
Bu topraklarda yüzyıllardır halkların bir arada yaşadığını ifade eden gençlik örgütleri, “Devletin her türlü ideolojik saldırısına karşı halklar direnişi örgütlüyor. Bugün Afgan halkına yönelik, bölgemizde yoğun bir ırkçı saldırı örgütlenmek isteniyor. Bu saldırılar asla münferit değildir. Kürsülerde ırkçılık propagandasını yapan iktidar da , ‘’Sınır Namustur’’ pankartı asan ve ırkçı propagandayı devam ettiren muhalefet partileri de bu saldırıların sorumlusudur. Altındağ’da Suriyelilerin iş yerlerine yönelik saldırının Konya’da bir Kürt ailenin katledilmesiyle hiçbir farkı yoktur. Savaşın üstünü kapatmak için, halkları direniş hattından uzaklaştırmak için örgütlenen bu aklı kabul etmiyoruz” dedi.
Devletlerin kapitalizm ve savaş olmadan, rantı ve yağmayı büyütmeden kendini devam ettiremediğini, toplumları savaşa ikna etmek için de ırkçılığı kullandığını belirten gençlik örgütleri, bölgemizde yaşananların da dünyadan farklı olmadığını vurgulayarak, “Aylar öncesinden Taliban’la görüşmeye sıcak baktıklarını ifade eden TC devleti, Taliban rejimi alır almaz Taliban ile diyalogda olduklarını ve mesajlarını olumlu karşıladıklarını söyledi. Hangi mesaj bunlar?” diye sordu.
Anarşist Gençlik, Kaldıraç Üniversite, HDP Gençlik Meclisi, Öğrenci Faaliyeti, Öğrenci İnisiyatifi, Öğrenci Kolektifleri ve SGDF’nin ortak yaptığı eylemde, basın metnini Rıdvan Gezegen okudu.
Gezegen’in okuduğu basın metninin tamamı şöyle:
Geçtiğimiz günlerde Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçiren Taliban, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeden kaçması üzerine 20 yıl aradan sonra kontrolü yeniden ele geçirdi. Rant, yağma ve savaş ekonomisi üzerinden yürüyen çıkar savaşı bir yandan sürerken Taliban da Afganistan’da tekrar sahneye çıkmış oldu. Taliban’ın bugün rejimi yeniden ele alması Dünya’da süren paylaşım savaşından azade değildir. Dün Suriye’de IŞİD çetelerini destekleyenlerle bugün Afganistan’da Taliban’ı selamlayanlar aynıdır; elleri kanlı devletlerdir.
Rejimi ele geçiren Taliban’ın geldiği ilk gün Kabil’deki kadın fotoğraflarının üzerini kapatmasını, kadınların sosyal hayattan uzaklaştırılmasını, Afganistan’dan kaçmak zorunda kalan insanların uçaktan düşmesini tüm dünya halkları yakından takip ederken savaşın ortağı olan devletler Taliban’ı tek tek tanımaya başladılar. Bugün devlet ve kapitalizm savaş olmadan, rantı ve yağmayı büyütmeden kendini devam ettiremiyor. Toplumu savaşa ikna etmek için dünyanın her yerinde ırkçılığı yeniden canlandırmaktan başka bir çıkış yolu bulamıyor.
Bölgemizde yaşananlar da dünyadan farklı değildir. Aylar öncesinden Taliban’la görüşmeye sıcak baktıklarını ifade eden TC devleti, Taliban rejimi alır almaz Taliban ile diyalogda olduklarını ve mesajlarını olumlu karşıladıklarını söyledi. Hangi mesaj bunlar? Kadınların sokakta tek başına gezmesini yasakladıkları mesaj mı, sokak ortasında milislerin insan öldürmesi mi, 150 kişilik uçağa 650 insanın binmesi, kanadına tutunanın düşerek ölmesi mi? Aynı savaşın parçası olan bir akıldan başka bir açıklama beklemiyoruz. Ancak biz halklar, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler bu düzeni kabul etmiyoruz.
Bu topraklarda yüzyıllardır halklar bir arada yaşıyor. Devletin her türlü ideolojik saldırısına karşı halklar direnişi örgütlüyor. Bugün Afgan halkına yönelik, bölgemizde yoğun bir ırkçı saldırı örgütlenmek isteniyor. Bu saldırılar asla münferit değildir. Kürsülerde ırkçılık propagandasını yapan iktidar da , ‘’Sınır Namustur’’ pankartı asan ve ırkçı propagandayı devam ettiren muhalefet partileri de bu saldırıların sorumlusudur. Altındağ’da Suriyelilerin iş yerlerine yönelik saldırının Konya’da bir Kürt ailenin katledilmesiyle hiçbir farkı yoktur. Savaşın üstünü kapatmak için, halkları direniş hattından uzaklaştırmak için örgütlenen bu aklı kabul etmiyoruz.
Taliban’ın rejimi ele aldığı günden beri irili ufaklı kadın direnişlerinin sesini duyuyoruz. Yaşamları için sokağa çıkan kadınların direnişini buradan selamlıyoruz. Kurtuluşun ancak direnişte olduğunu gösteren kadınlar Afganistan ve tüm dünya halklarına örnek oluyor. Tarihimiz direnişler ve devrimler tarihidir. Buradan aldığımız güçle talan edilen kentlerimizi, ranta açılan topraklarımızı, hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Afganistan halkına zafer direnişle gelecek, direnen halklar özgürleşecek!
Sendika.Org