Bursa Kadın Platformu, Fomara Meydanı’nda yaptığı açıklamada, son dönemde artan kadın cinayetlerine vurgu yaparak “Erkek adalet değil gerçek adalet” talebini öne çıkarttı. Kadın cinayetlerinin politik olduğu belirtilen açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarın cezasızlık politikalarının kadın cinayetlerini teşvik ettiği söylendi
Bursa Kadın Platformu, saat 19.30’da Fomara Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Son dönemde artan kadın cinayetlerine dair açıklamalarda bulunan Bursa Kadın Platformu, katledilen Azra Gülendam Haytaoğlu, Emine Gökkız ve Esra Hankulu için “Erkek adalet değil gerçek adalet” talebine vurgu yaptı. Cinsel saldırıya uğrayıp şikayetçi olmasına rağmen failler hakkında etkin soruşturma yürütülmemesi üzerine intihar eden Eda Nur Kaplan’a da değinilen açıklamada İzmir’de Şenay Ay’ın vurulduğu söylendi.
Bursa Kadın Platformu adına açıklamayı Ceren Barış okudu. Barış, açıklamada şöyle konuştu:
Esra Hankulu Ankara’da Ümitcan Uygun’un evinde ölü bulundu. Fail tutuklandı. Aleyna Çakır’ın ölümünden sorumlu olan Ümitcan Uygun, tahliye edilmeseydi Esra hala aramızda yaşıyor olacaktı. Ümitcan Uygun’un nasıl tahliye edildiğini mafya liderinin iddialarında okuduk. Bu iddiaların araştırılmasını ve gerçeklerin derhal açığa çıkarılmasını istiyoruz.
Yine Ankara’da tecavüze uğrayan Eda Nur şikayetçi olduktan sonra saldırganlar serbest bırakılınca intihar etti. Eda Nur’un ölümünü intihar diyerek geçiştiremezsiniz. Onu intihara sürükleyen, tecavüzcüleri serbest bırakan erkek yargının ve emniyet güçleridir.
Eda Nur’un haberlerine içimiz yanarken dün İzmir’den Şenay Ay’ın vurulduğunu öğrendik. Hayatı tehlikesi hala devam eden Şenay Ay’ın bir an önce iyileşmesini diliyoruz. Kadınların yaşamlarının korunması için bireysel silahlanma yasaklanmalıdır.
Azra’nın telefon sinyalinin takibini Pazartesiye bırakanlar, Azra’nın cenazesine giden kadınları sudan sebeplerle yolda durdurup kontroller yaptılar. Ankara’da eylem yapan kadınlar gözaltına alındılar. Erkek yargı, erkek güvenlik, erkek sistem olarak bitmediniz, bitmiyorsunuz.
Açıklamada “Bugün hangi şehirde kaç kadın cinayeti haberi alacağız?” sorusu soruldu.
Barış, Erdoğan’ın kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla beraber erkek zihniyetin daha da körüklendiği söyleyerek, cezasızlık politikalarının kadın cinayetlerini teşvik ettiğine vurgu yaptı:
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak bu erkek zihniyeti daha da körüklediniz, kadınları korumak ve yaşatmak için hiçbir şey yapmadınız. Uyguladığınız cezasızlık resmen kadın cinayetlerini teşvik eder oldu. 2021 yılının ilk 7 ayında 161 kadın öldürüldü. Artık saymaya yetişemez olduk. Ülkenin her yerini tarumar ettiniz. Yangınlar, ağaç katliamları, kadın katliamları vb. hangisinin yasını tutacağımızı şaşırdık. “Bu ülkede kadın, çocuk ve ağaç olmak çok zor” diyen büyük usta yazarı bir kez daha anıyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlar, kadına yönelik şiddete karşı yerli ve milli bir hat oluşturacaktı. Siz konuşmayın, konuştukça daha çok öldürülüyoruz. Sorumluluklarınızı yerine getirin. Uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 nolu yasanın gereklerini yapın. Kadın cinayetleri politiktir ve 19 yıllık iktidar tüm bu cinayetlerden sorumludur.
Kadın cinayetlerinin politik olduğuna dikkati çeken Barış şöyle konuştu:
Yeter artık, yeter! İsyanımızda öfkemizde çok büyük! Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadı. Biz kadınlar, kestik kara saçlarımızı, yaşamın uzaktı yakındı, yasaktı yasaydı töreydi, içinde dışında yanında değiliz, bu yazgıyı değiştireceğiz.
Haklarımızdan da hayatımızdan da vazgeçmiyoruz. Kadın cinayetleri politiktir ve mutlaka hesabını soracağız.
Sendika.Org