Sel felaketinin çok ağır yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki HES gündemde. “Patladı” tartışmalarına konu olan Ebru HES
DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, söz konusu HES’in depolaması bulunmadığını, regülatör yapısı nedeniyle patlayacak bir durumun da olmadığını açıkladı.
O bölgede doğup büyümüş okurum E.D’den mektup var. Diyor ki o da:
“HES ile ilgili tartışma, regülatör kapaklarının patlayıp patlamadığı üzerine yoğunlaştı. Ancak asıl husus, davaya da konu olan HES inşaatının, gereğinden fazla bir alanı kapsadığı, suyun debisini arttırmak için dağ yamaçlarının -proje dışına da çıkılarak- gereğinden fazla tıraşlandığı ve heyelan, su baskını riskinin göz göre göre arttırılması.”
Dava? Dokuz yıl önceki iptal davasını avukat Seçil Ege, sosyal medya hesabından hatırlattı. Kastamonu İdare Mahkemesi, Şubat 2013’te “evlerin zarar görebileceği” gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Davacı Ahmet Yanık, o HES yapılacak diye arazisine acele kamulaştırma işlemiyle el konulması üzerine yargıya başvurmuştu.
Avukat Ege paylaşımında “Belli ki sonra dava aleyhe dönmüş, HES kurulmuş” diyordu.
Okurum E.D’nin notu çarpıcı: “Dönemin kaymakamı mahkeme kararını 2 günlüğüne de olsa uygulatabiliyor. Ancak daha sonra davacı Ahmet Yanık, kaymakamın müdahalesine rağmen, inşaat alanında faaliyetlerin devam ettiğini avukatına bildiriyor” diyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) aleyhine açılmış bu davanın kararında dikkat çekici bir bölüm daha var. Mahkeme, davacının arazisiyle ilgili acele kamulaştırma işlemi dayanağının da hukuka aykırı olduğunu bildirmiş.
Bütün bu tartışmalar olurken, sessizliğini koruyan bir taraf var: EPDK’nın 49 yıllığına üretim lisansı verdiği Ebru HES’in sahibi Berke Elektrik Üretim A.Ş. Zülfikarlar Holding bünyesindeki bu şirketin ortaklarından biri, bir dönem Fenerbahçe Kulübü yöneticiliği de yapan İsfendiyar Zülfikari. Sicil kayıtları öyle diyor.
Bu kadar sarsıcı bir felaketin ardından, tartışmaların odağındaki ilgili şirketin de açıklama yapması beklenir.
Geçen haftaki “Liman kameraları devlete ait olmalı” başlıklı yazıma Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’den açıklama geldi. Öncesinde (İngilizce kısa adı MIP olan) şirketin Kurumsal İletişim Müdürü Sevda Onbaşlı aradı. Şeffaf bir bakış açısıyla değerlendirmede, sorumluluğun ortak olduğu vurgusuyla Mersin’e davet etti.
Açıklama ayrıntılı ve uzun. Sondan başlayarak ve özetle:
“Mersin Limanı’nın sadece işletmesini üstlenmiş olan Şirketimizin bahsi geçen konuya dahil edilmesi, bir karalama ve itibarsızlaştırma çabasından ibarettir. Biz bir liman işletmecisiyiz ve yetki alanlarımız, sorumluluklarımız, iş tanımımız açık ve nettir. Hiçbir surette ilişkilendirilemeyeceğimiz bir konuyu gündemde tutabilmek amacıyla kamuoyunu yanlış bilgilendirme yöntemini tercih etmek anlaşılır gibi değildir.”
Bilgi ve olgulardan başlıklar:
Kaynak: sozcu.com
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.