Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için yaptırılan Okluk’taki Yazlık Saray yeniden gündemde. Saray mimarı Şefik Birkiye’nin ardından, diğer fotoğraflar da İsmail Şahin imzasıyla Sözcü’de yayımlandı
(Bu arada Rönesans Grubu şirketi REC Uluslararası tarafından inşaatı yapılan projede Yüksel Proje’nin de yer aldığını öğrendim. İnternet sitelerinde yer almıyor.)
Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 2018-2021 yılları arasında 640 milyon TL harcanarak yaptırılan Okluk Yazlık Sarayı projesinde hilal görünümlü plaj ile iki iskelesi bulunan liman da yer alıyor. İskelelerden biri 50, diğeri 170 m. uzunluğunda planlanmıştı.
Akademisyen bir okurumdan ilginç bir e-posta aldım. Okluk Yazlık Sarayı haberlerini ve yazımı okuduktan sonra Google Earth programı üzerinden geriye dönük olarak uydu fotoğraflarına bakmış. Dikkatini çeken tespitleri paylaşan okurum, Mayıs 2021 uydu görüntüsündeki üç helikopter pistine değinirken, Haziran 2020 tarihli uydu fotoğrafında da yaklaşık 53 m’lik bir yatın iskeleye yanaşmış olduğunu belirtiyor.
Okurumun tespitlerini teyit için ben de Google Earth programına baktım. Gerçekten de 28 Haziran 2020 tarihli uydu fotoğrafında 50 m’lik iskelede yaklaşık 53 m’lik bir mega yat rahatlıkla görünüyor. (Bu uzunluklar Google Earth programında yer alan araçlarla tespit edilip ölçülebiliyor.)
50 metre üzerindeki mega yatlar genellikle ultra lüks olarak tasarlanıp inşa ediliyor. Kimilerinin içinde konser salonu, yüzme havuzu, helikopter pisti bulunuyor.
Cevap gelmeme ihtimali yüksek olsa da sorumuz kayıtlara girsin:
Bu uzunluktaki yat kimindi ya da kimin ve Cumhurbaşkanlığı Yazlık Sarayı’na hangi amaçla yanaşmıştı?
Yap-işlet-devret modeline bu çağın kapitülasyonu diyoruz. Boşuna değil. Döviz üzerinden çeşit çeşit garantiler sunuluyor Hazine tarafından. Tabii ki nihai hedef yabancı bankacılar. İçeride de bir azınlık grup müteahhit servetlerini büyütürken, perde arkasında da siyaset finanse ediliyor.
Birkaçına bakalım:
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün de yüzde 50 ortağı olan İçtaş, Zafer Havalimanı’nı 29 yıl 11 ay işletecek. Bu garantilerden eksik kalanı Hazine’den tahsil edecek.
Bu listeye birçok okur aşina. Daha sırada inşaatı süren Çanakkale Köprüsü var. Sözleşme süresi uzatılan Kuzey Marmara Otoyolu var. Şehir hastaneleri de yap- kirala-devret modeliyle bu garantilerle dolu denkleme dahil.
Vatandaşın sırtına vergi olarak yüklendiği halde “Cebinden beş kuruş çıkmayacak” denilen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefete öfkelenerek “Söke söke alırlar” dediği projeler yani.
Bugün yeniden paylaşmamın amacı ise adaletsizliği ne kadar derinleştirdiğini bir kez daha göstermek. İki sendikacı hak aramak için geldikleri Ankara’dan dönüşte hayatlarını kaybetti. Bağımsız Maden İş Genel Başkanı Tahir Çetin ile babasını 6 yaşındayken madende kaybeden işçi Ali Faik İnter, çiğnenen, verilmeyen, görmezden gelinen haklarının peşindeydi. Günlerdir uykusuzlardı. Hak mücadelesinin bedelini canlarıyla ödediler.
Talepleri, kapatılan Uyar Madencilik’ten 15 yıldır alamadıkları tazminat tutarı olan 25 milyon TL’ydi.
Bu para, yaklaşık 3 milyon dolara karşılık geliyor. İşçilerin uğruna can verdiği bu tazminat tutarı, iktidarın ödeme tercihleriyle kıyaslandığında o kadar düşük bir bedel ki…Misal yap-işlet-devret projeleri için verilen garantilerin “dişinin kovuğuna bile yetmez”.
Bir örnekle anlatayım: Diyelim ki Osmangazi Köprüsü’nden üç gün boyunca hiç araç geçmedi. Hazine’nin müteahhitlere bu üç gün için ödemeyi taahhüt ettiği para 4 milyon 200 bin dolar.
Bağımsız Maden İş Sendikası Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, Çetin ile İnter’in cenaze töreninde dedi ya: “Ey patronların devleti, lanet olsun sana. Yoksula 25 milyonu çok görene, yuh olsun size” diye.
İşte bu tabloyu çok iyi biliyordu o.
Kaynak: sozcu.com
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.