Sel, Doğu Karadeniz’i terk etmiyor. Uzmanlar ikinci defa ciddi afet yaşanabileceğini duyurdu. İktidar halka kendi önlemini almasını telkin ediyor. Yıllar önce Hopa’da olduğu gibi bu kez de Arhavi’de işin başa düştüğünü gören Doğu Karadeniz Halkevleri yeni bir felaket yaşanmaması için teyakkuzda. Bu felaketin sorumlularının Karadeniz’in doğasını maden, enerji ve inşaat şirketlerinin talanına açanlar olduğunu belirten Halkevciler bu talanın sorumlularına karşı mücadelelerinin süreceğini, sel tehdidi sürerken de yeni felaketler yaşanmaması için özel bir seferberlik içinde olduklarını belirtiyor
Sel tehdidi Doğu Karadeniz’i terk etmiyor. Uzmanlar ikinci defa ciddi afet yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Arhavi ilçesi hala selin etkilerini yaşarken, Artvin’in diğer ilçeleri de tehdidi yakından hissediyor.
İktidarın tutumu ise sorumluluğu üstünden atıp halkı selle baş başa bırakmak şeklinde. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli “Önce vatandaşımız kendini korumanın yollarını arayacak”, Tayyip Erdoğan da “Felaket imtihandır ama ona sabretmek ayrı imtihandır” dedi.
Selin vurduğu bölgelere bir heyet gönderen, daha sonra da bölgede yaşanabilecek olası yeni sellere karşı seferber olan Doğu Karadeniz Halkevleri adına yapılan açıklamada iktidarın söylemlerine tepki gösterildi ve felaketin bölgeyi betonlaştıran dere ıslah çalışmaları, taş ocağı ve HES projeleri ile büyütüldüğü belirtildi:
Yıllardır Karadeniz Sahil Yolu ile başlayan HES’lerle, taş ocaklarıyla devam eden rant ve talan politikaları yüzünden biz bu imtihanı defalarca yaşadık. Biz tabutlara sığmadık ama onlar servetlerine servet kattı. İktidara sesleniyoruz, bize imtihandan bahsetmeyin! Felaketlerin boyutlarını azaltacak adımlar atın. Çözüm için bilim insanlarına kulak verin, derelerin etrafını beton duvarlarla örmekten vazgeçin, taş ocaklarını ve HES’leri kapatı. Artık sabrımız kalmadı, size verecek bir canımız kalmadı. Artık yeter!
Devam eden sel tehdidi ve iktidarın sorumsuz tutumu karşısında “Kentimizde beklenen aşırı yağışlardan kaynaklı dere yatağında bulunan esnafımız ve vatandaşlarımızın herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamak için gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Halkevleri olarak yaşanacak olumsuzluklar halinde halkımızın yanında olmak için hazırız” şeklinde bir açıklama yayımlayan Hopa Halkevi’nden Atakan Asılbay, Sendika.Org’a konuştu.
2015 yılında Hopa’da yaşanan sel felaketinde devletin bölgeye müdahale etmekte geciktiğini hatırlatan Asılbay, bu gecikmenin ölümlere davetiye çıkardığını, halkın da kendi başının çaresine bakmak zorunda kaldığını hatırlatıyor:
Devlet 2015 yılında Hopa’da yoktu ve halkın yaralarına yine biz devrimciler merhem olduk. O zaman devlet ilk olarak bölgede protestolar ve tepkiler meydana geleceğinden çevik kuvvet polisleri yığılmıştı. Yine yaşanacak herhangi bir sel felaketinde bu durumdan farksız bir şey olacağını düşünmedik.
Arhavi’de yaşanan felakette devletin payı büyüktü çünkü her yeni talanda bu devletin doğa çetelerinden birinin parmağı vardı.
“Doğa çeteleri” diye andığı Cengiz İnşaat gibi AKP’ye yakın şirketlerin yol, maden, taş ocağı, HES projeleriyle yarattığı tahribatın felaketin ana kaynağı olduğunu belirten Asılbay, bunlara karşı mücadelelerinin süreceğini ancak sel tehdidi sürerken yeni felaketler yaşanmaması için özel bir seferberlik içinde olduklarını aktarıyor:
Halkevciler olarak herhangi bir olumsuzlukta arkadaşlarımızın sabah saatlerinden itibaren hazır olmasını ve riskli olan bölgeler de iletişim ağları oluşturulmasını sağladık. Sosyal medya hesaplarımızdan ve iletişim ağları üzerinden sel ve sonrası için broşürlerimizi paylaştık.
Arhavi’de yaşanan sel felaketinin ardından bölgenin birçok yerinde aşırı yağış uyarısı yapıldı. Ani sel, su baskını ve aşırı yağışların heyelana ve derelerin taşmasına neden olacağını bildiğimiz için öncelikle riskli bölgelerde evleri ve işyerleri olan vatandaşlarımıza ulaşarak yerlerini değiştirmeleri gerektiğini ilettik. Birebir ulaşamayacağımıza da sosyal medya ve mesaj yoluyla ulaştık.
Rize’de vatandaşlara çay fırlatarak “felaket ve ölümler imtihandır” diyen Erdoğan’ı ve afet bölgesinde sigorta şirketlerini öven Süleyman Soylu’yu eleştiren ve felaketin baş sorumluluları olduklarını söyleyen Asılbay, tüm bunların Karadeniz halkının hafızasına kazındığını söylüyor:
Bölgemiz açısından seller, heyelanlar AKP’nin talan politikaları yüzünden artmış durumda. Bugün Rize’de yaşanan selin ardından halka çay fırlatan Tayyip Erdoğan aslında Rize’de yaşanan felaketin baş sorumlusudur. Bugün Karadeniz’de doğanın her yerinde AKP talanı var. Bu talanı yaratanlar bugün çıkıp dozer üzerinde pozlar vererek sel bölgelerine gelerek suçlarını örtbas etmek için çabaladılar. Ancak halkın gözünde bunlar sadece resim olarak kalacak. Esas tahribatı yaratan Karadeniz’de Giresun’dan başlayarak Artvin’e kadar ormanlarımızı, derelerimizi talan edenler bu halkın gözünde asla affedilmeyecekler.
Sendika.Org