Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eylemine katıldığı için gözaltına alınan 46 kişi hakim karşısında. Çağlayan Adliyesi’nde 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesi adliye önünde Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) adına yapılan kısa açıklamada, “Bir değil bin dava da açsanız biz asıl davamızdan, ‘evlatlarımız nerede’ diye haykırmaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz” denildi. Açıklamanın ardından gecikmeli olarak başlayan duruşmada sık sık gerginlik yaşandı. Hakim gerekçe sunmadan duruşmayı bitirdi. Bir sonraki duruşma 24 Kasım tarihinde saat 10.30’da görülecek
Cumartesi Anneleri’nin “700. hafta” eylemine katıldığı için gözaltına alınan 46 kişi hakkında 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülmeye başlandı.
Gözaltında kaybedilen yakınları için cumartesi günleri Galatasaray Meydanı’nda düzenledikleri oturma eylemlerinin 700. haftasına denk gelen 25 Ağustos 2018’de buluşma çağrısı yapan Cumartesi Anneleri’nin bu eylemi yasaklanmış, o gün Galatasaray Meydanı’na giden kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları saatler süren bir abluka ve polis şiddetiyle karşılaşmışlardı.
Çağlayan Adliyesi’nde 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesi adliye önünde Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) adına yapılan kısa açıklamada, “Bir değil bin dava da açsanız biz asıl davamızdan, ‘evlatlarımız nerede’ diye haykırmaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz” denildi.
Adliye önünde yapılan basın açıklamasına HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Dilşat Canbaz, Hüda Kaya, CHP Milletvekilleri Ali Şeker, Mahmut Tanal, Turan Aydoğan, Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Van Barosu, İstanbul Barosu temsilcileri ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.
Açıklamada ilk sözü alan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, “Cumartesi Anneleri’ni desteklemek ve dayanışmak için geldik. Bu onurlu mücadeleye, bu adalet talebine Diyarbakır Barosu her koşulda destek verecek, davayı da takip edecek. Cumartesi Anneleri’nin bu onurlu mücadelesini kutluyorum, adalet arayışlarında, faillerin yargılanmasına ilişkin taleplerinde yanlarında olacağız” dedi.
Davanın avukatları adına konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da şöyle konuştu:
Bugün aslında bu davanın derhal beraatle sonuçlanması gerekiyor. Bu dava hak arayan, adalet arayan, hakikat arayan anneleri, kayıp yakınlarını, insan hakları savunucularını yıldırmak için açılan bir davadır. Fakat unutulan bir şey var. Her zaman adalet ve hakikat arayışı kazanır. Her zaman adalet ve hakikat arayışı meşrudur ve haklıdır. Dolayısıyla bu tarz davalarla insan hakları savunucularını ve Cumartesi Annelerini kimse yıldırmaya kalkışmasın, çünkü bu davanın hiçbir şekilde açılma koşulu yoktur. Bu davayı açtıranlar aslında şu anda Türkiye’de olup bitenlere baktığımızda kendilerinin sanık sandalyesinde yargılanması gerekiyor. Ama gelin görün ki Türkiye’de uzunca bir zamandan beri işler hep ters gitmeye başladı. Umarım bugün sesimizi duyarlar ve bu anlamsız davaya son verirler.
https://twitter.com/sendika_org/status/1414509581431095296
Basın metnini gözaltında kaybedilen Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe okudu. Sözlerine, “Kimiz biz? Neden buradayız?” diyerek başlayan Tepe’nin okuduğu metnin tamamı şöyle:
Kimiz biz? Neden buradayız? Biz evlatları, yakınları güvenlik görevlileri tarafından kaybedilenleriz. Yıllardır kayıplarını arayanlarız. Yıllardır Galatasaray Meydanı’nda “evlatlarımızın hiç olmazsa kemiklerini verin” diye haykıranlarız. Sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfilleri göğsümüzde taşıyanlarız. Biz, 850 hafta boyunca dünyanın en barışçıl, en haklı mücadelesini yürüten anneleriz, evlatlarız, kardeşleriz, hak savunucularıyız…
Biz, taleplerimize kulaklarını tıkayanlar tarafından yaka paça gözaltına alınan, şiddet görenleriz.
Biz, Anayasal hakkımızı kullandığımız, “evlatlarımız nerede” dediğimiz için mahkeme mahkeme süründürülmek istenen, yıldırılıp sesi kısılmak istenenleriz. Ama biz aynı zamanda asla yılmayanlarız. Biz susmayanlarız. Biz vazgeçmeyenleriz. Kaybedilen her bir evladımızın akıbetini öğrenene kadar pes etmeyecek olanlarız. Bugün burada yargılanan bu pes etmeyen irademizdir. Bugün burada yargılanan anayasal haklarımızdır. Anayasal haklarımızı kullanmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu hakkımızı kullanmak için seçtiğimiz ve 700 hafta boyunca bizden kaynaklanan tek bir olay çıkmadan oturduğumuz Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz. Bir değil bin dava da açsanız biz asıl davamızdan, “evlatlarımız nerede” diye haykırmaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz.
Açıklamanın ardından 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya geçildi.
Saat 10.00’da başlayacak olan duruşma 2 buçuk saat geç başladı.
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmaya, yargılananların dışında, kayıp yakınları, milletvekilleri, barolardan temsilciler, çok sayıda hak savunucusu ve izleyici katıldı.
Duruşmaya başlanmasıyla birlikte konuşan, davanın avukatlarından Öztürk Türkdoğan, “Bu kadar meşru bir oturma eyleminin yasaklanmasının meşru olmadığı kanaatindeyim. Derhal beraat kararı verilmesi talebimizi iletiyoruz” dedi. Ancak hakim Türkdoğan’ın derhal beraat talebini reddetti.
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun da, “Tanıklığımıza, delillerimize, AİHM’in tespitlerine ve hükümetin suçu üstlenmesine rağmen dosyamız iç hukukta etkin bir soruşturma yapılmadan, zamanaşımından takipsizlik kararı verilerek kapatıldı. Zorla kaybedilen sevdiklerimizin nerede olduğunu bilmeye hakkımız var. Hakikati bilme hakkımız var. Adalete ulaşmaya hakkımız var. Bu haklarımızı talep etmeyi suçmuş gibi gösterenler insanlığa karşı suç işleyenlerin hesap vermesini engelliyor” dedi.
Hakim Sinan Arslan’a “Polislerin darp edilmesiyle ilgili iddialar var…” diye sorunca, Arslan “Ters kelepçeliydim mümkün değil” dedi.
CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın lehe olan her şeyin reddedildiğini, kişilerin konuşmasının engellendiğini söylemesiyle birlikte, mahkeme başkanı Milletvekili Tanal’ın salondan çıkarılmasını istedi.
Ardından Mahkeme başkanı duruşmanın CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal içeri alınmadan devam edeceği yönünde karar aldı. Mahmut Tanal tutanağı basına gösterirken bir görevli tutanağı elinden almaya çalışırken yırttı.
Milletvekilinin salona alınmaması yönünde karar çıkarılması protesto edilerek herkes salonu terk etti.
Hakim gerekçe sunmadan duruşmayı bitirdi. Bir sonraki duruşma 24 Kasım tarihinde saat 10.3’da görülecek.
Sendika.Org