Fon tartışması üzerinden iktdar cephesinin muhalif medyayı hedef almasına 23 yerel ve uluslararası basın örgütünden ortak açıklama geldi. Basın örgütleri, iktidarın medya üzerindeki denetimi ve muhalif medya üzerindeki baskının artacağından kaygı duyduklarını ifade etti
Oda Tv’nin ABD merkezli Chrest Foundation vakfından fon alan Medyascope’u hedef gösteren haberinden sonra başlayan fon tartışmalarına önce Fahrettin Altun dahil olarak Medyascope nezdinde muhalif medyayı hedef göstermişti. Altun’un ardından ise RTÜK, devreye girerek medyayı “yerli ve milliler” ile “dışarıdan fon alanlar” şeklinde kategorize ederek “milli güvenlik sorunu” ilan eden bir açıklama yayımladı.
Fon tartışması, AKP cephesinde fırsat bilinerek muhalif medyaya yönelik hedef gösteren açıklamalara 23 yerel ve uluslararası basın örgütünden tepki geldi. Aralarında DİSK/Basın-İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın da bulunduğu basın örgütlernini açıklamasında “‘Yabancı fonlu’ mecralara düzenleme önerisinden kaygılıyız” denildi. Açıklamadaki ifadeler şöyle:
Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) partnerleri ve aşağıda imzası bulunan kurumlar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer hükümet yetkililerinin yakın zamanda vermiş oldukları demeçlerde “yalan haber” ve “yabancı fonlu” haber mecralarına dair yeni bir yasal düzenleme yapılması ile ilgili söylemlerinin son derece endişe uyandırıcı olduğunu belirterek eleştirel haber yapan kurumları hedef gösteren açıklamaları kınamaktadır. Yetkililerin birçok eleştirel ve bağımsız medya kurumunu yurtdışından fon aldıkları gerekçesiyle hedef göstermesi, Türkiye’de özgür medyayı daha da boğmak ve haber içeriğini kontrol altına almak adına atılan açık bir adımdır. Türkiye’deki yasama merciilerini, yeni yapılacak herhangi bir düzenlemenin Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hukuk standartlarına uygun, ifade hürriyeti ve medyada çoğulculuğu gözetmesine özen göstermeye davet ediyoruz.
İktidar cephesinden yapılan açıklamaların medya özgürlüğü ve çoğulculuğunu daha da zora sokacak yeni yasal düzenlemeler yapmaya hazırlandığını göstermekte olduğunun belirtildiği açıklamada “Yalan haberle” mücadele ile ilgili olarak, “hakikatin” denetlenmesine yönelik getirilecek herhangi bir yasal düzenleme, kamu görevlilerine neyin doğru ve gerçek olduğuna karar verme yetkisi atayıp bu yetkililerin beğenmedikleri sesleri susturma hakkı tanınmasına, ve pratikte hükümet kaynaklı yeni bir sansür mekanizmasının yaratılmasına yol açacaktır. Bu öngörü, özellikle de Türkiye’nin ifade hürriyetinde ve yetkililerin meşru çerçeve sınırlarında eleştirilmesine toleransındaki zayıf performansı ışığında son derece kaygı uyandırıcıdır” denildi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK) gibi medya düzenleyicilerin verdikleri keyfi ceza ve reklam yasaklarıyla muhalif medyanın iktidar eliyle zor duruma düşürüldüğüne değinilen açıklamanın son bölümünde şu ifadelere yer verildi:
Dahası, hükümete dair eleştirel içeriğe sahip yerel medyaya sağlanan yerel fonların eksikliği, kamu reklam ve ilan harcamalarının orantısız bir biçimde dağıtılması, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK) gibi medya düzenleyicilerin verdikleri keyfi ceza ve reklam yasakları şeklinde kendini gösteren hükümet baskısı yoğunlaştıkça Türkiye’de faaliyet gösteren bağımsız medya kuruluşları için (yabancı) fon kaynakları önemli bir gelir kalemi hâline gelmiştir. Uluslararası vakıflardan alınacak fonları kısıtlamak ya da bu fonları alanları yabancı ülkelerin propagandasını yapmakla suçlamak adına atılan tüm adımların açıkça bağımsız medyayı düşmanlaştırmak için atıldığı barizdir ve hâlen zorlu şartlarda faaliyet gösteren birkaç bağımsız medya kuruluşu üzerindeki baskıyı daha da artırmaya yöneliktir. Şu an Türkiye’de faaliyet gösteren medya kuruluşlarının yüzde 90’ından fazlası doğrudan ya da dolaylı biçimde iktidar ya da hükümetteki AKP tarafından kontrol edilmektedir.
İmzacı kurumlar listesi
Açıklamanın tamamına ulaşmak için tıklayınız.
İlgili haberler:
Sendika.Org