Ankara’nın Mamak ilçesine bağlı Kutludüğün Mahallesi’ne, kırk yılı aşkın süredir taş ocakları kuruluyor. 2021 Şubat’ında başlayan son proje ise taş ocaklarının alanlarını daha da genişletmesi ve mahallenin etrafındaki taş ocağı hattını daha da genişletmesi sebebiyle mahalle sakinlerinin tepkisini çekiyor. Mahallede yapılan tarım ve hayvancılık faaliyetinden bölgedeki yeraltı ve yer üstü su kaynaklarına kadar farklı zararları olan taş ocakları, tüm itirazlara rağmen işlemeye ve genişlemeye devam ediyor. Sendika.Org olarak Kutludüğün Mahallesi’ne giderek taş ocaklarını yerinde gördük ve Kutludüğün Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ahmet Akbıyık’la taş ocaklarının mahalleye etkisi ve ocaklara karşı verilen mücadeleyi konuştuk
Kutludüğün Mahallesi, Ankara’nın Mamak ilçesine bağlı bir mahalle. Büyükşehir yasası çıkana kadar köy statüsündeyken büyükşehir yasasıyla birlikte Mamak’a bağlı bir mahalle oldu. Kutludüğün Mahallesi’nin yakınındaki tepelik alanlar, 1970’li yıllardan beri taş ocakları kuruluyor. Şu an da 7’si aktif olmak üzere 15 taş ocağı mevcut. Detaş, MSK Grup ve Alkar adlı maden şirketlerinin çalışmaları ve ÇED olumlu raporları almak için sırada bekleyen şirketler, Kutludüğün’ün etrafını neredeyse sarmış durumda.
Kırk yılı aşkın süredir taş ocakları olsa da Detaş’ın 2021 Şubat’ında başladığı taş ocağı, mahalle sakinlerinin de tepkisini çekti. Tepkinin ana gerekçesi ise taş ocaklarının alanlarının ve mahallenin etrafındaki taş ocağı hattının daha da genişlemesi. Mahalle sakinleri ÇED raporu sırasında bekleyen diğer şirketlerin de ÇED olumlu raporu alması halinde mahallenin etrafının taş ocaklarıyla çevrilmesinden endişe ediyor.
Sendika.Org olarak Kutludüğün Mahallesi’ne giderek Kutludüğün Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ahmet Akbıyık’a ulaştık. Dernek aynı zamanda taş ocaklarına karşı yürütülen mücadelenin de merkezinde yer alıyor. Akbıyık, ÇED toplantılarını takip ettiklerini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÇED Daire Başkanlığı’ndan Mamak Belediye Meclisi’ne kadar çeşitli düzeylerde bürokratik süreçleri takip ettiklerini aktardı.Mamak Belediye Meclisi’nin geçtiğimiz yıl bölgedeki taş ocaklarının yarattığı tozun belirli bir doygunluğa eriştiği yönündeki kararına rağmen taş ocakları işlemeye ve genişlemeye devam ediyor.
Akbıyık, bürokratik ve hukuki süreçlerin yanı sıra mahallede daha önce taş ocaklarına karşı eylemler de düzenlendiğini söylüyor. Eylem sırasında onlarca polisin geldiğini belirten Akbıyık, seslerinin yetkililer tarafından duyulmadığını ifade etti.
Akbıyık, Detaş’ın taş ocağı için ÇED olumlu raporunun 2014 yılında verildiğini ifade etti. Ancak proje, raporun zamanaşımına uğramasına birkaç ay kala, 2 Şubat 2021’de başlıyor. Ocağın kurulduğu alanda Kuludüğün Çayı olarak da bilinen Yunuslar Deresi’ni besleyen yeraltı suları mevcut. Raporlarda yeraltı sularının varlığı geçmese de ocağın kıyılarında yüzeye vuran sular görünüyor.
Ocak kıyısında yüzeye vuran ancak raporlara yansımayan su kaynakları
Üstelik ocağın dibinde yer altı sularının çıktığı da görülmekte.
Ocak dibinde beliren yeraltı suyu
Ocakta dinamitlerle yapılan patlamalarla, büyük kaya parçaları dere yatağına düşerek su rejimini değiştirecek boyuta getirmiş. DSİ 5. Bölge Müdürlüğü’nün “su taşkınları olabileceği” yönündeki raporuna rağmen ne patlatmalardan ne de ocak genişletilmesinden vazgeçiliyor.
DSİ 5. Bölge Müdürlüğü’nün ilgili raporu
Akbıyık, taş ocaklarının yarattığı en büyük sorunlardan biri olarak ocaklar arasında kalan yolu gösteriyor. Ocakların genişletilmesi sonucu iki yanı uçum haline gelmiş ve ancak bir aracın sığabildiği yol, bölgedeki en büyük tehlike. Tarlalardan hasat edilen ekinin kamyonlarla taşınmsında da kullanılan yolun zemini, her patlamada biraz daha zayıflıyor. Ekinlerini taşıyan köylüyü de en çok endişelendiren yer, burası.
Ocakların genişletilmesiyle daralan ve iki yanı uçurum haline gelen yol
Bölgede uzun yıllardır tarım, hayvancılık ve arıcılık yapılıyor. Ancak taş ocaklarının artması, bu faaliyetleri de olumsuz etkiledi. Taş ocağının yarattığı toz açığa çıkan maddeler, üretilen balın kalitesini düşürürken hayvanların da döl verimliliğini düşürüyor. Dinamitlerin patlatılmasıyla ocak kıyısında tarlaları olan köylünün tarlalarının dibine kadar kayalar düşüyor.
Taş ocağının kıyısındaki tarlalar. Patlama sırasında kopan kaya parçası, tarlanın sulama deposunu patlattı
MSK Grup’un ocağı için hazırlanmış ÇED raporunda tarım arazilerine olumsuz bir etkisi olmayacağı yazmasına rağmen ocak kıyısında tarlası olan köylüyle konuştuğumuzda patlama sonucu ocaktan fırlayan kayanın sulama deposunu patlattığını öğreniyoruz.
Akbıyık, bölgede koruma altına alınan ve halk arasında “susam” denilen şakayık çiçeğinin de taş ocaklarından olumsuz etkileneceğinden endişeleniyor. Akbıyık, “Koparılmasına bile ceza kesilene çiçeklerin dibine taş ocağı kurdular” diyor.
Halk arasında “susam” denilen şakayık çiçeği
Akbıyık, maden şirketlerinin yöre halkından alacakları tepkiyi azaltmak için çeşitli biçimlerde rüşvet verdiklerini ifade ediyor. Gelen şirketler mahalledeki camiye bağış yapıyor. Kimisi bir okula bilgisayar alıyor. Ama en yaygın rüşvet ise ocaktaki hafriyat işinin mahalle halkından birilerine vermek. 5000 civarı nüfusu olan mahallede 100’e yakın hafriyat kamyonu olan hane olduğunu ifade ediyor Akbıyık. Bir diğer rüşvet ise ocakların kurulduğu tepelerdeki yaylalara elektrik getirme sözü. Hayvancılıkla uğraşanların yaz aylarında çıktığı yaylalarda elektrik yok. Elektrikle işi olanlar, mazotlu jeneratör kullanıyor. Maden şirketleri de ocaklara elektrik çekileceği için ocak kıyısındaki yaylalara da elektrik geleceğini söylüyor.
Akbıyık’la yaptığımız saha turunun sonuna gelirken kendilerinin taleplerini de sorduk. Ocaklara sulu filtreler takılmasını ve ocakların daha fazla genişletilmemesini talep ettiklerini söyledi. Ancak sulu filtrenin hem maliyetli oluşu hem de ocaktan çıkan taşın kalitesini düşürmesi gerekçesiyle şirketlerin buna direndiğini belirtti. Belirli yerlerde şirketlere sulu filtreleri taktırdıklarını ifade eden Akbıyık, mahallelleri için mücadeleye devam edeceklerini de ekledi.
Kutludüğün Mahallesi’nin tepeden görünümü
Her iki yanı uçurum haline gelen ve daralan yolun başka açıdan fotoğrafı
Sendika.Org/Ankara