İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısıyla Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü’nün 34. yıldönümü nedeniyle kadınlar Kadıköy’de Yoğurtçu Parkı’nda bir araya gelerek, 1 Temmuz’a kadar ses çıkartmaya devam edeceklerini söyledi. Kadınlar sergi yaptı. Tarihsel fotoğrafları sergileyerek tarihleri tek tek anlattılar. Ardından basın açıklaması yapan kadınlar danslarla halaylarla eylemi sonlandırdı
İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısıyla “Yıllarca mücadelesini verdiğimiz hakların bir gecede elimizden alınmasına, kadınların ve LGBTİ+’ların hayatlarının iyice güvensiz, eşitsiz kılınmasına izin vermeye hiç niyetimiz yok” diyerek bir araya gelenler 1 Temmuz’a kadar ses çıkartmaya devam edeceklerini söyledi.
Kadınlar alana gelerek hazırlıklarını yaptı.
Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü’nün üzerinden 34 yıl geçmişken, bu mücadelenin başladığı yerde, Yoğurtçu Parkı’nda buluşan kadınlar fotoğraflardan oluşturdukları zaman tünelinde gezdi. Zaman tüneli mor kurdelelerin ağaçlara bağlanarak fotoğrafların tutturulmasıyla oluşturuldu.
Serginin yapıldığı yerde kadınlar gezerek sergideki tarihleri tek tek anlattı.
Sergide sergilenen 31 afişteki fotoğraflar anlatılırken kadınlar, “9 Haziran 2009’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Nahide Opuz davasında erkek şiddetine maruz kalan bir kadının savcılığa başvurduğu halde etkili korunmamasına ayrımcılık dedi, Türkiye’yi tazminata mahkûm etti. Bu kararla AİHM, tarihinde ilk defa aile içi şiddete karşı vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle bir devleti mahkûm etmiş oldu. Maalesef kazandığımız haklara rağmen bugün devlet hala kadınları korumuyor. Kadınların eylemlerini engellemek için alınan onca ‘önlem’, yığılan yüzlerce polis, bir kadın şiddete dair şikâyette bulunduğunda nedense ortada yok. Her gün onlarca kadın ‘devletin müdahale etmesi için ille de ölmem mi gerekiyor’ diye sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyor. İçişleri bakanının mafyayla ilişkilerini, devletin bir suç şebekesi olduğunu Youtube’da dinlemeden önce de kadın cinayeti faillerini koruyan düzenden biliyorduk. Gülistan Doku’dan, Nadira’dan, İpek Er’den biliyorduk. Soruyoruz: Yeldana Kaharman’ın ölümünün Tolga Ağar’la bağlantısını açığa çıkaracak etkin bir soruşturma niye yürütülmüyor? Jandarmaya gitmesine rağmen Yeldana niye korunmadı? AKP milletvekili Şirin Ünal’ın evinde ölü bulunan Nadira Kadirova’ya dair soruşturma niye alelacele kapatıldı? Gülistan Doku nerede? Şüpheli Zaynal Abakarov nasıl oldu da kaçtı? Hiçbirinin tesadüf olmadığını biliyoruz. Katilleri devlet koruyor. Katilleri, bizim haklarımızı gece yarası kararnameleriyle gasp edebileceğini zannedenler koruyor. İnatla sormaya devam edeceğiz” diye vurgulayarak şunları sordu:
Gülistan Doku’ya, Nadira Kadirova’ya, Rabia Naz’a, Yeldana Kaharman’a ne oldu?
Ardından “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganı atıldı. Sergideki fotoğrafların tarihleriyle tek tek anlatılmasının sonrasında Ayşe Düzkan açıklama yaptı.
Basın açıklamasını İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu adına Nupelda Çelik okudu.
Açıklamada şunlar söylendi:
Geçtiğimiz hafta Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü’nün 34. yıldönümüydü. 34 yıl önce binlerce kadın burada Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda bir araya geldi, ilk defa ev içinde şiddete karşı kitlesel bir eylem yaptı, dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz dedi. O günden bugüne bu mahalle, bu sokaklar sayısız kadın eylemi gördü. İsyan ederek çıktığımız evlere bir daha dönmedik. Eşit ve özgür yaşama yolunda burada, bu zaman tünelinde anlattığımız gibi pek çok kazanım elde ettik, saldırılarla karşılaştık, haklarımızı gasp etmeye çalışan erkeklere, erkek-devlete direndik.
Şimdi bir gece yarısı kararnamesiyle çekildik dedikleri, meclisin tamamının onayıyla yürürlüğe girdiği halde mecliste gündem dahi etmeden tek adamın kararıyla yürürlükten kaldırmaya kalktıkları İstanbul Sözleşmesi’nin hikâyesi, işte bu mücadelenin hikâyesi. O gün burada başlayan yürüyüşün bir sonucu. Bizlerin kuşaklardır erkek şiddetine karşı verdiğimiz mücadelenin bir kazanımı. Yani onu biz var ettik, kimse bizden bir gece yarısı alamaz.
İktidar bize diyor ki bu düzen bir gasp düzenidir artık. Haklarımızın, hayatlarımızın gasp edildiği, katillerin sırtının sıvazlandığı bir düzendir. Yeldana’yı, Nadira’yı, Gülistan’ı öldürenlerin cezasızlık zırhıyla korunduğu, homofobinin, transfobinin, nefretin, kadın düşmanlığının körüklendiği, emeğimize, bedenimize, hayatımıza el koymanın ‘ailenin bütünlüğü’ diye yüceltildiği, bizleri korumakla yükümlü olanların en önce haklarımızı ihlal ettiği bir düzendir.
Ama biz 34 yıldır hiçbir hakkımızı kolay elde etmedik. Kimseye bırakmaya, vazgeçmeye niyetimiz yok. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz. Bunu LGBTİ+fobiyle meşrulaştırma çabalarına karşı susmuyoruz. Haklarımızdan da, birbirimizden de vazgeçmiyoruz.
1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkacağını Resmi Gazete’de ilan edenlere cevabımız itaatsizliğimiz ve dayanışmamız. Ne olursa olsun kazanacağımıza inanıyoruz çünkü 34 yıl önce burada bir grup feministin çabasıyla başlayan mücadele bugün bir çığa dönüştü. Her evde, her iş yerinde, her üniversitede, okulda, sokakta yükseliyor artık. Biz kadınlar susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.
1 Temmuz’a kadar bulunduğumuz her yerde, tüm araçlarımızla İstanbul Sözleşmesi’nin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadınlar ve LGBTİ+’lar için neden bir hayat mücadelesi olduğunu anlatıyoruz. 1 Temmuz’da ise sokakta buluşuyoruz. Haklarımız bizim. Hayatımız bizim. Mücadelemiz bizim. İstanbul Sözleşmesi bizim. Eşit ve özgür yaşama hakkımızdan vazgeçmiyoruz.
Kadınlar “1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi için sokaktayız” ve “1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi için isyandayız” sloganlarıyla halay çekiyorlar.
Kadınlar danslarla halaylarla eylemi sonlandırıp Yoğurtçu Parkı’nda oturmaya başladı. Bu sırada Sendika.Org’a konuşan kadınlar tekrar “Kolay kazanmadık, vazgeçmiyoruz” dedi.
Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü’nün 34. yıldönümü nedeniyle Kadıköy’de Yoğurtçu Parkı’nda bir araya gelen kadınlar https://t.co/8Xmh6n8IJg‘a konuştu.#KolayKazanmadıkVazgeçmeyizhttps://t.co/M6ZF2rkb9b pic.twitter.com/6laziwg6EA
— sendika.org (@sendika_org) May 24, 2021
Sendika.Org