2021 1 Mayıs’ında “sizden korkmuyoruz; faşizme teslim olmayacağız” parolasıyla faşizmin üzerine yürüyen sosyalistler, bu yürüyüşü halkla buluşturma göreviyle karşı karşıyadır
1 Mayıs, salgın bahane edilip art arda yayınlanan genelgelerle ilan edilen yasaklar döneminde gerçekleşti. 2021 1 Mayıs’ı, saray rejiminin yasaklarını tanımayan sosyalistlerin, başta Taksim olmak üzere sokaklarda ortaya koyduğu devrimci iradeyle kazanıldı. Kurumsallaşmasını yaymaya ve derinleştirmeye çalışan faşizmin kimyasını bozan bu direnç; ezilenlerin umudunu büyüttü, sosyalistlerin özgüvenini tazeledi. “Sizden korkmuyoruz” parolasıyla saray faşizminin üzerine yürüyen devrimci hareket, cüssesinden çok daha büyük bir etki yaratmayı başardı; milyonların duygularına tercüman oldu.
Saray rejiminin halklarımız üzerindeki ikna yeteneği tükeniyor. Geriye, çıplak bir zorbalık kalıyor. İktidarlarını yasaklarla, sopayla ayakta tutma çabası, giderek genişleyen bir kesimde öfke biriktiriyor. Öfkenin sokağa taşmaması için, devlet şiddeti tırmandırılıyor. Siyasi iktidar, kendisinin sıkıştığı bu kısır döngüye tüm toplumu tutsak etmeye çalışıyor. 1 Mayıs’ta sosyalistlerin ortaya koyduğu kararlı duruş, bu karanlığın yırtılması anlamında izlenecek yolu işaret ediyor.
Faşizmin kurumsallaşma süreci, güçlü adımlarla yol alamıyor. Saray rejiminin attığı adımlar, son süreçte artık onun istediği sonuçları yaratmıyor; toplum nezdinde hızla yıpranıyor. Başta kadınlar olmak üzere, gençler, işçiler, LGBTİ+’lar, toprağını, deresini, ormanını savunan köylüler sesini yükseltiyor. Devletin bin bir türlü zorunun hedef tahtasında olan Kürt halkının direniş iradesi kırılamıyor. Halkları ikna etme derdinden kopan, bu yeteneğini yitiren siyasi iktidar, sistemin içerisinde bulunduğu “çoklu kriz” sarmalını yönetmekte güçlük çekiyor. İktidar gücünü tek elde toplayan saray rejimi, murat ettiğinin tersine “yönetememe krizi” yaşıyor. Ekonomi yönetilemiyor. İç politika yönetilemiyor. Dış politika yönetilemiyor. Salgın yönetilemiyor. Yönetememe krizi giderek derinleşiyor; rejim çuvalladıkça çuvallıyor. Aşağıdan gelen -aktif ya da pasif- direnç, bu krizi derinleştiren temel faktör durumundadır. Sosyalistlerin 1 Mayıs’ta sergilediği tavır; “ezilenlerin tüm kesimlerinde gelişen pasif direncin aktifleştirilmesi; potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi” anlamında bir işaret fişeği olmuştur.
Sol-sosyalist güçlerin bir kesimi, devletin yasakları karşısında aşırı temkinli bir duruş sergilemiş, 1 Mayıs sürecinde -sınırlı etkinlikler dışında- sokağa çıkmayı tercih etmemiştir. Politik tablonun sosyalistlerin önüne koyduğu güncel ve tarihsel görevleri ıskalayan bu duruş, diktatörlük rejiminin ve finans kapitalin elini kolaylaştırmaktadır. Bu temkinlilik hali aşılmalı, yasakların üzerine yürünmelidir. Kapitalizmin yarattığı ekonomik, sosyal, ekolojik yıkımın sonuçlarını derinden yaşayan ve baskılarla nefesleri kesilmek istenen tüm ezilenlere, sosyalistlerin bu kararlı sesi taşınmalıdır. 2021 1 Mayıs’ının açığa çıkarttığı sonuçların doğru okunması, bu temkinlilik halinin aşılmasına hizmet edecektir.
DİSK, yakın zamana kadar, sosyalistlerle belli seviyede kontağını sürdürmüş, demokratik mücadele zeminin içerisinde yine belli bir seviyede yer alabilmişti. Gelinen noktada, -sosyalistlerin ve sınıftan yana öznelerin inisiyatif alabildiği sınırlı sayıda sendika dışında- DİSK, 1 Mayıs’ın mücadele ruhuna yakışır şekilde işçi sınıfını temsil etme sorumluluğunu yerine getirmemiş, demokratik mücadele zemininde durmamıştır. Mevcut konfederasyonların temsil ettiği sendikal anlayışın dışında kendilerini ortaya koyan ve 1 Mayıs’ta yan yana yasakların üzerine yürüyerek emekçilerin taleplerini sokağa taşıyan işçi örgütleri, gelişmekte olan yeni işçi hareketinin filizleridir. 2021 1 Mayıs’ı bu fotoğrafı da net bir şekilde ortaya çıkartmıştır.
Üniversite gençliği, Boğaziçi Üniversitesi direnişiyle diktatörlük rejimine karşı büyük bir irade savaşı ortaya koydu/koyuyor. Tarih boyunca yaşandığı gibi Boğaziçi direnişinde yeniden açığa çıkan bu isyan ruhu, üniversite gençlik örgütlerinin ortak iradesiyle 2021 1 Mayıs’ına taşınmıştır. Sağlanan başarıda, Boğaziçi direnişi ruhuyla omuz omuza Taksim’e yürüyen üniversitelilerin önemli bir payı vardır. 1 Mayıs gözaltıları sürecinde devletin üniversitelilere özel yönelişi; bu mücadele dinamiğinden kendilerine yönelen tehdit algısının ne denli büyük olduğunu anlatmaktadır.
2021 1 Mayıs’ında “sizden korkmuyoruz; faşizme teslim olmayacağız” parolasıyla faşizmin üzerine yürüyen sosyalistler, bu yürüyüşü halkla buluşturma göreviyle karşı karşıyadır. Bu devrimci kararlılık, kapitalizmin ve otoriter rejimlerin yarattığı korkunç yıkımın açığa çıkarttığı talepler üzerinden ezilenlerle buluşabilme kanallarını yaratmalıdır/yaratacaktır. Umut buradadır; umut sosyalistlerdedir…
SODAP
Sosyalist Dayanışma Platformu
5 Mayıs 2021
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.