Hazine arazilerinin gerici vakıf ve derneklere devredilmesi son günlerde ülke gündeminde önemli bir yer tutuyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü, mart ayının başında İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı’nın, Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredildiğini açıkladı. Gezi Parkı ile birlikte Şişli Etfal Hastanesi, Pera Palas Oteli, Vefa Lisesi, Sait Halim Paşa Yalısı’nın da devredildiği Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı, “mazbut vakıf” statüsünde
Hazine arazilerinin gerici vakıf ve derneklere devredilmesi son günlerde ülke gündeminde önemli bir yer tutuyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, mart ayının başında İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı’nın, Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredildiğini açıkladı. Gezi Parkı’nı da içeren Taksim Meydan projesini hayata geçirmek isteyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise karara tepki gösterdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuya ilişkin “Neredeyse 100 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir parkı, ne olduğu belli olmayan bir vakfa devrediyor, hem de alelacele yazışmalarla…” dedi.
Sözcü’den Özlem Güvemli’in haberine göre, Gezi Parkı ile birlikte Şişli Etfal Hastanesi, Pera Palas Oteli, Vefa Lisesi, Sait Halim Paşa Yalısı’nın da devredildiği Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı, “mazbut vakıf” statüsünde. Mazbut vakıf, Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girmeden önce kurulmuş, yönetimi bugüne kadar ulaşamamış, arşivlerde kayıtları bulunan vakıfları kapsıyor. Bu vakıfların yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından üstleniliyor. Merkezleri, tabelaları, yönetim kurulları ve hiçbir faaliyeti bulunmayan bu vakıflar, sadece kağıt üstünde varlar.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, İstanbul Zirai Karantina Müdürlüğü’nün Hazine’ye ait Halkalı’daki 10 dekarlık arazisinin, İlim Yayma Vakfı’nın kurduğu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’ne devredilmesine ilişkin soru önergesi verdi.
Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin bu vakfa ilişkin bilgiyi geçiştirerek “genel geçer” bir yanıt verdiğini kaydeden Aygun, şöyle devam etti:
Bakan Pakdemirli yanıtında, ‘İstanbul Zirai Karantina Müdürlüğü’nün faaliyetlerini yürüttüğü taşınmaz Hazine adına kayıtlıyken tahsisi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçmiştir. Taşınmazın vakıflara devri ile bakanlığımızın herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Yeni hizmet binası yapılıncaya kadar İstanbul Atatürk Havalimanı’nda hizmet verilecektir’ demiştir. İyi de hizmet binası tamamlanmadan, bu konuda hazırlık yapılmadan bu ne aceledir ki 10 dekarlık Hazine arazisini Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devrediyorsunuz?
Aygun, müdürlüğün taşınmasının telafisi olanaksız sıkıntılar doğuracağını vurgularken, “Zirai karantina, bir ulusal güvenlik sorunu değil midir” diye sordu. Pandemi döneminde yapılan bu devrin “devlet aklıyla bağdaşmadığını” belirten Aygun, burada daha farklı “hesaplar” olduğunu söyledi. Son dönemde belediyelerdeki bina ve arazilerin de vakıflara devredildiğine işaret eden Aygun, kısa bir süre önce Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredildiğini anımsatarak “Sadece Gezi Parkı değil, Galata Kulesi, Selimiye Kışlası, Adile Sultan Sarayı, Pera Palas Otel, Vefa Lisesi, Şişli Etfal Hastanesi, Sait Halim Paşa Yalısı Vakıflar’a tescil edilmişti. Kâğıt üzerinde olan, tanımadığımız vakıflara devirler yapılıyor. Devletin içini boşaltıp vakıflara geçiriyorlar. Sistemli bir operasyon var” dedi.
Gazete Duvar’dan Bahadır Özgür de bugün yazdığı yazıda sadece 10 gün içerisinde 1103 taşınmazın daha satılacağı bilgisini verdi. Yüzölçümü 2 milyon 132 bin 700 metrekareyi buluyor. 6 bin 779 taşınmaz ise aktif ilanda.
“En az ‘128 milyar dolar nerede?’ kadar önemli bir başka soru daha var: Her ay milyonlarca metrekare Hazine arazisi kimlere satılıyor?” diye soran Özgür’ün yazısında şu ifadeler yer aldı:
Hazine taşınmazlarını elden çıkarmak için akla gelebilecek her yol açılıyor. Turizm Teşvik Kanunu, Kıyı Kanunu gibi pek çok kanunda yapılan değişiklikler ile TOKİ’ye devirler, kentsel dönüşüm gerekçesiyle rezerv konut alanları yaratmak, sanayi teşvikleri, tarım ve ağaçlandırma bahanesi, inşaatçılarla gelir ortaklığı, 2B gibi onlarca farklı yöntem kullanılıyor.
İktidarın hedefindeki arazi miktarı ise korkunç düzeyde. Milli Emlak’ın faaliyet raporunda satış, tahsis, kiralama, kat karşılığı inşaatçılara devir vb. yoluyla 59.6 milyar metrekare büyüklüğe sahip 3.4 milyon adet Hazine taşınmazı için çalışmalar yapıldığı belirtiliyor. Hazine’nin elindeki portföy ve cinsine göre dağılım dikkate alındığında tehlike daha net ortaya çıkıyor.
Sendika.Org