KESK Yürütme Kurulu son bir haftada emek hareketine yönelik saldırıları sıralayarak, “Emeğin hak arama yolları kapatılamaz” başlıklı bir açıklama yayımladı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu son bir haftada emek hareketine yönelik saldırıları sıralayarak, “Emeğin hak arama yolları kapatılamaz” başlıklı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada 10 Ekim Ankara Gar Katliamı 5. Yıldönümü anmasına polis müdahalesi, Adana ve Mersin’de Kurulu soda, krom ve tuz fabrikalarında çalışan işçilerin grevinin “erteleme” adı altında yasaklanması, tam yedi yıldır ödenmeyen tazminat, ücret ve yıllık izin alacakları için Soma ve Ermenek’ten Ankara’ya yürüyüş başlatan maden işçilerinin önüne barikatlar kurulması, Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından dün İbni Sina Hastanesi önünde yapılmak istenen “7. ayında COVID-19 raporu” konulu basın açıklamasına orantısız polis müdahalesi hatırlatılarak, “Hayatlarını tehdit eden salgın ile ekmek parası arasına sıkıştırılan işçilerin, emekçilerin hak arama yolunun yasaklarla, baskı ve şiddet politikaları ile kapatılmak istendiğini göstermektedir” denildi.
Nerede işçilerin, emekçilerin bir hak arama mücadelesi varsa orada hemen valilikler üzerinden haftalarca süren toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklama kararları ilan edildiğine dikkat çeken KESK, açıklamasında “Emekçilerin en temel anayasal hakları yok sayılmaktadır” ifadelerini kullandı.
KESK, iktidarın kendine ait mitingleri serbestçe düzenlediğini ancak emekçilerin toplantı ve yürüyüşlerine “pandemi” gerekçesiyle engel koyduğunu şöyle ifade etti:
On binlerce insanı taşıdıkları kendi mitinglerinde, açılışlarında virüs tehdidini yok sayanlar hak arama mücadelesi veren emekçilerin her eylemine, etkinliğine pandemi gerekçesini ileri sürerek müdahale etmektedir. Sadece son bir hafta içinde yaşananlar bile tek başına temel insan haklarını, emeği yok sayan hukuksuzluğun baskı ve şiddet politikalarının kalkanı haline getirildiğini göstermektedir.
Açıklama şu ifadelerle sonlandırıldı:
Bu ülkede halkın güvenliğini, sağlığını, huzurunu, kamu düzenini tehdit edenler:
- İşçilere, emekçilere 19. Yüzyıl kölelik koşullarını dayatan, ülkeyi sermaye için ucuz iş gücü cennetine çevirip buna karşı hak arama yollarını kapatanlardır.
- Grev yasaklarının kapsamını genişleten, “erteleme” adı altında 7’si “OHAL’den istifade” olmak üzere toplam 17 grevi “yasaklayarak yüz binlerce işçiyi, patronlara istediklerinden daha fazlasını veren Yüksek Hakem Kurulu (YHK) kararlarına mahkum edenlerdir.
- İşçilerin, emekçilerin insanca çalışma ve yaşam taleplerine kulak tıkayan, sendikal mücadelesini ‘suç’ olarak görenlerdir.
- Salgın döneminde bile patronların, sermayenin yüzünü güldürmeye devam eden, milyonlarca işçinin, emekçinin, dar gelirlinin kırıntılarla yetinmesini, her türlü, haksızlığı- hukuksuzluğu sineye çekmesini bekleyenlerdir.
Sendika.Org