ABD Dışişleri Bakanlığı ve AB, yaptıkları yazılı açıklamalar ile Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini hatırlattı ve tutukluluğunda 1000 günü geride bırakan Osman Kavala’nın tahliyesini istedi
Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterildikten sonra “Gezi Davası” kapsamında tutuklanan, davadan tahliye kararı çıkması üzerine bu defa 15 Temmuz konulu bir dava gerekçe gösterilerek tahliyesi engellenen ve tutukluluğunda bin günü geride bırakan iş insanı Osman Kavala için ABD’den ve AB’den bir çağrı daha geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerine dikkat çekerek Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istedi.
Sözcü Yardımcısı Cale Brown imzasıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
ABD, uluslararası yükümlülükler ve taahhütlere saygı duyulmasının öneminin altını çiziyor. Türkiye’yi, adalet ve hukukun üstünlüğüne yönelik kendi taahhüdünü yerine getirmeye ve Osman Kavala’yı serbest bırakmaya, Kavala’nın davasının adil, şeffaf ve hızlı şekilde çözüme kavuşturulması için gayret göstermeye çağırıyoruz.
Hours after his acquittal of all charges and release from 2+ years in detention in February, Turkish officials re-arrested Osman Kavala on new unwarranted charges. We urge Turkey to release him while pursuing a just and transparent process. https://t.co/wce5tiwdif
— Vedant Patel (@StateDeputySpox) July 27, 2020
AB’den yapılan açıklamada ise Türkiye’de temel hak ve özgürlükler alanında yaşanan gerilemenin kaygı verici olduğu belirtildi.
AB’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Bugün insan hakları savunucusu Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin serbest bırakılması hükmüne rağmen 1000 gündür cezaevinde.
Osman Kavala’nın davası, Türkiye’nin, temel insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü gibi temel alanlarda Türkiye’nin geriye doğru gittiğinin işaretidir. Aday ülke ve Avrupa Konseyi’nin uzun dönem üyesi olarak Türk yetkililer, Avrupa Konseyi’nin tavsiyeleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hükümlerini, uygun bir şekilde takip etmelidir.
Türkiye’nin acil olarak, AB-Türkiye ilişkilerinin mihenk taşları olan bu alanlarda sürdürülebilir, sağlam ilerleme sağladığını göstermelidir. AB, Kavala’nın ve diğerlerinin davalarını yakından izlemeye devam edecek.
Osman Kavala’nın eşi, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Ayşe Buğra’da hafta sonu düzenlediği bir basın toplantısı ile Kavala’nın tutukluluğunun “işkence” ile tanımlanabilecek bir hal aldığını söylemişti.
Kavala’nın 1000 gün içinde dört kez tutuklandığını, üç kez tahliye kararı aldığını ve bir kez de beraat ettiğini hatırlatan Buğra, yaşananların ne hukuki mülahazalarla ne de akıl ve mantık çerçevesinde açıklanabileceğini kaydetmişti.
Buğra şöyle devam etmişti:
Bizim hayatımızdan çalınan 1000 gün telafisi imkansız bir kayıp oluşturuyor. Eşimin annesi 90 yaşını geçmiş bir insan ve oğlunu bir daha görüp göremeyeceğini düşünüyor. Yargı sürecindeki acayipliklerinden rahatsız olmayanlar bunlardan vicdani bir rahatsızlık duyabilirler mi bilmiyorum. Ama bu 1000 günlük tutukluluk süreci artık işkence sözü kullanılarak tarif edilecek bir hal almış durumda.
Sendika.Org