COVID-19 salgını nedeniyle büyükşehirlerde iş yükü artan motorlu kuryeler için her yerde durum aynı değil. Öğrencilerin memleketlerine dönmesiyle eve siparişlerin azaldığı Eskişehir’de motorlu kuryeler hastalıktan çok işsizlikten korkuyor
Koronavirüs (COVID-19) salgını sürecinde sokakta çalışmayı sürdüren motorlu kuryeler, farklı kentlerde farklı sorunlarla yüz yüze. Gıda, kargo, ilaç gibi çeşitli sektörlerde çalışan motorlu kuryeler İstanbul, İzmir, Ankara gibi gün içinde evde kalan nüfusun arttığı kentlerde artan siparişlere bağlı olarak daha yoğun çalışırken, aynı zamanda bir öğrenci kenti olan Eskişehir’de durum farklı. Üniversite öğrencilerinin salgın nedeniyle memleketlerine dönmesi nedeniyle siparişlerin düşmesi, kentte birçok motorlu kuryenin işsiz kalmasına yol açtı.
Kentteki durumu yıllardır gıda sektöründe motorlu kurye (paketçi) olarak çalışan Burak Z. ve Mehmet Ali B. ile konuştuk.
Burak 23 yaşında. Korona günlerinin kendileri açısından “kestirilmesi zor” bir süreç olduğunu belirten Burak, durumu “Bir gün işe geliyoruz, çok yoğun oluyor, bir gün ise sinek avlanıyor” diye açıklıyor. Burak şöyle devam ediyor:
Nereden baksan 4-5 senedir paketçilik yapıyorum. Liseyi bitirip, askere gittim, döner dönmez de bu işe başladım. Zaten çocukluğum motosiklet üzerinde geçti. Para biriktirip motor alırdım, severdim yani motorları.
Motoru sevdiğim için paketçilik yapmakta bir sakınca görmüyorum. Severek yapıyorum. Ayrıca Eskişehir’in insanı da iyidir, yani ne trafikte ne siparişte ciddi sorun yaşadığımı hatırlamam. Eskişehir küçük olduğundan paketçiler de birbirini tanır. İyi anlaşıp gidiyorduk da bu korona bizi başka bir şeyin içine çekti. Bir sürü dükkan kapandı, bunun yüzünden de paketçi arkadaşlar işsiz kaldı.
Sipariş oranlarının düşmesiyle birlikte motorlara zincir vurulmuş.
Sokaklarda paketçiye rastlayamadığını, yolda birbirlerine selam verdikleri günleri özlediğini belirten Burak siparişlerin düştüğünü anlatıyor: “Doğru dürüst açık dükkan yok ağabey. Önceden caddede paketçiler birbirleriyle karşılaşır, durur iki dakika sohbet eder ya da birbirlerini görünce korna çalar, neşemiz yerine gelirdi. Şimdi dükkanlar kapalı, e bir de ramazan ayı girdi, açık olanların da siparişi düştü. Mesela örnek vereyim, önceden günde işi iyi olan 50-60 paket götürüyorsa, şimdi 20’yi götüren öpsün başına koysun.”
Burak, hastalıktan çok işsizlikten korkuyor: “Genelde elimden eldiven, yüzümde maske ve buff eksik olmaz ağabey. Önceden insanlara kızıyordum korona başlarında, ‘yahu salgın var neden sipariş veriyorsunuz’ diye. Ama sipariş vermezlerse de biz aç kalacağız. Ki korona yüzünden 20 yaşın altında olan ve çalışan birçok kurye arkadaşım artık çalışamıyor, yasak ya. Çalışanlar da tedbirlerini alıyor yani ağabey.”
Burak, koronalı günlerin bir an önce son bulmasını, insanların normal yaşamlarına geri dönmesini istediğini söylüyor. Aksi takdirde işler kuryeler için iyi değil, ufukta işsizlik görünüyor.
Mehmet Ali B. ise 28 yaşında. O aslında lahmacun-pide dükkanının ortağı ama işlerin az olmasından ötürü kendisi de paketçilik yapıyor.
Mehmet Ali, korona öncesinde satışların iyi olduğunu, dükkanda 5-6 paketçi çalıştırdığını söylüyor. Ancak korona sonrası bazı paketçileri çıkardığını motorlu kurye olarak sadece 2 kişi kaldığını söylüyor.
Dükkanının ekonomik durumunun iyi olmadığını, bir iki aydır cepten ödemelerle döndüğünü belirten Mehmet Ali, düşen siparişlerden dertli: “Ramazan ayına girdiğimizden beri siparişler iyice düştü tabii. Akşam iftar saatine doğru siparişler verilmeye başlıyor. Gündüzleri iş çok olmuyor. Millet iftar saati yaklaştığında sipariş vermeye başlıyor ama o da çok değil, bizim çalışan 2 paketçi o yoğunluğun altından kalkıyor. Yani çok yoğun olursa ben de motorlu dağıtıma geçiyorum. Yani diğer esnaf arkadaşlarla görüşüyorum, arada denk geldikçe konuşuyoruz onlarla da. Onların durumları da iyi değil yani söylediklerine göre yarıdan daha fazla düşmüş siparişleri. Kimisi benim gibi kıyıda köşede olan parasını kullanarak bu kara günlerini geçirmeye çalışıyor ama bakalım daha ne kadar dayanacağız.”
Salgının Türkiye’de yayılmaya başladığı günden beri, hijyene dikkat ettiklerini, siparişlere giden paketçilerin eldiven, kask ve buff gibi malzemelerinin her sipariş sonrası dezenfekte edilmesi gerektiğini söyleyen Mehmet Ali, “Kimin hasta olup olmadığını bilemeyiz. Kim taşıyıcı kim değil. Siparişe giden paketçim hasta olmayabilir ama sipariş götürdüğü yerdeki insan hasta mı, değil mi bunu bilemeyiz. O yüzden bu konuya özen gösteriyoruz” diyor.
Eskişehir’de karantinaya alınan binalar
Dükkanın bulunduğu mahallede karantinaya alınan evlerin, binaların olduğunu söyleyen Mehmet Ali, “Elimizden geldiğince hijyene önem gösteriyoruz, temizliğe dikkat ediyoruz. Ayrıca belediyenin, Ticaret Odası’nın salgınla ilgili uyarıları bulunan afişlerimizi dükkanımıza astık. Mahallemizde pozitif olanlar varmış, binaları karantinaya alındı. Bekçiler bekliyor sürekli. Yani tedbir önemli, biz de daha dikkatli oluyoruz” diyerek bütün işletmeleri daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyor.
Ayrıca dükkanında çalışan işçilerin sağlık durumlarıyla ilgili ise, “Allaha şükür bu süreçte bir tek çalışanımız bile nezle dahi olmadı. Bir ustamız var, Allah bağışlasın bir kızı var ona izin verdik ilk zamanlar, onlar da çok şükür bir şeyleri yok. Sonra tekrar bir araya geldik işimizin başındayız” diyor.
Sendika.Org (Ahmet Dik)