Şehir hastaneleri sürecini yakından izleyen CHP Milletvekili Fikret Şahin, 2020 bütçesine göre yapılmış 10 şehir hastanesinin kira-hizmet bedelinin yapımı planlanan 10 şehir hastanesinin yatırım bedeline denk düştüğüne dikkat çekti. “Şehir hastaneleri olmasaydı mevcut kapasitenin 2-3 katı yatak olacaktı” diyen Şahin, bir yıllı kira-hizmet bedelinin yoksul halka aktarılması çağrısı yaptı
Tayyip Erdoğan’ın “En büyük hayalim” dediği şehir hastaneleri projesi kapsamında 10 kente (Ankara, Bursa, Adana, Mersin, Kayseri, Manisa, Eskişehir, Isparta, Elazığ, Yozgat) “hasta/ödeme garantili” şehir hastanesi yapılırken, yine bu kentlerdeki 30’a yakın hastane kapatıldı.
Koronavirüs pandemisinin patlak vermesi piyasalaşan sağlık sistemindeki zayıflığı gözler önüne sererken, iktidar hem şehir hastaneleri projesini canhıraş savunmaya hem de kapattığı hastaneleri işlevlendirme yoluna gitti.
Ankara’da kapatılmış durumdaki Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi derhal açılarak pandemi hastanesi olarak kullanılmaya başlandı.
PANDEMİ, ŞEHİR HASTANELERİ PROJESİNİ YENİDEN SORGULATTI: KAPATILAN HASTANELERİMİZİ AÇIN!
Şehir hastaneleri projesini ilk günden bu yana yakından takip eden CHP Balıkesir Milletvekili Op. Dr. Fikret Şahin, Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e konuştu.
Pandemi döneminde cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesi temelinde liderleri toplayıp ortak bir mücadele yürütmesinin beklenmesi gerektiğini ancak rant-nefret siyasetinin bir kez daha kendisini gösterdiğini söyleyen Şahin, “Bakanlığın sözleşmelerini, maliyetlerini, aylık kira ve hizmet ödemelerini saklamak zorunda kaldığı, milletvekillerinin yazılı soru önergelerine dahi cevap veremediği, şeffaf olarak açıklayamadığı şehir hastanelerinin neresini savunmaya çalışıyorsunuz?” sözleriyle tepkisini gösterdi.
Sağlık Bakanlığı’nın 2020 bütçesinde 10 şehir hastanesinin bir yıllık kira ve hizmet bedeline 10 milyar 415 milyon TL ayırdığını, Saray’ın yapımını planladığı benzer 10 şehir hastanesi içinse 10 milyar 95 milyon TL yatırım payı öngörüldüğünü aktaran Şahin şöyle devam etti:
Bu rakamlar gösteriyor ki; şehir hastaneleri için ödenen bir yıllık kira ve hizmet bedeliyle o hastaneyi yapmanız mümkünken siz bir hastane için 25 yıl süreyle en az 25 hastane parası ödemiş oluyorsunuz.
İktidarın kendisinin verdiği bu resmi rakamlar dahi şehir hastaneleri üzerinden kamunun çok büyük zarara uğratıldığının ve yandaş müteahhitlere kaynak aktarıldığının ispatıdır.
Devletin şehir hastanelerini kendi olanaklarıyla yapması halinde mevcut kapasitenin 2-3 katı hastane ve yoğun bakım yatağına sahip olunacağının altını çizen Şahin, sözgelimi Ankara’da 3 bin 700 yataklı bir adet şehir hastanesi olacağına kentin farklı bölgelerinde her biri 500-600 yataklı 7-8 adet hastane olsa salgınla daha bilimsel ve etkili bir mücadele yürütülebileceğini kaydetti.
Kronik hastalığı olan hastaların başvuracağı hastanelerin, diğerlerinden ayrılması gerektiğini ifade eden Şahin, bu uyarılarının dikkate alınmadığını ve enfekte hastalar ile riskli hastaların aynı hastanede hizmete zorlandığını dile getirdi.
Şehir hastanelerinin savunulur bir tarafı olmadığını belirten Şahin, şehir hastanelerine dövizle aktarılan kira bedellerini TL’ye çevrilmesi, bir yıl kira-hizmet ödemesinin yapılmaması ve bu kaynağın yoksul halk kesimlerine aktarılması çağrısı yaptı.
Şahin, CHP’nin şehir hastanelerinin kamulaştırılmasını öneren tasa teklifinin de TBMM’de beklediğini sözlerine ekledi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Sendika.Org