Silahlı grupların 3 ülkenin müdahalesi ile Halep’ten çıkarılması nasıl Suriye’deki vekalet savaşının silahlı faslının bitişi olduysa 5 Mart’ta Moskova’da yapılan İdlip anlaşması da İdlip ve dolayısıyla Suriye’de vekalet savaşının siyasi boyutunun başlangıcı olarak değerlendirilebilir
Konu İdlip.
Aslında İdlip’te, sahada 5 Mart’tan beri beklenenin, tahmin edilenin dışında pek gelişme yok.
Beklenen neydi?
5 Mart Moskova, Putin-Erdoğan görüşmesinin İdlip sorununun bir sonraki bölümüne geçmeden önceki kısa süreli ara geçiş dönemi olduğunu söylemek yanlış olmaz.
O arada korona salgını krizi patladı ve bu geçiş dönemi birkaç hafta daha uzun sürdü. Ancak salgın da İdlip’te iyice sıkışan havanın baskılanmasına yetmedi. Nihayetinde, bir tarafta Türkiye, diğer tarafta Suriye ordusu İdlip’teki hatlarına yığınaklarını arttırırken içeride sıkışan silahlı grupların huzursuzluğu iyice yükselmeye başladı. Bu huzursuzluk Türkiye’ye tepkiler olarak yansımaya başladı.
Türkiye ve Rusya’nın M-4 Karayolu civarı dahil birkaç noktada ortak devriyeleri iş birliğinin nişanesi olarak devam ederken Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının bir kez daha görüşmesine sebep olan gerginlik de yükselişte.
3 ülkenin dışişleri bakanlarının telekonferans yoluyla görüşmesinin ardından yapılan açıklamalarda Suriye’nin toprak bütünlüğü, radikal gruplarla mücadele, sorunun çözümü için azami gayret ve iş birliği, sivillerin durumu gibi aşina olduğumuz ifadeler yer aldı.
Ancak gerek siyasi kulislerden sızanlar ve sahadaki gelişmeler İdlip meselesinin artık bir sonraki ve belki de son aşamasına girmeye başladığını gösteriyor.
3 bakanın görüşmesinden hemen önce İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Şam’daydı. Esad ile görüşen Zarif’in ziyaretine ilişkin detay verilmedi.
Bu arada Moskova-Şam arasında da son birkaç gündür yoğunlaşan bir görüşme trafiği yaşandı.
Peki bütün bunlar neye işaret ediyor? Daha da önemlisi “İdlip krizinin bir sonraki ve belki de son aşaması” ne demek?
Mevcut duruma bakıldığında;
Peki bütün bu meseleler nasıl oluyor da İdlip’te kilitleniyor?
İdlip meselesinin doğrudan Türkiye içine yansıyan-yansıyacak olan boyutları da var ancak Türkiye-Rusya ve İran ilişkileri bağlamı ile sınırlandıracak olursak;
Silahlı grupların 3 ülkenin müdahalesi ile Halep’ten çıkarılması nasıl Suriye’deki vekalet savaşının silahlı faslının bitişi olduysa 5 Mart’ta Moskova’da yapılan İdlip anlaşması da İdlip ve dolayısıyla Suriye’de vekalet savaşının siyasi boyutunun başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
Vekalet savaşının siyasi boyutunda silahın ve silahlı grupların yeri olur mu? Elbette olacak. Tarafların sahada arada birbirlerine kararlılıklarını gösterme niyetiyle hamlelerde bulunması beklenebilir ancak önümüzdeki haftalarda İdlip içindeki durumdan çok oradaki silahlı-cihatçı grupların bekasını, Türkiye’nin desteklediği silahlı ve siyasi grupların yeni sürece entegre edilmesi için yapılan sert pazarlıkları, Rusya’nın ABD ile daha sık karşı karşıya gelişini konuşacağız gibi görünüyor.
Kaynak: Evrensel
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.