TTB Merkez Konseyi ve TTB Covid-19 İzleme Grubu’nun düzenlediği “Koronavirüs – Türkiye’de Son Durum” başlıklı basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, virüsün hızlı yayıldığına dikkat çekti. Salgına hazırlıklı olmak için kamucu bir sağlık sistemi ile modern tıbbın, aklın ve bilimin rehberliğinde yürütülen etkin bir salgın yönetiminin öncelikli olması gerektiğini söyledi
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Covid-19 İzleme Grubu’nun düzenlediği “Koronavirüs – Türkiye’de Son Durum” başlıklı basın toplantısı, 28 Şubat 2020 tarihinde TTB’de gerçekleştirildi. Basın açıklamasını TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman okudu.
Adıyaman, virüsün hızlı yayıldığına dikkat çekti. Türkiye’ye sınır komşusu olan tüm ülkelerde görülmüş olmasının Türkiye’yi de risk altında bıraktığını belirterek, salgına hazırlıklı olmak için kamucu bir sağlık sistemi ile modern tıbbın, aklın ve bilimin rehberliğinde yürütülen etkin bir salgın yönetiminin öncelikli olması gerektiğini söyledi.
Sağlık çalışanlarına güven duygusunun korunması ve toplumda panik ortamının oluşturulmaması gerektiğini belirten Adıyaman, sürecin şeffaf şekilde işletilmesine ihtiyaç bulunduğunun altını çizdi. Adıyaman, “Bu güven duygusunun zedelemesine yol açan ve son yıllarda ülkemizde yaygınlaşan popülist, yer yer şarlatanlığa varan, tıbbın gri alanlarını komplo teorileri ile kişisel çıkar mekanizmasına dönüştüren kişi ve kurumlara karşı tavizsiz bir tutum takınılmalıdır. Kimisi akademik titre de sahip kişilerin sürece verebilecekleri zararın katlanarak büyüyeceğinin bilinmesi gerekir” diye konuştu.
Toplumun bütün kesimlerinin aklın ve bilimin gerektirdiği tedbirlerin alınması konusunda aydınlatılmasının, uygun koruma ve tedavi süreçlerinin ülkemizde yaşayan herkes için ayrımsız ve eşit bir biçimde hayata geçirilmesinin önemine değinen Sinan Adıyaman, “Hastalık ile ilgili en önemli risk grupları arasında yer alan sağlık çalışanları için koruyucu ekipmanlarının sağlanması konusunda herhangi bir aksaklık ve eksikliğin yaşanmamasını beklediklerini de sözlerine eledi.
“Artık kapımızda olan COVID-19 salgınına karşı hem sağlık sistemimizin yanıt verme kapasitesini yükseltmek hem de yurttaşlarımızın alabileceği kişisel önlemlerle ilgili farkındalıklarını artırmak için TTB üzerine düşeni yapmaya hazırdır” diye konuşan Adıyaman, yurttaşları da panik yapmadan kişisel önlemlerini almaları ve bu konuda Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ile “TTB Yeni Koronavirüs Hastalığı İzleme Grubu”nun önerilerini yakından izlemeleri ve doğrulanmamış haber kaynaklarına itibar etmemeleri çağrısında bulundu.
Açıklamada, korunma açısından bazı önemli noktalar sıralandı:
Heyet, açıklamadan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Beslenmenin koronavirüsü önleyip önleyemeyeceği yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Özlem Azap, hiçbir enfeksiyon hastalığının herhangi bir besinle önlenebilmesi, engellenebilmesi ve tedavi edilmesi mümkün olmadığını söyledi. Kelle paçanın korona virüsüne iyi gelmesi gibi bir yaklaşımın söz konusu olamayacağını belirten Azap, “Enfeksiyon hastalıklarından korunmanın önemli bir yöntemi sağlıklı beslenmedir. İyi beslenme, iyi uyku ve temizlik kurallarına dikkat etmektir. Bunun ötesinde herhangi bir besin maddesinin hastalığı önleme ve tedavi etmede etkinliği yoktur” diye konuştu.
TTB Başkanı Sinan Adıyaman Türkiye’de vaka görülüp görülmediği yönündeki soruya, “Bizim yaptığımız incelemeler ve aldığımız bilgiler Türkiye’de şu ana kadar tespit edilmiş bir vakanın olmadığı yönünde. Bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Türkiye’de olma olasılığı oldukça yüksek. Gerekli tedbirler alınırsa Türkiye bu hastalıktan kayıp olmadan çıkabilir” yanıtını verdi.
TTB Halk Sağlığı Kolu’ndan Doç. Dr Cavit Işık Yavuz da aynı soruya genel olarak bakıldığında aşırı bir panik havası olduğunu belirterek, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre yeni koronavirüsün yüzde 80 oranında hafif atlatılan bir enfeksiyon olduğunu söyledi. Vaka bulunmasının kötü bir şey olmayacağını belirten Yavuz, “Tam tersi, eğer vaka bulabilirsek riskimizi ona göre yönetebiliriz” diye konuştu.
Yavuz ayrıca, yine DSÖ verilerine göre mevsimsel grip nedeniyle her yıl dünyada 290 bin ile 550 bin kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, “Böyle baktığınızda gribin virüsü daha öldürücü. Ama grip bizim daha normalleştirdiğimiz bir hastalık. Türkiye’de kesin olmamakla birlikte 70 bin civarında yılda grip hastalığı nedeniyle insanlarımızı kaybediyoruz. Korona, hızlı yayılması nedeniyle, çok fazla insanı etkilemesi nedeniyle bu kaygıya yol açtı” yanıtını verdi.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden Prof. Dr Sarp Üner ise, “Ölüm sayıları biliniyor ama vaka sayıları bahsedilenlerin çok çok üzerinde. Bunların bir kısmı hiç kimse fark etmeden geçiyor. Kişisel hijyenimize dikkat ederek, grip hastalığında alınan önlemler ile panik havasının dağılacağını düşünüyorum” dedi.
Kaynak: ttb.org.tr