Mülteci yaşamdan en çok kadınların ve çocukların etkilendiğinin vurgulayan HDP, HDK ve Göç İzleme Derneği, 8 Mart haftasında mülteci kadınların sesi olacaklarını, haklı taleplerini haykıracaklarını dile getirerek, iktidarın politikalarına karşı mülteci kadınlar için 8 Mart’ta sokakta olacaklarını belirti
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Göç İzleme Derneği, Türkiye ve Yunanistan sınırına sürülen kın mültecilere ilişkin basın toplantısı düzenledi.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm’ün katılımıyla Beyoğlu’nda bulunan HDK merkez binasında düzenlenen toplantıda söz alan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Suriye’de yaşatılan savaş sonucu milyonlarca insanın başka ülkelere sığınmak zorunda kaldıklarını dile getirdi. “Sığındıkları ülkelerde de zulüm yaşıyorlar” diyen Bulut, iktidarın doğan krizden faydalanarak mültecileri pazarlık konusu yaptığını kaydetti. Bu krizde de en çok kadınların ve çocukların zarar gördüğüne dikkat çeken Bulut, “İnsanlar günlerdir sınırda bekletiliyorlar. Yunanistan’a geçmeye, Yunanistan sınırından da geri dönmeye zorlanıyorlar” ifadelerini kullandı. Yaşananlara karşı mücadele edenlerin olduğunun belirten Bulut, “Bizler de kadınlar olarak 8 Mart mücadelesini yürütürken, mülteci kadınların sorunlarına kayıtsız kalamayız” dedi
HDP Mülteci ve Göçmen Komisyonu Eşbaşkanı Gülsüm Ağaoğlu ise 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşını ve AKP’nin “yeni Osmanlıcılık” hayalini belirterek AKP’nin bu hayalini gerçekleştiremeyince mültecileri ekonomik ve siyasi pazarlık haline getirdiğini söyledi. Ağaoğlu, “İdlib’de 28’e bağlayan gecede büyük bir trajedi yaşandı. Neden olan durumun AKP iktidarının izlemiş olduğu ‘güvenlikçi’ savaş politikaları olduğunu biliyoruz. Destekleyen bizim partimiz dışında, sınır ötesi müdahaleye izin veren partilerin siyasi sorumluluğunu hatırlatıyoruz” dedi.
Basına sansür ve sosyal medya kullanımına yönelik engellere dikkat çeken Ağaoğlu, “İnsanlar ümit besleyerek Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına dayandı. Tabi AKP’nin izlemiş olduğu politikalar dönem dönem AB’de izlemiş olduğu kendi güvenlik duvarlarını ve standartlarını koruma politikalarını da besliyor” diye konuştu.
Savaşın en çok kadın ve çocukları vurduğunu ve sınırlardaki oluşan yığınların da çocuk ve kadınlar olduğuna dikkat çeken Ağaoğlu, şunları söyledi: “Biz sınırların açılmasını istiyoruz. Mülteciliğin bir insan hakkı olduğunu, herkesin birer mülteci olabileceğini ve kimsenin mülteci olmayı tercih etmeyeceğini söylüyoruz. Mülteci kadınların da, çocukların da yalnız olmadığını 8 Mart’a giderken bir kez daha haykırıyoruz. Israrla AKP’yi sorumluluk almaya çağırıyoruz. Ve partimiz olarak bu sürecin takipçisi olacağız.”
İnsanların istediği yerde yaşama hakkının olduğunu belirten Göç İzleme Derneği’nden Songül Köse ancak şu aşamada yaşanılan savaş ortamından, baskılardan kaynaklı insanların doğup, büyüdükleri topraklardan kopmak zorunda kaldıklarını söyledi. İnsanların yaşamlarının tehdit altında olduğu için yaşamak adına bu yola seçmek zorunda kaldıkların dile getiren Köse, “Bu süreci yaşadık 90’lı yıllarda, 2015-2016 yıllarında iç göçü yaşadık. Kendi yerimizden, yurdumuzdan kopmak zorunda kaldık” dedi. Köse, devletlere savaşı ve çatışmaları sonlandırma çağrısı yaptı.
Basın metnini okuyan HDK İstanbul İl Eşsözcüsü Gurbet Aydoğan, mülteci yaşamdan en fazla kadınlar ve çocukların etkilendiğini belirterek kışkırtılan ırkçılık, cinsiyetçilikle saldırı altında olmaları, sınır kapılarına yığılmaları ve her toplumun ırkçılığıyla karşılaşmaları bir trajedi olarak yaşanmaktadır” ifadelerini kullandı. Aydoğan, iktidarın başta mülteci kadınlar olmak üzere, mültecilere karşı siyasi ve insani sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaparak” mülteci kadınların haklı taleplerinin yanında dayanışmayı büyütmeyi insani, vicdani, ahlaki ve politik bir görev olarak kabul ediyoruz. 8 Mart haftasında kadınlar olarak, mülteci kadınların da sesi olmak, onları maruz bırakan iktidarlara karşı sokaklara çıkıyoruz. Mülteci kadınlar yalnız değildir” dedi.
Sendika.Org