HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bürolarda şiddet mağduru olan kadınlara dini referanslar çerçevesinde verilen öğütleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu. Ersoy, “Şiddete uğrayan kadınlara vaizler ve dini referansları değil İstanbul Sözleşmesi ve kanunları referans gösterin!” dedi
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bürolarda şiddet mağduru olan kadınlara dini referanslar çerçevesinde verilen öğütleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.
Ersoy, 2011 senesinde kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumun bilinçlendirilmesine yönelik Aile Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında bir protokol imzalanarak, bu protokol kapsamında Diyanet’e bağlı 407 aktif büroda mağdur kadınlara yardımcı olmak amacıyla dini yüksekokul mezunu vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kur’an kursu öğreticisi ve imam-hatip unvanlarında görev yapan personel istihdam edildiğine dikkat çekti.
Şiddet mağduru olarak kendini gösteren kadınlara müftülük vaizlerinin dini referanslar göstererek önerilerde bulunulmasının, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunları hiçe saydığını ifade eden Ersoy, derhal bu büroların kapatılması gerektiğini ifade etti.
Konya, Çorum ve Niğde Müftülüklere ait bürolarda çalışanların kendisini şiddete uğrayan kadın olarak tanıtıp yardım istendiğinde, görevli olan vaizin “Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın. Odanıza çekilin. ‘Nasıl istiyorsan öyle yapayım’ diye olayı örtmeye çalışın, ama uygun zamanda açın. Suçlayıcı dille konuşmayın. ‘Nasıl istiyorsun, bilemedim. Bilsem öyle yapardım’ gibi konuşun” yanıtına değinen Ersoy, “’Polisi aramalı mıyım?’ sorusuna ise vaizin ‘Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah. Allah’a emanet olun…’ yanıtının veriyor olması şiddet mağduru kadınların yargı yoluna başvurmasının önünde bilinçli bir engel oluşturmaktır” dedi.
Sözlerine şöyle devam eden Ersoy, yine bir vaizin “Siz namaz kılıyor musunuz? Ya eşiniz” diye sorduktan sonra, “Beş vakit namaz kılmaya gayret edelim. Kur’an-ı Kerim okuyalım. İslami hayatımızı yoluna koymaya gayret etsek inşallah düzelir” sözlerinin de toplumsal yaşamı düzenleyen hukuk kurallarının yerine dini kuralların hayata geçirilme çabası içinde olunduğunun altını çizdi.
İstanbul Sözleşmesi ile 6284 uygulansın!
Son olarak Ersoy, “2014 yılında imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun uygulanmayarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bürolarda şiddete uğrayan kadınlara dini referanslarla şiddete göz yummaları öğütlenmektedir. ‘İtaat, ibadet, fıtrat’ gibi tavsiyelerle kadına yönelik şiddeti meşru bir zemine oturtularak şiddetin suçlusu kadın gibi gösterilmektedir” dedi.
Ersoy, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından cevaplanması istemiyle şu soruları yönetti:
- Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı çalışanların İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanununa aykırı tavsiye vermeleri suç değil midir?
- Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı vaizlerin sözleri sebebiyle şikâyet hakkını kullanmayan kadınların uğradıkları şiddetten idarenin hizmet kusuru oluşması durumunda bu zararları kim karşılayacaktır?
- Ülkemizde şiddete uğrayan kadınların sorunları ve çözüm önerilerinin muhatabı Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı aile ve dini rehberlik büroları mıdır?
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının tavsiyeleri ile şiddet sonrası polise başvurmayıp hayatını kaybeden kadın var mıdır?
Sendika.Org