HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de yapılacak olan “Küresel İklim Grevi” ile ilgili bir basın açıklaması yayımladı. Ersoy “İklim krizini önlemek için grevdeyiz, 20 Eylül’de Kadıköy’deyiz!” diyerek greve katılım çağrısı yaptı
Türkiye’de “Sıfır Gelecek Kampanyası” adı altında bir araya gelen çevre ve ekoloji örgütleri tüm dünyayla aynı anda “Küresel İklim Grevi” gerçekleştirecek. İklim krizine karşı somut adımların atılması talebiyle ve “Fridays for Future / Gelecek için Cumalar” dayanışma ağının çağrısıyla 20 Eylül’de başlayacak eylemler yedi gün sürecek.
İklim Krizi Grevi’ne katılım çağrısı yapan HDP Milletvekili Oya Ersoy, “Yaşamımızı devam ettirdiğimiz bu gezegende yaşamanın koşulları ancak doğanın ve diğer bütün canlıların yaşam alanlarını koruyarak gerçekleşecek” diyerek bir basın açıklaması yayımladı.
Ersoy açıklamasında şu cümlelere yer verdi:
Küresel ısınma ve iklim krizinin yarattığı felaketlerin yarattığı tahribat her geçen gün artmaya devam ederken, bir yandan da geri döndürülemez bir hal almaya devam ediyor”. Son bir yıldır okul grevleri ve yok oluş isyanlarıyla birlikte büyüyen iklim grevi dünyanın dört bir tarafından karşılık buluyor. İklim krizinin yarattığı doğa tahribatı dünyanın nefes alınamaz, barınılamaz ve yaşanılamaz bir hale sürüklenmesine sebep oluyor. Okullarına gitmeyip iklim grevi yapan gençlere ve çocuklara ses vermek zorundayız. Yaşamımızı devam ettirdiğimiz bu gezegende yaşamanın koşulları ancak doğanın ve diğer bütün canlıların yaşam alanlarını koruyarak gerçekleşecek.
Kapitalizm son iki yüzyılda yarattığı dönüşüm ile birlikte büyük bir ekolojik yıkımı da yaratmış oldu. Bir yandan hem yaşamımızı, emeğimizi hem de doğayı sömürürken diğer yandan bu gezegeni yaşanamaz bir hale getirdi. Kapitalist üretim, toprağın ve gıdanın zehirlenmesi, ormanların azalması, ekosistemdeki dengelerin değişmesi, canlı çeşitliliğinin azalması gibi birçok felaket ile bizleri karşı karşıya getirmiş durumdadır.
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) radikal tedbirler alınmaması durumunda 10 yıl sonra dünya üzerindeki tahribatın artık geri döndürülemez bir boyuta ulaşacağını açıkça belirtti. BM tahminlerine göre iklim değişikliği bu yüzyılda bir milyar kişinin iklim mültecisi olmasına sebep oluyor. Ayrıca iklim krizi yüzünden göç etmek zorunda kalanların %80’inini kadınlar oluşturuyor.
Her geçen gün alınmayan tedbirler dolu felaketlerini, hortumların, kuraklığın, sel felaketlerinin ve orman yangınlarının daha sık yaşanmasına ve daha fazla tahribat yaratmasına neden oluyor. Dünyanın her yerinde aşırı hava koşulları daha fazla insan hayatını etkilemeye devam ediyor. İklim krizinin derinleşmesi ile kasırgalar, seller, yangınlar daha fazla canlının hayatına mal oluyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, iklim değişikliği nedeniyle aşırı hava koşullarının sebep olduğu doğal afetlerin 2018’de 62 milyon kişiyi etkilediğini açıkladı.
Doğaya aykırı üretim ve yaşam koşulları talanın boyutunu arttırıyor. Fosil yakıtlara dayalı sistemimizde sera etkili gazların en önemlilerinden olan karbondioksitin günümüzde atmosferdeki yoğunluğu, 160 bin yıl boyunca ulaşmış olduğu miktardan daha fazladır. İklim krizi bu kadar derinleşmişken bankalar halen fosil yakıt şirketlerine para aktarmaya ve bu yok oluşta birilerini zengin etmeye devam ediyor. Dev şirketlerin hırsıları ve zenginleşme politikaları tedbirlerin önüne geçiyor ve doğanın ve halkın ihtiyaçları dikkate alınmıyor.
Türkiye iklim krizinin karşısında insanlara, doğaya ve diğer bütün canlıların yaşam haklarına sahip çıkmak zorundadır. Sermayenin çıkarları için doğanın talanının önüne geçilmeli ve iklim krizine karşı tedbirler almalıdır. Ülkesini doğasını savunan gençler, kadınlar ve emekçiler olarak bizler Cerattepe’de, Edirne’de, Çorum’da, Yırca’da, Kaz Dağları’nda, Salihli’de ölmek istemiyoruz demeye devam edeceğiz.
Ersoy ayrıca açıklamasında iklim krizinin önlenmesi için şu 5 acil talebi dile getirdi:
- İklim krizi ile ilgili “İklim Acil Durumu” ilan edilsin.
- Türkiye’nin de imzalamış olduğu Paris Anlaşması onaylanmak üzere TBMM Genel Kurulu’na sunulsun.
- Enerji ve maden şirketlerinin çıkarına değil, halkın ve doğanın yarınına hareket edilsin.
- Doğanın talanı durdurulsun.
- Halkın enerjiye sağlıklı ve güvenli ulaşımı sağlansın.
Sendika.Org