Sözcü gazetesinden Çiğdem Toker köşesinde kamu hastanelerinin birikmiş borçlarından dolayı sarf malzemesi satın alamadığını söyledi
Sözcü gazetesinden Çiğdem Toker köşesinde, “Zırhlı araca amade bütçe” başlıklı yazısının bir bölümünde kamu hastanelerinde sarf malzemesi eksikliği nedeniyle ameliyatların ertelendiğini belirtti.
Toker, “İktidarın büyük sermayeye gösterişli beton bloklar sipariş ederek karşılığında kiracı olduğu şehir hastanelerine her ay yüz milyonlarca lira bütçeden kira diye ödenirken, kamu hastanelerine yapılamayan ödemeler nedeniyle sarf malzemesi satın alınamıyor” dedi.
Toker’in yazısının bir bölümü şöyle:
Kamu hastaneleri, birikmiş borçlarından dolayı sarf malzemesi satın alamıyor. Yani ihale düzenleyemiyor. Düzenlediği ihaleler de uzun vadeli oluyor. İstanbul Kamu Hastaneleri Birliği Başkanlığı’nın bugün yeni doğan, yoğun bakımlar sarf malzemesi ihalesi var. İhale evrakında 18 aylık olduğu yazılı.
Bir tıbbi cihaz şirketi sahibi “İhalenin sonuçlanıp sözleşmenin imzalanması 3 ay. Teslim takvimi de verilmiyor. Bu, 20 ay sonra da sipariş verebiliriz, 6 ay sonra da” diyor.
Sağlık Bakanlığı ihalelerinde doğal olarak tekliflerin TL üzerinden verilme zorunluluğu var. İthal sarf malzemesini döviz üzerinden satın almış firmalar, kamu hastaneleri düzgün ödeme yapmadığı için güçlük çekiyor. Bu darboğazın en büyük mağduru ise hastalar.
Sarf malzemesi eksiği nedeniyle her gün kamu hastanelerinde ameliyatlar erteleniyor. Sivas Milletvekili Ulaş Karası dün açıklama yaptı. Sivas Numune Hastanesi’nde tedavi gören bir hastanın kendisine “Hastane yönetimi borcumuz olduğundan tedarikçi bize malzeme temin etmiyor. Bu nedenle ameliyatınızı şehir dışındaki bir hastanede yaptırmanız gerekiyor” dediğini aktardı. İktidarın büyük sermayeye gösterişli beton bloklar sipariş ederek karşılığında kiracı olduğu şehir hastanelerine her ay yüz milyonlarca lira bütçeden kira diye ödenirken, kamu hastanelerine yapılamayan ödemeler nedeniyle sarf malzemesi satın alınamıyor.
En kötüsü de yürütmenin sağlık hizmetlerinin hâlâ çok şahane yürüdüğünü filan zannetmesi. Parasızlıktan kırılan hastaneler sarf malzemesi satın alamadığı için vatandaşın ameliyatı riske girerken, bütçenin Saray’a zırhlı Mercedesler için emre amade oluşuna kimse haklılık kazandıramaz. Kimse.”
Toker, yazısının bir kısmında ise, güvenlik önlemli binek otomobil için bir rakam belirtilmediğini söyleyerek, Cumhurbaşkanlığı ile TBMM tarafından edinilecek taşıtların cinsi ve fiyatının kurum yöneticileri tarafından belirleneceği kuralından şu sözlerle bahsetti:
Bu yılın normal binek otomobil için belirlenmiş “azami satın alma bedeli” 180 bin TL. Buna karşılık, güvenlik önlemli binek otomobil için bir rakam belirtilmiyor. Bunda bir anormallik yok. Çünkü tüm taşıt için tek tek azami satın alma bedelleri konulduğu halde, geleneksel olarak niteliğinden dolayı zırhlı araçlar için bütçeye bir sınır getirilmiyor. “Cumhurbaşkanlığı ile TBMM tarafından edinilecek taşıtların cinsi ve fiyatı bu kurumların yöneticileri tarafından belirlenir” kuralı mevcut.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kural olarak “Ben Mercedes Maybach S600 istiyorum” diyebiliyor. Ancak dokuz kat zırhlandırılmış olarak aynı anda dört tane birden isteyebileceğine dair bir kurala rastlamadım. Belki vardır, ben bulamamışımdır.
Yazının tamamı için tıklayınız!
Sendika.Org