Havagazı Fabrikası’nın tescilinin kaldırılmasına karşı Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açmış olduğu davada bilirkişi raporunda, “Başkentlilerin hayatı tehlikeye atılarak yıkılan endüstrisi mirası olan Havagazı Fabrikası tüm adası kültür varlığı olarak tescil edilmeli” ifadelerine yer verildi.
Daha öncesinde Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin başvurusu sonucunda tescillenen Havagazı Fabrikası’nın tescilinin kaldırılmasına ilişkin açılan davada bilirkişi heyeti raporunu davanın görüldüğü Ankara 15. idare Mahkemesi’ne sundu. Raporda, Havagazı Fabrikası’nın bulunduğu adanın tamamıyla “kültür varlığı” olarak tescil edilmesi gerektiği belirtildi.
Konuya ilişkin açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Bilirkişi raporu bizi bir kez daha haklı çıkarıyor” dedi. Candan sözlerine şöyle devam etti:
Havagazı Fabrikası alanında Gökçek döneminde neredeyse hiçbir şey kalmadı. En son 350 ton asbestli malzeme bulunan elektrik santrali de hiçbir önlem alınmadan insanların yaşamlarını tehlikeye atarak yıkılmıştı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, bu hukuksuzluğun peşini bırakmadık. Bilirkişi raporu, “Havagazı Fabrikası’nın tüm adası kültür varlığı olarak tescil edilmeli” dedi. Havagazı Fabrikası yıkıldı, ancak bilirkişiler hazırladıkları raporda korunmasının altını çizdi. Bu raporla da bir kez daha açığa çıkıyor ki, Melih Gökçek’in Ankara’ya verdiği zarar, sadece 25 yılla sınırlı değil. Gökçek’in uygulamaları, kentin 100 yıllık geleceğini tahrip etti. Gökçek’in başkente karşı suç işlemekten yargılanması sürecini mutlaka göreceğiz, peşini bırakmayacağız.
Candan, bilirkişi raporunda yer alan “Ülkemizin bağımsızlık savaşından sonra başkente yapılan Ankara’da başlatılan sanayi hamleleri kapsamında 20. Yüzyıl başında kurulan Elektrik ve Havagazı Fabrikası Ankara’nın ilk havagazı ve kök kömürü ile çalışan elektrik üretim tesisi 1990’lı yıllarda gelen doğalgaz nedeniyle atıl kalmıştır. Dava konusu adaya kültürel varlıklarımızın korunması ve gelecek nesillere iletilmesine fırsat verecek bir kültür adası gözü ile bakmak bu amaçla tüm adanın kültür varlığı olarak tescil etmek ve bu yöndeki kültürel yapılanmaya yönelmek Ankara’nın ve ülkemizin kültürel mirasına katkı sağlayacaktır” ifadelerinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
“Şimdi, mahkemenin bilirkişi raporu çerçevesinde karar vermesini bekliyoruz” diyen Candan, “Böylece Havagazı Fabrikası’nın rekonstrüksiyonu (yeniden yapım) gündeme gelir. Bu kültürel varlığın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması için Ankara Tabip Odası ile birlikte düzenlediğimiz Kent Düşleri Proje Fikir yarışmasında yaratıcı önermeler ortaya çıktı. Bu önermelerin değerlendirilmesi Büyükşehir Belediyesi için bir fırsat olur” ifadelerini kullandı.
Açtıkları davalarda üst üste iptal kararları çıktığının altını çizen Candan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a seslenerek şunları söyledi:
Kenti meslek odaları dernekler ve kentlilerle birlikte yöneteceksek işte en büyük fırsat. Bunlar Başkent Ankara’yı koruma mücadelesinde açtığımız davalarda alınan sonuçlardır. Bu dava sonuçları ile şimdi katılımcı bir yöntemle Ankara’yı şekillendirmek, onarmak için Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ve hepimize fırsat sunuyor. Saraçoğlu Mahallesi, Güvenpark ve Havagazı Fabrikası, Ankara’nın Başkent oluşunun 100.yılında taşıdığı değerlerin kentlilerle buluşması için önemli bir bellek hazinesi sunuyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak Kızılay Kent Merkezi, Saraçoğlu Mahallesi ve en son Ankara Tabip Odası ile birlikte düzenlediğimiz Maltepe Havagazı Fabrikası Kent Düşleri Proje Fikir yarışmalarının ışığında bu alanların ortak akılla ele alınması, Ankara için en önemli katılımcı hamle olur. Ulucanlar Cezaevi Ankara barosu ile birlikte düzenlediğimiz, kent düşleri yarışması ile ayakkabıcılar çarşısı olmaktan kurtulmuş ve Mimarlar Odası Ankara Barosu, Adalet Bakanlığı ve Altındağ Belediyesi ile yapılan dörtlü protokol ile müze haline getirilmişti. Saraçoğlu, Havagazı ve Güvenpark içinde bu adımların atılmasını bekliyoruz.
Havagazı Fabrikası
.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kent merkezindeki Cumhuriyet’in ilk sanayi tesislerinden olan ve 1929 yılında inşa edilen, “endüstri mirası” Havagazı Fabrikası’nı 1991 yılında tescil başvurusu yaparak koruma altına aldırmıştı. Mülk sahiplerinden EGO Genel Müdürlüğü’nün tescil başvurusunun kaldırılması talebi reddedilmiş ve Danıştay 6. Dairesi’nin 1996 / 5342 sayılı kararı ile Havagazı Fabrikası, üstün kamu yararı adına hukuksal koruma altına alınmıştı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 2006 yılında tekrar koruma kararı kaldırılarak gece yarısı operasyonu ile yıkılmaya başlanan Havagazı Fabrikası’nın tescil kaldırması hakkında dava açmıştı.
Maltepe Havagazı Fabrikası en son 350 tonluk asbestli malzeme barındırdığı ve önlem alınmadan yıkımı yapıldığı ile gündeme gelmişti. Alanın yüksek yoğunluklu yapılaşmasına ilişkin Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı davalar ise ayrıca devam ediyor.
Ankara’da 66 yıl boyunca hizmet veren ve doğalgazın gelmesi ile devre dışı bırakılan Havagazı Fabrikası’nı Werner Issel projelendirmişti. Fabrika 1990’da “iş merkezi” yapılması amacıyla alınan yıkım kararıyla yıkılmaya başlanmıştı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, türünün ayakta kalabilmiş son örneği olması nedeniyle onarılarak korunması ve yeni işlevlerle kullanılarak yaşatılması için bir dizi süreç tanımlamış fakat bu süreçlere uyulmamıştı.
Fabrika gazometreler, elektrik santrali, su kulesi, havagazı ocak dairesi, yakıt tankları ve depoları, silolar, atölyeler vb. yapılar ile bir bütünün parçaları olarak tasarlanmış eskimiş ancak, bileşeninden kopamamış “endüstriyel yapı” tasarımlarının bir örneği olması nedeniyle mimarlık tarihi açısından yeri son derece önemli, tasarımı ve mühendislik tekniği ve teknolojisi açısından bir daha yerine koyulamayacak değerlerden birisiydi.
Sendika.Org/ Ankara