Tüm Bel-Sen, 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimlerine ilişkin açıklama yayımlayarak AKP’nin vazgeçemediğinin “hizmet belediyeciliği” değil, “rantiyeci belediyecilik” olduğunu söyledi. Tüm Bel-Sen, “Kayyum değil, seçilmişler yönetsin. Tek adam yönetimi değil, halk meclisleri yönetsin” dedi
İstanbul seçimine günler kala KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen, yazılı açıklama yayımladı. “Vazgeçilemeyen hizmet belediyeciliği değil, rantiyeci belediyeciliktir” denilen açıklamada son 1 yılda 1 milyon emekçinin işten atıldığı, işçilerin kıdem tazminatına, kamu emekçilerinin iş güvencesine göz dikildiğinin altı çizildi ve “İstanbul Büyükşehir seçimlerinin yenilenmesi sadece istediği sonucu alamadığı için halk iradesini tanımamak keyfiyeti değil aynı zamanda halka karşı sorumsuzluktur. İstanbul halkı iş için ekmek için mücadele ederken, kamu kaynaklarının yeni bir seçim için çarçur edilmesi vicdansızlıktır” denildi.
Seçimlerin iptalinin ardından, İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının alınmasıyla görevlendirilen İstanbul Valisi’nin şehri “İstanbul’a hizmet israf değildir” denilen açıklamada “İşte bu pankartların, afişlerin bastırılması için harcanan belediye gelirleri de onları astırmak için mesai yaptırılan belediye emekçilerinin mesaisi, zaman kaybı da israfın ta kendisidir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “taşeron sorunu” denilerek AKP’li yönetim tarafından örgütlenen ve İmamoğlu’na karşı propaganda yapılan eyleme de değinildi:
Bu basın açıklaması biz belediye emekçilerinin iradesini temsil etmediği gibi belediye emekçileri tarafından değil kayyum tarafından örgütlenmiştir.
İBB çalışanları olarak belediyeye kayyım atanmasına karşın yapmak istediğimiz basın açıklaması 10 Mayıs tarihinde belediye ve kolluk güçleri tarafından engellenirken bu açıklama nasıl rahatlıkla yapılabilmiştir?
Tüm Bel-Sen, nitelik ve liyakata uygun olarak güvenceli, sendikal hak ve özgürlüklere işveren baskısının ortadan kalktığı çalışma koşulları için mücadele ettiğinin altını çizerek “O nedenle partizanca kadrolaşmalara, işten atarız tehditleri ile kamplaşma ve siyaset malzemesi yapılmaya itiraz ediyoruz. Adaylardan hangisi kazanırsa kazansın işçi ve emekçilerin işiyle ekmeğiyle oynamamasının, partizanca kadrolaşmaların karşısında olacağız” ifadelerini kullandı.
“Demokrasi kazansın” diyen Tüm Bel-Sen açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
İstanbul halkı pazar günü bir kez daha sandık başına gidecek. İnancımız odur ki demokrasi kazanacak. Çünkü bu seçim artık yalnızca bir İstanbul seçimi olmaktan çıkmıştır. Biz belediye emekçileri olarak sadece kendimiz için insanca çalışma ve yaşama koşulları için değil aynı zamanda demokratik ve halkçı bir yerel yönetim anlayışı için de mücadele ediyoruz.
İstanbul halkının hakları bir avuç rantiyeciye, vakıflara ve cemaatlere peşkeş çekilemez. Haklarımız ve çocuklarımızın geleceği için demokrasi kazansın çağrısı yaparken, seçme ve seçilme hakkımızın garantisinin de seçtiğimiz belediye başkanlarının görevini yapabilmesinin de ancak örgütlü bir mücadele ile mümkün olacağını da biliyoruz.
Kayyum değil, seçilmişler yönetsin…
Tek adam yönetimi değil, halk meclisleri yönetsin…
Sendika.Org