Kadriye Çavuş, Ankara’da bulunan sığınma evinden Mersin’de bulunan başka bir kadın sığınma evine nakledilirken kaçırıldı
Kadriye Çavuş dün şehirlerarası otobüs ile yolculuk yaparken 2 kişi tarafından kaçırıldı. Çavuş’un Ankara’da bulunan sığınma evinden Mersin’de bulunan başka bir kadın sığınma evine nakledilirken kaçırıldığı öğrenildi. Kaçıran kişilerin ise aile fertleri olduğu ortaya çıktı.
Yolcuların polise haber vermesinin ardından başlatılan arama çalışmaları sonucunda saldırganlar yakalansa da sığınma evinde kalan bir kadının nakil işlemi sırasında kaçırılmasına dair Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı veya Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan bir açıklama gelmedi.
Peki ailesinden kaçarak sığınma evine yerleşen bir kadının nakil işlemi sırasında işlemden ailesinin nasıl haberi oldu? Nakil işlemi sırasında nasıl bir protokol izlenmesi gerekiyor ve bu olayda kimlerin ihlali var?
Bu soruları Avukat Arzu Aydoğan’a sorduk. Öncelikle Aydoğan sığınaklar yönetmeliğinde nakil diye özel bir düzenleme olmadığını hatırlattı. Aydoğan nakil işleminin özel bir işlem olduğunu vurguladı ve kadının durumunun esas tutulması gerektiğini kaydetti.
Aydoğan nakil işleminin gerçekleşmesindeki şartları ise şöyle özetledi:
Böyle bir işlemin başlaması ancak sığınak müdürünün kararı ile olabilir. Bu kararı verebilmesi için kadın ile görüşme yapılması gerekirse kolluk tarafından risk raporu istenmesi gerekir. Ayrıca kadının “güvende hissetmiyorum” dediği an gereken önlemleri kendiliğinden alması gerekir. Burada kadının beyanı yeterlidir.
Sığınakların çalışma esasının gizliliğe dayandığını belirten Aydoğan, kadının kaçırılmasında ihmal olduğunu belirterek şunları söyledi:
Sığınakların çalışma esası gizliliğe dayanır. Gizlilik kuralları, bütün olasılıklar gözetilmeye çalışarak düzenlenmiştir. Kadının haberdar olmasını istemediği kişilerin bu tür bir işlemi öğrenmesinde muhakkak bir ihmal vardır. Bu ihmal, başta sığınak idaresinin olmak üzere denetim mekanizmalarının tümüne aittir. Sığınakta kalan kadınlara şiddetsiz bir yaşam sunmak idarenin görevidir. Bu ifade yönetmelikte aynen bu şekilde geçmektedir. Ancak, bu olay bize yeniden şu gerçeği gösterdi ki, sığınmaevlerinde yaşayan kadınlar için gereken düzenlemeler eksiktir. Bu eksiklerin giderilmesi için devletin derhal önleyici ve koruyucu politikaları hayata geçirmelidir.
Son söz olarak kadına yönelik şiddeti önlemenin bir lütuf ya da seçim propaganda malzemesi değil; hukuk devletinin gereği olduğunun söyleyen Aydoğan, kadınların bu olayda bir kez daha şiddet karşısında savunmasız ve yalnız bırakıldığının altını çizdi.
Ankara-Mersin istikametinde hareket eden Villa Turzim’e ait otobüs Aksaray Tuana Turistik Tesisleri’nde mola verdi. Molanın ardından hareket eden otobüsün önü 06 BFJ 470 plakalı beyaz bir araç tarafından kesildi. Otobüse binen kişi otobüste bulunan Kadriye Çavuş’a saldırarak darp etti.
Araçta bulunan yurttaşların müdahalesine rağmen, birisi ağabeyi olan iki saldırgan, Çavuş’u yerlerde sürükleyerek otobüsten indirdi ve alıkoydu.
Yolcuların polise haber vermesinin ardından başlatılan arama çalışmaları sonucunda saldırganlar Aksaray’da yakalandı ve gözaltına alındı.
Konu ile ilgili açıklama yapan Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı olayın Çavuş Ankara ilinde bulunan sığınma evinden Mersin ilinde bulunan kadın sığınma evine nakledilirken gerçekleştiğini belirtti. Savcılık aynı zamanda mağdurun olayın hemen akabinde olaya karışan aile fertlerinden şikayetçi olmadığını açıkladı.
Sendika.Org