Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 2017 yılında zırhlı aracın karıştığı ve 5 sivilin yaşamını yitirdiği kazanın soruşturmasında savcılık, zırhlı araç sürücüsü polis memuru N.İ. hakkında takipsizlik kararı verdi
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, kazaya ilişkin soruşturma başlatan Lice Cumhuriyet Savcılığı, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) sivil araç sürücüsü Fikri Demirbaş’ın “asli kusurlu olduğu” yönündeki raporunu gerekçe göstererek soruşturma hakkında takipsizlik ve Fikri Demirbaş’ın hayatta olmaması nedeniyle hakkında kamu davası açmaya yer olmadığı kararı verdi.
Mevlüt Dağtaş’ın yakınlarının avukatı Hatice Demir ve diğer avukatlar, takipsizlik kararına ilişkin Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulundu. ATK raporunun sadece kaza tespit tutanağına dayandırıldığına işaret eden Demir, dosyadaki mevcut deliller, olay yeri inceleme ekibi tarafından çekilen fotoğraflar ve kaza tespit tutanağının taraflı ve olayın aydınlatılmasından uzak olduğunun altını çizdi. Dilekçede, mağdur avukatları olarak dosyaya sundukları delillerin dikkate alınmadığının altını çizerek, olay yeri incelemelerin, aldıkları video ve fotoğrafların olayın kaza tespit tutanağında yer aldığı gibi olmadığını kaydetti.
Ayrıca Demir, itiraz dilekçesinde olay yerindeki tekerlek izleri, bulgular, yolun durumu, eğimi, kazaya karışan araçların güzergahları birlikte incelendiğinde “kaza tutanağının gerçeğe aykırı tutulduğu” tespitine de yer verdi.
Olayın gerçekleştiği noktada yolun eğimli ve tehlikeli olduğuna dikkat çeken Demir, itiraz dilekçesinde kazanın aşırı hızdan kaynaklandığını ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
Bu eğimli yolda zırhlı kobra araç hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüşü, yol ve trafik durumunun gerektirdiği kurallara aykırı davranmak suretiyle yokuş aşağı giderken direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, ani fren yapmış ama hızından dolayı duramamış, şeridinden çıkarak karşı şeride geçmiş ve seyir halindeki müvekkil tarafı, aracını altına alarak ezmiş ve şarampole yuvarlanmıştır. Kaza yerindeki lastik izlerinin oldukça geniş olduğu, bu geniş tekerleğin kazaya sebebiyet veren zırhlı araca ait olduğu, otomobilin lastik izlerinin bu genişlikte olmadığı anlaşılmıştır. Zırhlı aracın lastik izlerinde herhangi bir kesinti bulunmamaktadır, bu durum aslında otomobilin şeridinden çıkmadığını göstermektedir. Kaza tutanağında belirtildiği gibi otomobil şeridinden çıkmış olsaydı zırhlı aracın fren izinde bir kesintinin olması gerekirdi.
Demir, soruşturma sürecinde kaza tespit tutanağına itiraz ettiklerini, savcılığın ATK ve kaza tespit tutanağı delillerini esas almasının hukuka aykırı olduğuna vurgu yaparak, soruşturmanın eksik ve yetersiz yürütüldüğünü kaydetti.
Demir’in itiraz dilekçesinde yer alan talepler şöyle:
Diyarbakır Lice’de Fis Ovası mevkiinde 20 Haziran 2017’de polis memuru N.İ’nin yönetimindeki zırhlı aracın karşı yönden gelen Fikri Demirbaş’ın kullandığı araca çarpması sonucu, Demirbaş’la birlikte araçta bulunan 5 kişi hayatını kaybetmişti ve 5 özel harekat polisi de hafif yaralanmıştı.
Jandarma tarafından hazırlanan kaza tespit tutanağında, sivil araç sürücüsü Fikri Demirbaş’ın asli, zırhlı araç sürücüsü N.İ’nin ikinci derecen kusurlu olduğu belirtilmişti. Tutanak doğrultusunda yürütülen soruşturmada, araç sürücüsü N.İ, adli kontrol tedbirleri kapsamında serbest bırakılmış, ATK Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi de jandarma tespit tutanağı doğrultusunda rapor hazırlamıştı.
Avukatlar, araçta bulunan kamera kayıtlarının incelenmesi talebiyle başvuru yapmış, söz konusu kayıtların yer aldığı hard disk, uzman bilirkişiye gönderilmişti. Bilirkişi raporunda, aracın kayıt cihazının “bozuk” olduğu, bu nedenle kayıt yapmadığı için olay anına ilişkin görüntülerin bulunmadığını tespit etmişti.
İçişleri Bakanlığı da Demirbaş’ın varislerinden zırhlı araçta meydana gelen hasar gerekçesiyle 250 bin avro tazminat talebinde bulunmuştu.
Sendika.Org