Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı, belediye başkanlarının belediye iştiraklerine atama yapma yetkisini tırpanladı. Ticaret Bakanlığı tarafından Ticaret Sicil Müdürlükleri’ne gönderilen genelge Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın belediyenin iştiraki olan Halk Ekmek’e yönetim kurulu atamasının onaylanmamasının dayanağı
31 Mart yerel seçimlerinin ardından AKP’nin yönetimindeki belediyelerin önemli bir kısmının CHP’ye geçmesinin ardından, belediye başkanlarının yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin iddialar dile getiriliyordu. Cumhuriyet’te yer alan habere göre Ticaret Bakanlığı’na bağlı İç Ticaret Genel Müdürlüğü, 31 Mart yerel seçimlerinden 24 gün sonra, “Bakanlığımıza yazılı ve sözlü olarak yapılan başvurulardan; belediyenin aynı zamanda tüzel kişi yönetim kurulu üyesi veya müdürü olduğu belediye iştiraki şirketlerde, yönetim kurulu veya müdürler kurulunda belediye tüzel kişiliğini temsil etmek üzere yetkilendirilen gerçek kişilerin değiştirilmesine yönelik tescil taleplerinde ve yine pay sahibi belediyeyi temsilen şirketlerin genel kuruluna katılacak temsilcilerin belirlenmesinde, belediyedeki hangi organın (belediye başkanı, belediye encümeni, belediye meclisi) kararının aranması gerektiği hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır” diyerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nden görüş istedi. Ticaret Bakanlığı, bu konuda yapılan sözlü ya da yazılı başvuruların kimler tarafından yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi vermedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü, 20 Mayıs 2019’da tarihinde başvuruya yanıt verdi. Bakanlık, belediye şirketlerinin yapısı ve belediye meclislerinin görevlerine ilişkin uzun bir hukuki mütalaanın ardından belediye şirketlerinde atama yetkisinin belediye meclisinde olduğuna dair görüş bildirdi. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Müdürlüğü tarafından tüm ticaret sicil müdürlüklerine gönderilen genelge, Halk Ekmek yönetim kurulu atamasının onaylanmamasının da dayanağı oldu.
ÇŞB, belediye şirketleri ile ilgili alınacak kararlarda belediye meclisinin onayını gerektirecek hükümleri ve şirketlerle ilgili meclisin yetkilerini tek tek sıraladı. Fakat bakanlık, 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 37. maddesini ise göz ardı etti. Söz konusu maddede “Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir” hükmü yer alıyor. Mütalaasında bu maddeye yer vermeyen ÇŞB, onun yerine kanunun şirketlerin kurulması, sermaye artırımı, borçlanması, genel kurula gidilmesi, şirketlerin kapanması ya da özelleştirilmesi gibi konularda meclisin yetkili olmasına atıfta bulunarak “Madem ki meclis bunlara yetkilidir o halde bu şirketlere yönetici atamalarına da meclis yapmalıdır” şeklinde zorlama bir yoruma yer verdi.
Uluslararası Bağımsı Denetim Şirketi İHY Bağımsız Denetim ve YYM A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı ile TÜRMOB Disiplin Kurulu Başkanı İrfan Hüseyin Yıldız, yetki tırpanına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, genelgenin “yok hükmünde” olduğunu ve 5393 sayılı kanunla çeliştiğine dikkat çekti. “Ne olduysa, yıllardır süren bir kanuni uygulamaya, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün, ticaret sicil müdürlüklerine gönderdiği bir yazı ile engel olmuştur” diyen Yıldız şunları söyledi:
Gönderilen bu yazı da Çevre Şehircilik Bakanlığı, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nden alınan bir görüşe dayandırılmıştır. Oluşturulan bu görüşe göre özet olarak; 5393 Sayılı Belediye Kanunu’ndaki belediye meclisinin görevleri sayılarak, belediye meclisi bunları yapmakla görevli olduğuna göre, belediye şirketlerindeki, belediye tüzel kişiliğinin payını temsil etme ve belediye tüzel kişiliği adına şirket yönetim kuruluna seçilecek yönetim kurulu üyelerini belirleme yetkisi de, ‘belediye meclisine aittir’ denmektedir. Ticaret Sicil Memurluklarına da, bu konuda alınan bir belediye meclisi kararı yoksa, getirilen belediye şirketlerinin genel kurul kararlarını tescil etme denmektedir. Oysa, Ticaret Bakanlığı’nın dayandığı görüşün hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 18 maddesinde, belediye meclisinin görevleri ve yetkileri tek tek sayılmıştır. Bunlar (a) dan (u) ya kadar sıralanan 18 bentte ayrıntılı açıklanmıştır. Elbette belediye meclisinin, bütçeye ilişkin, belediyenin gelir ve giderlerine ilişkin mali konulardaki görev yetkileri bulunmaktadır. Özellikle (i) bendi konumuzla ilgili olarak şu hüküm mevcuttur: ‘Bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tabi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek’ görevi vardır. Ancak kanunun hiçbir yerinde ve benzeri görevleri vardır denmemektedir. Belediye meclisinin görev ve yetkileri ismen ve ayrıntılı olarak sayılmıştır. Örneğin (n) bendinde, “meydan, cadde, sokak, park, tesis ve benzerlerine ad vermek…” yetkisi gibi ayrıntılara kadar bile inilmiştir. Ancak hiçbir yerinde belediye şirketlerindeki, belediye tüzel kişiliğine ait payları kimin temsil edeceği, bu şirketlerde belediye tüzel kişiliği adına yönetim kurullarına kimin seçileceği hususları, (Bu şirket genel kurulunda belirlenir) belediye meclislerinin görev ve yetkileri arasında sayılmamıştır.
Belediye şirketlerinin kuruluş, ortak olma ve sermaye artırımı konularında izin alma dışında Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi oldukları tartışmasızdır. Peki, bu ortaklık payını, belediye şirketlerinin genel kurullarında kim temsil edecektir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 37 maddesi, “Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir’ hükmüne amirdir. Yıllardır, kanunun öngördüğü şekilde belediye şirketlerinin genel kurullarında, belediye tüzel kişiliğini belediye başkanları temsil etmiş ve oy kullanmışlardır. Belediye şirketlerindeki pay sahibi, belediye tüzel kişiliğidir, belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi de belediye başkanıdır. Oldukça açık olan bu hukuki durumun yorum gerektiren bir yanı bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, belediye başkanlığı seçimini kazanan başkanının, mecliste çoğunluğu yoksa elleri, kolları ve ayakları bağlanmak istenmektedir. Hukuki dayanağı olmayan bu yazıyı ticaret sicil memurluklarının dikkate almaması gerekir. Eğer, sicil memurlukları bu talimata uygun olarak belediye şirketlerinin genel kurullarını tescil etmezlerse, buna karşı, ticaret mahkemelerinde tescil davası açılması kaçınılmaz olur. Maalesef bu konu siyasette de bir başka gerilim noktası olacaktır.
Sendika.Org