MHP lideri Devlet Bahçeli, 2 Mayıs’ta Abdullah Öcalan ve avukatlarının görüşmesine ilişkin “Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün” dedi. Bahçeli ayrıca “Her şey çok güzel olacak” sloganını paylaşan Cem Yılmaz için “Artık sevemem” derken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “dokunulmazlığının kaldırılmasını isteme”, Saadetlilere de AKP’ye oy verme çağrısı yaptı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 23 Haziran İstanbul seçimi öncesi Tayyip Erdoğan’ın Kürtlerle müzakereye dayanmayan, ancak muhalefeti bölmeyi hedefleyen İmralı taktiğine destek verdi.
Bahçeli, YSK’nin İstanbul seçimine ilişkin karar çıkacağı gün, Abdullah Öcalan’ın 2 Mayıs’ta İmralı’da avukatlarıyla görüştüğünün ortaya çıkması konusunda “Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün” dedi.
Tayyip Erdoğan’ın “Çözüm süreci diye bir şey söz konusu değil” açıklamasına dikkat çeken Bahçeli, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
HDP seçmeniyle Kürt kökenli kardeşlerimizi birbiriyle karıştırmamak lazım. Yorumu o şekilde ele aldığımız zaman, HDP’nin oylarının hepsini Cumhur İttifakı’na kanalize edecek bir taviz politikası takip ediliyor gibi bir anlayış ortaya çıkar ki bu doğru değildir. Bu bir talep meselesidir. Avukatıyla uzun yıllar görüşememesinin ısrarlı bir şeklidir. Bir hanımefendi milletvekilinin cezaevinde 160 günden beri ölüm orucu tutmuş olmasındandır. Böyle bir durum karşısında Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği şekliyle, çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün. Yani görüşmese dahi bunlar Kandil’den haberleşiyorlar zaten. Bunu büyüterek, farklı noktalara getirerek hele hele PKK, onun YPG’siyle, onun HDP’siyle iş birliği yapıp seçim kazanma sevdasına kapılanların ağızlarına böyle bir görüşmeyi almamaları lazım. Ağızlarına almaları gereken görüşme, yattaki görüşmeler olmalıdır.
AVUKATI, ÖCALAN İLE GÖRÜŞMESİNİ ANLATTI: “AÇIKLANAN METİN, MÜZAKERE DEĞİL ÇAĞRI METNİDİR”
Gazetecilerle bir araya geldiği iftar programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “dokunulmazlık” çıkışından Ekrem İmamoğlu’nun “Her şey çok güzel olacak” kampanyasına destek veren sanatçılara kadar birçok konuda konuştu.
Bahçeli, dokunulmazlık konusunu gündeme getirmelerine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
(Dokunulmazlığın kaldırılmasından yanayım) şeklinde bir teklif gelirse bu teklife ilk müspet oyu benim vereceğimi söyledim. Bu doğru bir yaklaşımdır. Bu kadar aşırı, kırıcı, karıştırıcı konuşmayı yapan kişi dokunulmazlık zırhına bürünmemelidir, önünü açmalıdır. Tartışmayı bu boyutuyla Türkiye’nin gündemine getirirken aynı zamanda da TBMM’ye taşımış olmalıdır. Böyle olmadığı taktirde bu konuşmalarla ilgili Türkiye’deki yargı organları, özellikle de savcılar belli suç unsurları taşıdığı kanaatiyle bir soruşturma başlatırsa o zaman bu Adalet Bakanlığına intikal edecektir. Oradan YSK’nin bu incitici davranışlar karşısındaki hakkını koruyabilmek açısından dokunulmazlığın kaldırılması noktasında bir fezleke talebinde bulunabilirler. O zaman yine bizim kanaatimizde bir değişiklik olmaz. Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın, dokunulmazlık çağrısına yönelik eleştirilerini de yanıtlayan Bahçeli, “CHP’nin bazı sözcüleri ‘hodri meydan’ diyor. Neyin hodri meydanını yapacağız. Getireceksen bu dokunulmazlığı sen getirecektin. Getirmeyeceksen fezleke yoluyla geldiği taktirde yine TBMM’de kanaatlerimizi açıkça ifade eder ve kullanacağımız oyu belirleriz. Şimdi bunları böyle düşünmek yerine bizi suçlayarak, hodri meydan demenin… ‘Demirden korksa trene binmez’ gibi geçmişte kullanılan bir söz vardır. Çok kişi de bunu cesaret unsuru olarak söyler. Şimdi hep beraber havaalanına gidelim. Buradaki mevcut yolcu sayısıyla TCDD’nin garlarındaki yolcu sayısını mukayese ederseniz, bunların hepsini ‘demirden korkup trene binmiyor, hepsi korkak’ olarak nitelendiremezsiniz. Kendisinin imkanı çok yüksektir. Üst bir bürokrattır, Türk siyasetinde yeri vardır. Kemal Derviş’in çok yakını ve çömezidir. Böyle bir şahsın artık uçak ve özel araba kullandığı inancındayım. Kendisine üste para versem altı saat Adana’ya demiryolu ile gidemez diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Aynı zarfta dört pusula bulunmasına rağmen sadece büyükşehir belediye başkanlığının iptal edilmesine yönelik tartışmalara ilişkin soru üzerine Bahçeli, “Gerçekten de bize dört pusula bir zarf verdiler. Gidip onun içine attık. Bu dört pusulayı zarfa yerleştirirken güçlük çektik. Ama oylar iptal edilmesin diye hassasiyet gösterdik. Fakat zarfları kullanırken dört pusulasına ben itiraz etmedim. Kemal Kılıçdaroğlu Bey’in de itiraz ettiğini sanmıyorum. O benden belki daha heyecanlı oy kullanmıştır” dedi.
CHP’nin YSK’ye yaptığı “tam kanunsuzluk” başvurusuyla tüm İstanbul seçimlerinin yanı sıra 24 Haziran seçimlerinin de iptal edilmesini istemesine ilişkin “Bir yerlere Türkiye’yi sürüklemenin gereği yok” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
Şimdi bu gerçeklerin ışığında İstanbul’da 39 ilçe belediyesinin 25’ini Cumhur İttifakı kazanmışken buraya bir itiraz yapmıyorsunuz, mazbatayı alıp almama noktasında değerlendirmelerde bulunuyorsunuz, mazbatanın verilmesi için YSK’ye çok büyük övgüler yağdırıyorsunuz. Sonunda 28 bin oydan 13 bine düşünce bu sefer de şaibeler olduğu ortaya çıkıyor. Şaibeler 25 ilçede veya 39 ilçede sadece 2 yerde kendini gösteriyor. Maltepe ve Büyükçekmece’de. Oralara da itirazlar yapılıyor. Şimdi kalkıp halkı aldatmanın bir manası yok. CHP’ye oy vermiş kardeşlerimizi de aldatmanın gereği yok. O dört tanesinin içerisinde sadece Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki oy farkının neden böyle olduğu hesap ediliyor. Gerçekten de düşündürücü. Oyların bu kadar aşağı düşmesinin sebebi üzerine konuşacağı yerde kalkıp, ‘Orada dört pusula var. onu iptal ediyorsanız bunları da iptal edin’ diyorlar. Hele bazıları var, Türkiye’de neredeyse siyaseti ve demokrasiyi kapatacak, seçimleri tamamen lağvedecek. ‘Efendim filan tarihten itibaren seçimler iptal edilmelidir’ diyor. Bütün bunların hepsinin altı başka anlam taşır. Bir yerlere Türkiye’yi sürüklemenin gereği yok. Seçimler iptal edildikten sonra ne olacak? 24 Haziran’ı iptal ettiniz, 2015’i iptal ettiniz… Geriye doğru giderseniz 1946’ya kadar var. Sonra bunun altından Türkiye nasıl kalkacak, bu siyasiler nasıl kalkacak? Onun için milleti aldatmasınlar. 28 bin oydan 13 bin oya düşerken bu kadar oyun nereden çalındığının üzerinde mutabakat kuracakları yerde hırsızın üstünü örtmenin bir manası yok. Dört pusulayı da dahil etmiş olsa hırsızı kovalamaktan bu millet vazgeçmeyecek. MHP de vazgeçmeyecek. Çünkü böyle kritik bir eşikte bu karmaşayı yaratan insanların niyetlerinin açığa çıkması lazım. O çıkıncaya kadar da biz bu işin arkasındayız. Onun için artık bırakın kim ne kadar haklıysa…
CHP’DEN YSK’YE TAM KANUNSUZLUK BAŞVURUSU: İSTANBUL VE 24 HAZİRAN SEÇİMLERİ İPTAL EDİLSİN
Bahçeli, gazetecilerin “Her şey çok güzel olacak sloganını nasıl buluyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine, “2014-2013 yıllarında Emre Uslu denen bir kişinin sloganı bu. Twitter’da da var, her şey çok güzel olacak. Şimdi bunu herkes kullanıyor, bazıları da kullandı. Bir de bütünleşenler var. Kimler var mesela? Güroymak’a giderken orada Norşin olarak isim değişikliğini ifade edip, ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir eski Cumhurbaşkanı var. FETÖ’cüler var, PKK’cılar var, siyasette çok değişik beklentiler içinde olanlar var. Slogan çok yanlış” yanıtını verdi.
“Cumhur İttifakı’nın sloganı ne olmalı?” sorusu üzerine Bahçeli, bunun belirleyicisinin MHP olmadığını, bu sloganı belirleme görevinin Cumhur İttifakı’nın ana kütlesi ve adayları da kendilerinden olan AKP’de bulunduğunu söyledi. Bahçeli, “Bana ille de bir slogan diyorsanız, İstanbul’da bu kadar gürleyen havada, yağmur bereket varken, ‘yıldırımlar çaksın’ derim” diye konuştu.
Galatasaray’ın Divan Toplantısı’nda Hayri Kozak’ın, Ekrem İmamoğlu’na desteğini deklare etmesine Galatasaraylılar tarafından esprili bir şekilde “İnşallah bu son toplantı olmaz” yorumu yapıldığının belirtilerek, buna ilişkin yorumu sorulan Bahçeli, “Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin. Yani çok sayıda taraftarı bulunan spor kulübünü bir kişi bu şekilde istismar edemesin, bir eksik kalsın bana göre Galatasaray” dedi.
GALATASARAY DİVAN KURULU’NDA İMAMOĞLU’NA DESTEK KONUŞMASI: “HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”
Sanatçılardan da İmamoğlu’na benzer destekler geldiğinin ifade edilmesi üzerine Bahçeli, “Türkiye’de televizyonlar, olmayan sanatçıları olur hale getiriyorlar. O kadar yükseldikten sonra bir laf etmesi lazım. Onları dikkate almıyorum ben. Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler. Ben ise onu görünce ‘önce bir elbiseni değiştir’ derim. Kravat tak hatta takma, başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem” yorumunu yaptı.
İMAMOĞLU’NUN ÇAĞRISINA SANATÇILARDAN YANIT: “HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”
Bahçeli, “İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararının ardından ekonomik verilerde değişiklikler söz konusu oldu. TÜSİAD açıklama yaptı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir. Başkanları kim olursa olsun bu gelenek devam ediyor. TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Kendilerine bir tek soru soruyorum. TÜSİAD önemli iş adamlarının oluşturduğu bir kurumdur. Çok çalışmış, değerli bilim insanlarını yanına almıştır, araştırmalar yapmıştır. Temel sloganları vardır. ‘Mutlaka bir yapısal reforma ihtiyaç var’ demişler ve yapılan reformlarla ilgili çok da eserler ortaya koymuşlardır. Ben parti genel başkanı olarak hükümette olduğumuz süreçte TÜSİAD’ın bu eserlerini yakından takip ettim. Bir tek sorum var kendilerine, hangi iktidar gelirse gelsin bu yapısal reformlarının kitapçığını verdiler. Ziyaret ettiler, o yöneticileri kendileri çağırıp akılarınca imtihan da ettiler. Fakat bugüne kadar o yapısal reform tekliflerinden hangisi kabul gördü, hangisinden sonuç aldılar. Onun için bu tür ana kuruluşlar, katma değer ve üretim yaratan kuruluşlar siyaseti çok erken yorumlamaya kalkmasın. Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar. Böyle şey olmaz. Yazık bu memlekete. TÜSİAD’ı halk da kabul etmiyor. Alternatifleri de doğmuştur, onlar ilerde ne yapar onu bilemiyorum. TÜSİAD’ın yerine birçok kavramlar üreten, alfabedeki 29 harfi kullanan iş adamları seviyesi de doğmuştur. Ama TÜSİAD bu özelliğini kaybetmiştir, ciddiye alınır tarafı da kalmamıştır.
TÜSİAD’ın kurucusu 64 çok değerli bilim, iş insanı vardır, onlar da artık TÜSİAD’ın içine girmeme eğilimindedir. Şimdi siyasi hayatta hiçbir özellikleri olmayan, iş hayatında da ne yaptıkları belli olmayan insanlardan yapılar oluşuyor. Onun için 64 değerli kurucudan şimdilik ses çıkmıyor. O bakımdan hele hele seçim kararının alındığı gün ekonomiyi öne çıkarıp, döviz kuru üzerinde birtakım oynamalar yapmak yakışık alan bir şey değildir. 6,2 iken 6 virgül bilmem neye düştü. Yarın daha farklı düşebilir. Soğan patates, bunlar da ucuzlama dönemine girdi. Adana’da 1,5 lira soğan. İsteyene ben iki kamyon gönderebilirim. Ne yapıyorsa yapsın.
TÜSİAD: “SEÇİM ORTAMINA DÖNMEK KAYGI VERİCİ”
“İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararıyla CHP’nin temasları oldu irili ufaklı partilerle. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine de Bahçeli, şunları söyledi:
Aday çıkardılar ama oy verme anında hangi partiye ne kadar oy verdiler onu ben de merak ediyorum. Saadet Partisi ‘ittifakın içinde yokum’ demesine rağmen kendi adayına ne kadar oy verildi. Yani rahmetli Necmettin Erbakan’ın kemikleri sızlar. 30-40 sene mücadele edeceksin, yüzde 1 oy alacaksın, hem de en kritik dönemde. Şimdi aday çıkartsan ne olur çıkartmasan ne olur? Onun için onlara düşen, cami tartışması yaratmak, oradan başka sonuç elde etmek yerine dün terk ettikleri kardeşlerine destek vermek suretiyle sonuç almaktır.
KARAMOLLAOĞLU: “BU DURUM APAÇIK BİR HAK GASPIDIR!”
Sendika.Org