İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk’te Enine Boyuna programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çubuk’taki saldırıya dair Kılıçdaroğlu’nu suçlamayı sürdüren Soylu, CHP ile HDP arasındaki yakınlaşmanın bu ve benzer saldırılara mahal vereceğini söyledi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk’te Enine Boyuna programında Hülya Hökenek moderatörlüğünde, Habertürk TV Programcısı Veyis Ateş, Habertürk yazarları Sevilay Yılman, Çetiner Çetin ve gazeteci Mahmut Övür’ün sorularını yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıya dair açıklamalarında Kılıçdaroğlu’nu suçlamayı sürdüren Soylu, CHP ile HDP arasındaki yakınlaşmanın bu ve benzer saldırılara mahal vereceğini söyledi. Büyükşehirlerde AKP’ye kaybettiren HDP-CHP yakınlaşmasını hedef alan Soylu, kayyum tehdidini yineledi.
İmamoğlu’nun derbiye gitmemesi için Ali Koç’u aradığını da itiraf eden Soylu, gazetecilerin sorduğu bazı soruları ise cevaplamaktan kaçındı. Soylu’nun yanıtsız bıraktığı sorular arasında, Çetiner Çetin’in şu sorusu dikkat çekiciydi:
Seçim süresince bir bloklaşma oluştu. Büyük kentlerde HDP seçmeninin CHP ve İyi Parti’ye oy kullandığını gördük. Sert söylemler geldi. CHP’den de geçmişte Habur’da çözüm sürecine dönük söylemleri var. Bundan FETÖ ve PKK faydalanıyor. Nasıl bir çıkış yolu bulacağız?
Muhalefetin yerel seçimlerde birlikte hareket etmesi AKP’ye kaybettirdi. Bu yeni siyasal duruma dair sorulara yoğunlaşan gazeteciler Türkiye İttifakı tartışmalarını gündeme getirirken Soylu’ya AKP’nin Kürt seçmene yönelik yeni stratejilerini sordu. Örneğin Sabah yazarı Övür, “İşbirliği olmadan ETA meselesi çözülemedi. Türkiye İttifakı’yla bu kapı açılabilir mi?” sorusunu yöneltti.
Soylu, İstanbul seçimleriyle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
İstanbul seçimleri çok tartışmalı bir seçim oldu. Yıllardan beri seçim takip ediyoruz. Bu seçimin içerisinde bulunduğu şartlar ve sonucu YSK’nın vereceği kararla bağlı değildir. Bu tartışma İstanbul seçmenin üzerinde her daim olacaktır.
Biz sandık sonuç tutanaklarıyla çeteleleri karşılaştırdığımızda baktık ki problemler var. Baktık ki çetelelerde adam hileyi yapmış. Bir de ilçe seçim kurulunda birleştirme tutanakları var. Oradan YSK’nin hattına giriyorsun, orada da hatalar var. Özellikle CHP’liler demişler ki, ‘Arkadaşlar hile hatları bunlardır, bunlarda saflığı gördüğünüz an bunu yapın’. Buna çalışmışlar. Bu seçim öncesi Oy ve Ötesi neredeydi? Bunu duydunuz mu? Bu seçim önemsiz bir seçim miydi? Halkevleri gibi organizasyonlar bu seçimde sandık çağrısı niye yapmadılar? Son 1 haftada sonuçlar gelmeye başladı.
İstanbul seçimlerinde hile yapıldığını savunan Soylu şunları söyledi:
Oy kullandırılırken yönlendirme yapılabilir. Size üç pusula yerine iki pusula verir. Seçmenin yüzde 25-30’u bunu fark etmeden, siz de bilirsiniz ki ben her seçimde yanlış basmayayım diye heyecanlanırım. İnsanın giyimine, kuşamına, eğer o mahalledeysen görüşüne göre yapabilirsin. İlçe belediyelerinde bir şey yapamayacağın için büyükşehir pusulasını vermiyorsun. Herkes sandık kurulu başkanına itibar eder. İkincisi, sandıklar açıldı, oylar tasnif edilirken burada hileler yapılabilir. Bu herkesin gözü önünde olabilir. Üç, oy okunurken çetele tutulur. İki kişi oturur, kontrollü olsun diye her partiye çizik atar. Kutuları işaretler. Diyelim ki AK Parti 200 aldı, CHP 120 aldı vs. Bu buradan sandık sonuç tutanağına geçer. Hile burada. Bu hileyi biz yemişiz.
Ben bugün varım, yarın yokum. İmamoğlu’nun söylediği şudur, ‘Selahattin Demirtaş’ın siyaset çizgisini beğeniyorum. O kadar uzlaşmacı, barışçı bir çizgi ortaya koydu’ dedi. Bu millet geçmişteki olayları unuttu mu? Türkiye bir tehditle karşı karşıya olduğunu söylemek zorundayım. Bu Türk siyasi tarihinde bir kırılmadır. Aynı hatayı SHP yaptı. SHP’nin bitişi bundan. Aynı şekilde halk CHP’yi affetmez.
“Enine Sonuna” programında öne çıkan sorular ve Soylu’nun açıklamaları şöyle:
CHP’lilerin şehit cenazelerine alınmasın diye talimat versin, dediniz.
Tam da bu iş için söyledim. Ben itfaiyeci değilim. Benim görevim sadece bulunduğum yerde sabahtan akşama kadar bir görevi ifa etmek değil. Ben yazı memuru değilim. Ben bütün hepsini düşünmek zorundayım. 24 Haziran’da her CHP’li, Kılıçdaroğlu ve takımı şunu söylemedi mi, ‘Bir oyunuzu CHP’ye bir oyunuzu HDP’ye verin’ dedi. Ben bu tabloyu gördüm. Ben 3,5 yıl İstanbul il başkanlığını yaptım. Bunların, il başkanlarının, şehit cenazelerine, protokol olarak girmemeleri gerektiğini valilere tedbir olarak söyledim. Daha sonra Hande Fırat sordu, ‘iklim yumuşadı istedikleri yere gidebilirler’ dedim. CHP-HDP işbirliğini hem siyaseten onaylamadığımı hem de bu tedbiri almak zorunda olduğumu söyledim. Geçen İmamoğlu ile ilgili aynı şeyi söyledim. Beşiktaş maçına gitti. Sayın Cumhurbaşkanımıza oralarda hakaret edildi. Fenerbahçe maçını izlerken, istihbaratım bana şunu söyledi; sosyal medyada bu FETÖ’cünün burada ne işi var dediler, mazbata meselesini gündeme getirdiler. Ben de sayın Ali Koça’a ‘burada bir problem olabilir. Siz ev sahibisiniz’ dedim.
Bu tip olayların bir şekilde kendine ait iyi yönetilmesini temin edebilmek için. HDP’nin Ankara’da yaptığı kongreye ben müdahale ettim. Neden? Bir güvenlik temini için müdahale ettim. Onların bilgisi dahilinde. İşin bir arka perdesi var. Ben bunun iklimini İçişleri Bakanı olarak düşünmek zorundayım. Bir cinsel taciz söz konusuysa orada yakalanan kişinin ilçede karakola alınmamasına kadar müdahale etmek zorundayım. O ilçede o kişi karakola alınırsa insanlar oraya yıkılır ve toplumsal hadise meydana gelir. Bu tip toplumsal olayların tamamında devreye girerim. Ankara’daki cenazede girdiğim gibi. Aysel Tuğluk olayında olduğu gibi. Kalktım oraya gittim. Bir İçişleri Bakanı nasıl mezarlığa gider? Anında müdahale edemezsiniz, toplumsal olaylar beklemediğiniz noktaya itilir. Ali Koç’a ‘rica ederseniz, böyle bir mesele olduğunu’ dedi. O da dedi ki, ‘Sizin isminizi verebilir miyim’ dedi. Ben de ‘memnuniyetle’ dedim. ‘Benim sizden istirhamım bir daha rica edin’ dedim. ‘Bakan beni arasın’ demiş. Ben de Ali Koç’a, ‘Üzerimizdeki sorumluluğu attık, tedbirlerinizi siz de biz de arttıralım’ dedim.
Bizim tartıştığımız şiddet karşısında siyasetin duruşu. Ben İspanya konusunda çok çaba harcadım. Çok ciddi bir siyasi parti işbirliği var. Merkez sağdaki halkçı parti ile sosyalist partinin işbirliği olmadan ETA meselesi çözülemedi. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türkiye İttifakı’yla bu kapı açılabilir mi?
Türkiye sınıf atlıyor. 12 bin dolar seviyesine geldik. Orta üstten üst gelir seviyesine geçmeye çalıştığımız andan itibaren başımıza gelmedik şey gelmedi. Türkiye’yi hiç rahat bırakmadılar. Bu konuda Sayın Erdoğan’ın gayretleri ortada. Gezi, 17-25, 6-7 Ekim. HDP niye yaksın yıksın? Derdi ne? Niye çukur açsın? Niye özerk bilmem ne diye afedersiniz sapıkça bir şey ortaya koysun. Meclis’e girmişsen sen niye böyle bir değerlendirme yapasın. Bunu akılla izah edemeyeceğimiz taraflar var. Oradaki Kürt kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yönelik hayat standartlarını bir noktaya getirebilmek, terör örgütünü tasfiye edebilmek. Terör örgütünün vesayeti bizim üzerimizde değil Kürt kardeşlerimizin üzerinde.
Kayyum belediyeciliğini yerinde gören bir gazeteci olarak. İstanbul, Ankara, Bursa’daki vatandaşımızın katkısıyla Cizre, Mardin yeni baştan inşa edildi. Oradaki kaymakamların valilerin haklarını hakikaten ödeyemeyiz. Dehşet hizmet yapmışlar. Şimdi tekrar HDP mantalitesi devreye girecekse. Burada yaratılan konfor, imarın elden gitmemesi için ekstra bir hassasiyet gösteriliyor mu? Bu batıda yaşanan insanların sadece maddi değil manevi şekilde içini sızlatacak.
Terörün belediyeyle ilişkisini gördüğümüz an nefes aldırmayız. De javu yaşayamayız. Herkes bedel ödedi. Hepimiz bedel ödedi. Böyle bir şeye imkan verilemez. Bunun hesabını bu millete veremeyiz.
İçişleri Bakanlığı direk dokunmak durumunda kalıyorsunuz kayyum belediyeciliği ile. Seçim sonuçlarına bakıldığında ne değerlendiriyorsunuz? Kayyum belediyeciliğin dışında devlet ile vatandaş arasında doku.
Kayyum belediyeciliği Tayyip Erdoğan felsefeseydi. Sayın Cumhurbaşkanımız bazen en yakınları bazen bizler tarafından anlaşılamıyor. Her demokratik adamın böyle bir felsefesi vardır. Terörün içerisinde yönettiği bir belediyeyi , 20 yaşında birisi geliyor diyor ki, atanmış adama ‘benim’ diyor. Buna sayın Cumhurbaşkanı defalarca ‘bu yanlıştır, hukukun bize verdiği imkanları değerlendirelim’ dedi. Dünya bizi kayyum konusunda hiç eleştirmedi biliyor musunuz? Çünkü onlar da gördüler tabloyu. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu felsefesi oradaki görev alan arkadaşlara ciddi bir şekilde güç verdi. Bütün arkadaşlarımız bu meseleyi sahiplendik.
İstanbul seçimleri iptal olursa, yeniden seçim süreci başlayacak. Kürt seçmen oldukça belirleyici bir rol üstlendi. Kürt seçmenleriyle ilgili nasıl bir strateji ortaya koyacaksınız. Tabii ki seçim yenilenirse..
İstanbul seçimleri çok tartışmalı bir seçim oldu. Yıllardan beri seçim takip ediyoruz. Bu seçimin içerisinde bulunduğu şartlar ve sonucu YSK’nın vereceği kararla bağlı değildir. Bu tartışma İstanbul seçmenin üzerinde her daim olacaktır. YSK seçimi iptal etsin veya iptal edilmemesine karar versin. AK Parti’nin siyasi hayatına başladığından itibaren CHP bilgisayarla olmak üzere her türlü manipülasyonu ortaya koydular. Emrehan Halıcı vardı, ‘böyle bir şey yoktur’ dedi. Her seçim sonrası CHP yenilmişliğine bir bahane bulmak için ‘AK Parti hile yaptı’ anlayışından bugünlere geldik. AK Parti’nin Türkiye’ye getirdiği seçim sistemi dünyanın hiçbir yerinde olmayacak kadar sağlam bir seçim sistemdir. Herkesin herşeyi gördüğü bir seçim sistemidir. Ben sandık kurulu başkanlığı yaptım. Seçim kurulu üyeliği de yaptım. Partinin gözetmenliğini de yaptım. Seçim kurullarıyla YSK’nın verdiği kararlarla il başkanlığıma kongre yaptım. Kendi adıma tecrübem şu. AK Parti son sistemle beraber Türkiye’de seçimlerde yanlış yapılsa dahi anlaşılmasını sağlayabilecek bir süreç ortaya koydu.
Rabia Naz meselesi.
Babasıyla kaç defa görüştüm. Birisi bana dedi ki, orada hatırlı bir kişi sayesinde bu çocuk öldü. Bu çocuğun ölümünü sizin emniyet teşkilatı dahil olmak üzere işbirliği yaparak o çocuğun ölümünü düşme olarak gösterildi. Ben müfettiş görevlendirdim. Hem mülkiye hem de polis müfettişi. Bunu ilk kez söylüyorum kamuoyunda. Defalarca gittiler. Vallahi bir şey bulamadık. Eğer öyle bir şey olsaydı hemen görevden alacaktım. Ortada adli tıp da dahil olmak üzere böyle bir şey bulamadık. Bulsak amenna ve saddakna!
Sendika.Org