ATO, TAHUD Ankara Şubesi, Ankara Aile Hekimleri Derneği ve SES Ankara Şubesi, sağlıkta şiddete ilişkin basın açıklaması yaparak sağlık emekçilerinin 17 Nisan’da iş bırakacağını duyurdu
Ankara Tabip Odası (ATO), Türkiye Aile Hekimliği Uzmanlık Derneği (TAHUD) Ankara Şubesi, Ankara Aile Hekimleri Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, geçtiğimiz günlerde İzmir’de yaşanan sağlıkta şiddet olayına ilişkin basın açıklaması düzenledi. ATO’da gerçekleşen basın açıklamasının metnini ATO Yönetim Kurulu üyesi Gül Bakır okudu.
Bakır, yetkililerin bir an önce sğalıkta şiddeti önleyici, yaptırım gücü yüksek yasal değişiklikler yapması gerektiğini kaydetti. Sağlıkta şiddete karşı bir günlük iş bırakma eylemi çağrısı yaptıklarını belirten Bakır, “Sağlıkta şiddet tabi ki yalnızca birinci basamakta değil, sağlık hizmetinin verildiği tüm alanlarda; acil serviserde, kamu ve özel hastanelerde, yoğun bakımlarda önemli bir sorun olmaya devam ediyor” dedi. Bakır, Dr. Ersin Arslan’ın ölüm yıldönümünde Türkiye genelinde sağlıkta şiddete dikkat çekmek için 17 Nisan’da bir günlük iş bırakma eylemi yapacaklarını söyledi.
Sağlık emekçilerinin hayatlarını kaybetmesine neden olan çok sayıda olayın yaşandığını anımsataran Bakır, iktidarın bu konuda hiçbir adım atmadığının altını çizerek “Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet olayı yaşanmaktadır. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliiğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür” dedi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir! Sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olara güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Kuşkusuz kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak aşılanamamasının, yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Angaryalların yüklendiği gereksiz raporlar, negatif performans uygulaması, önü alınamayan usulsüz istekler ASM’leri huzurlu çalışılan, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürüldüğü yerler olmaktan çıkartmaktadır. Kapıdan giren her kişinin potansiyel bir tehlike olabileceği duygusu hekimlerde ve ASM çalışanlarında tarifsiz gerginlik yaratmaktadır. Hekimler bilime ve yasalara göre davranmaları durumunda idare, toplum ve medya tarafından yalnız bırakılacağı hatta suçlanabileceği kaygısı taşımaktadır. Her gün yaşanan yıpratıcı ve tüketici bu süreç şiddetin de eklenmesiyle yok edici olmaya başlamıştır. Ancak, açık olarak görülen bir başa gerçek, kkamu otoritesinin, sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken etkin önlemleri almadığı, caydırı cezaları yürürlüğe sokmayarak, müşteri memnuniyeti esasıyla sağlıkta iyiliği değerlendirdiğidir. Bu yanlış tutum daha birçok hekimin ve sağlık çalışanının şiddete uğramasına ve can kayıplarıyla karşılaşılmasına neden olacaktır.
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarının temsilcileriyle sorunun çözümüne yönelik işbirliğine gitmesi zorunludur. Sağlık Bakanı 1,5 yıldır görüşme talebimize yanıt vermemektedir.
Artık tek bir sağlık çalışanının bile şiddete uğramasına tahammülümüz yoktur. Sağlıkta şiddeti önleyici yasal düzenleme bir an öne yapılmalıdır. Aksi takdirde sağlıkta etkin bir şiddet yasası çıkana dek haklı mücadelemiz artarak devam edecektir.
Sendika.Org/ Ankara